Bu Blogda Ara

3 Ağustos 2022 Çarşamba

Bozkurt

 



Sivas Cer Atelyesi’nde 1939 - 1953 yılları arasında demiryolu araçlarının sadece bakım ve onarımları yapılır. Kuruluşundan tam 14 yıl sonra, Sivas Demiryolu Fabrikası adını alarak yerli lokomotif ve yük vagonu üretmek üzere yeniden organize edilmiştir.
Hedeflerini büyüterek, bakımını yaptıkları buharlı lokomotifi yüzde yüz yerli parçalarla imal etmek için hazırlıklara başlarlar. 1959 yılında yapım çalışmalarına başlanan ve tamamı Türk işçi ve mühendislerinden oluşan ekip tarafından çok kısa bir sürede bitirilen Bozkurt Lokomotifi 29 Ekim1961 yılında hizmete girmiştir. Karakurt’un ikizi olarak, 1961 yılında Sivas Cer Atölyesi’nde 56202 seri numarasıyla imal edilen Bozkurt lokomotifi de 25 yıl dolu dolu hizmet ettikten sonra, 1994 yılında emekliye ayrıldı.
Bozkurt da Karakurt gibi doğduğu yerde Sivas’ta üretildiği fabrika önünde, Türk sanayisinin gelişimini gösteren bir abide olarak sergileniyor. Bozkurt, teknik özelliklerinin de yer aldığı tabelada, üretildiği günden bugüne kadar geçen zamanı, duygularını anlatır gibidir:
"Ben Sivas demiryolu fabrikalarında Türk işçi ve mühendisinin el birliğiyle imal ettiği Bozkurt isimli 56202 nolu, tamamen yerli ilk lokomotifim. 20 Kasım 1961 tarihinde TCDD’nin hizmetine girdim. Güzel yurdumu arkamda binlerce ton yükle doğudan, batıya, kuzeyden güneye yüzlerce kez geçtim. Hizmet sırasında geçirdiğim sayısız hastalık demiryolu personelince iyileştirildi. Yaklaşık 25 yıllık hizmetin sonunda ekonomik ve teknik ömrümü doldurduğum gerekçesiyle emekliğe ayırdılar. İmal edildiğim, adı sonra değiştirilen ve gelişen TÜDEMSAŞ’ta 25 yıl hizmet ettiğim raylarımın üzerine oturttular, boyadılar, bir gelin gibi süslediler. Etrafım çiçek ve çimenlerle donatıldı. Bulunduğum yerden kuşların cıvıltısı içinde, üretimi ve onarımı yapılan vagonların servise verilişini mutlulukla izliyorum. Rahatım, mutluyum, ilginize teşekkür ediyorum. "
Kaynak: Rayların Unutulan İkizleri Karakurt-Bozkurt, S. Melih Şahin, bülten, tmmob makina mühendisleri odası ankara şubesi, Kasım - Aralık 2018, Yıl: 27, Sayı: 142, s. 26

13 Temmuz 2022 Çarşamba

Avustralya Halkı ve Yeni Zelanda için güney yarımkürede yaşayan insanlar için Temmuz 2022'deki Dolunaya Kurt Ayı diyorlar.

 



Güney yarımküre için Kurt Ay olacak. Bu nedenle güneyliler için Temmuz ayında bir sonraki dolunay 14 Temmuz Perşembe günü Avustralya Doğu Standart Saati ile tam 05:37'de (AEST) gerçekleşecek.
Bu günde ay kova burcunda olacak. Bu destansı aya bakmanın tadını çıkarın.
Solitaire > ^.. ^<
Avustralya Halkı ve Yeni Zelanda için güney yarımkürede yaşayan insanlar için Temmuz 2022'deki Dolunaya Kurt Ayı diyorlar. Dünyanın güney bölgelerinde, 14 Temmuz Perşembe günü Avustralya Doğu Standart Saatiyle (AEST) tam 05:37'de kurt ayı meydana gelecek.
Kuzey ve güney yarımküreler arasında yaklaşık 6 aylık mevsimsel fark olduğu için ekvatorun üstünde ve altında yaşayan insanlar farklı dolunay isimleri kullanıyorlar.
Güney yarımkürede Temmuz ayı Dolunay Kurt Ay veya Dolun Kurt Ay olarak bilinir. Neden? Çünkü tarih yazmıştır ki yılın bu döneminde yerli halk ayda kurtların ulumasını duyarmış.
Ancak Smithsonian Institution'a göre kurdun uluması ile ayın bilimsel bir ilişkisi yoktur. Aslında kurtların aya uluduğu bir efsane!
Gece uluma duyulabilir ama aya yönelik bir davranış değildir. Bunun yerine, sosyal bir ralli çağrısı, avlanmak için dolu ya da bölgesel bir ifade olarak kullanılır.
Güney Yarımküre'de Temmuz 2022'nin Diğer Kültürel Dolunay İsimleri
Yani, kendi yerinizden uzak bir yere giderseniz, yerli yerli halkın kendi yerli dolunay isimleri olduğunu görürsünüz. Maalesef güney yarımkürede yaşayan insanlar için durum böyle değil.

26 Aralık 2021 Pazar

Ortaçağ kiliselerinin mozaiklerinde tilki (ölü taklidi yapan) cenazesi: alegorik ikonografi

 


Ortaçağ kiliselerinin mozaiklerinde tilki (ölü taklidi yapan) cenazesi: alegorik ikonografi
İki horozun bağlanmış ve bir sopaya asılı ölü tilkiyi taşırken resmedildi.
Anlamanın iki anahtarı vardır. İlki daha basit ve daha doğrudan: tetikte olmak hileyi yener, onu bağlar ve ölü bedenini ortaya çıkarır.
Diğer versiyonu, aksine biraz daha zor: hain hile kazanacak çünkü kibirli horozlar kümeslerine sadece ölü görünen tilkiyi kupa olarak getirmek üzereler. Hayvan her zaman aldatmanın, ikiyüzlülüğün ve sapkınlığın sembolü olmuştur.
Çoğu zaman ölü taklidi yapar, sırf kuşları çekmek ve onları yemek için. Zamanında avlanmaya hazır olacaktır. Kuşların hatası, onların ve kardeşlerinin sonunu haberdardır. Bu görüntüden gelen uyarılar: Asla kötülüğe güvenme, ilk başta savaşmadan onu yendiğim için övünme. "... Yani şeytan ve emelleri hainlikle doludur; etinden tatmak isteyen ölür. Onun eti şehvet, açgözlülük, fahişelik, cinayet. Bu sebeple Herod aynı zamanda bir tilki ile kıyaslanıyor.
Tilki her zaman şeytanın sembolü olmuştur. Ezop ve Fedra'nın eski masalları da gösteriyor.
1 - Murano'da Santi Maria e Donato Kilisesi - Tilki cenaze mozaiği - 12. yüzyıl (1141 ) - Murano
2 - Sahte ölü tilkinin cenazesi - 13. yüzyıl - San Giovanni Evanjelist Bazilikası, Ravenna
3 - Ölü (veya sahte ölü) tilkiyi taşıyan bir çift horoz mozaik - San Marco bazilikasının kuzey transeptinde mozaik, Venedik - mozaik 1600'lerin yeniden yapılanma ve restorasyonları ile 11 yüzyıla tarihlenmektedir.

18 Kasım 2021 Perşembe

"Başlangıçta, yukarıda Cennet tarafından belirlenen kaderiyle doğmuş mavi gri bir Kurt vardı..." (Moğolların Gizli Tarihi'nin açılış satırları)

 


"Başlangıçta, yukarıda Cennet tarafından belirlenen kaderiyle doğmuş mavi gri bir Kurt vardı..."

(Moğolların Gizli Tarihi'nin açılış satırları)

Eski bir efsaneye göre Moğollar, bir karaca ile evlenen mavi gri bir Kurdun torunlarıdır ve Moğol halkını doğurmuşlardır...

Bu yüzden Kurt Moğolistan'da saygı görüyor.

Kurtlar, Cennetin Yaratıkları ve Tengri'nin (Yaratıcı) habercileridir.

Bir Kurt görmek iyi şans getirir, kişinin enerjisini yükseltir, çünkü bir Kurt görmek İnsan ruhunu dönüştürür...

Resimler bir Moğol Kurt Şamanını gösteriyor


17 Kasım 2021 Çarşamba

Türk Kültürü ve Tarihinde; Kök Börü,Gök Börü,Gök Kurt...

 


Türk Kültürü ve Tarihinde; Kök Börü,Gök Börü,Gök Kurt...
Bozkurt'un, Türk destanlarındaki, dolayısıyla Türk Ulusu'nun inanışlarındaki rolü üç biçimdedir:
- Ata olarak Bozkurt
- Kılavuz olarak Bozkurt
- Kurtarıcı olarak Bozkurt
Bozkurt'tan türemiş olmak inancı Türkler'e uzun zaman boyunca büyük bir gurur, güven ve geleceğe güvenle bakma duygusu vermiştir. Kimi Türk destanlarında ana; kimi Türk destanlarında baba olarak görülen Bozkurt, çoğu kez Türk soyunun yok olacağı zaman ortaya çıkmakta ve Türkler'in soyunun sürmesini sağlamaktadır. Böylece Türkler'in soyunu kutsallaştırmaktadır.
Türkler'in, ulus yaşamında büyük etkisi olacak hareketlere girişecekleri zamanlarda, Bozkurt onlara yol göstermekte, kılavuzluk yapmaktadır. Ergenekon Destanı'nda ve Kut Dağı efsanesinde, Bozkurt; ulusal bir kılavuz rolünü oynamaktadır. Türk'ün zor duruma düştüğü zaman, Bozkurt'un ortaya çıkarak onu kurtarması, çocuğu üzerine eğilen bir ananın veya babanın duygusal içgüdü duygusunu anımsatacak derecede derin bir anlam da taşımaktadır. Sanki Bozkurt manevi bir alemden Türk Ulusu'nun akıp giden yaşamını sürekli izlemekte ve onların başının sıkıştığı, çözümsüz kaldıkları zaman ortaya çıkarak yol göstermektedir. Türk tarihinde pek çok kahraman, Bozkurt simgesi ile temsil edilmiştir. Aşına sözcüğünün hem Bozkurt anlamına gelmesi, hem de Hun ve Göktürk kağan soyunun adı olması rastlantı değildir.
Eski Türkçe'de, Bozkurt'a; "Kök Böri" veya "Börü" adı verilirdi. Buradaki "Böri" ya da "Börü" sözcüğü "Kurt" anlamına gelirken, "Kök" de bugünkü "Gök" sözcüğünün eski söyleniş biçimidir. Fakat Kök (Gök) sözcüğü mavi rengi betimlemek veya gökyüzünden sözetmek için değil, "Ulu" anlamında kullanılır. Örneğin; "Kök Tengri", "Ulu Tanrı" anlamına gelir.
Türk destanları arasında, özellikle ilgi çekenler şunlardır:
- Oğuz Destanı.
- Bozkurt Destanı.
- Ergenekon Destanı.
- Göç Destanı.
Bu dört destandaki ortak ve temel konu Bozkurt'tur. Oğuz Destanı'nda; seferleri sırasında Oğuz Kağan'a, Bozkurt yol gösterip kılavuzluk yapmış, Oğuz Kağan'ın orduları bu sayede başarılar kazanmıştır.
Bozkurt Destanı'nda; ayakları ve kolları kesilip ölüme terk edilen bir oğlan çocuğunu dişi bir kurt iyileştirip beslemiş; yağı (düşman) askerlerinin, genci öldürmek istemesi üzerine de Altay Dağları'na kaçırıp kurtarmıştır. Daha sonra dişi kurt, bu çocuktan gebe kalarak 10 oğlan doğurmuştur. Bu oğlanların büyüyüp çoğalması ile, Türk soyu eriyip gitmekten kurtulmuştur. Kağan olan Aşına, Bozkurt'un anısını unutmadığını göstermek için, çadırının önüne kurt başlı bir bayrak dikmiştir.
Ergenekon Destanı'nda ise; Bozkurt, demir dağı eritip çıkan Türkler'e yol göstermiştir. Ergenekon'dan çıktıktan sonra, Türkler'in ilk kağanı Börte-Çine (Boz-Kurt) adını almıştır.
Göç Destanı'nda; ana yurtlarından ayrılmak zorunda kalan Türkler'e, bir Bozkurt yol göstermiştir.
Bu destanlarda, Bozkurt'un şu nitelikleri ortaya çıkmaktadır:
- Soyun sürekliliğini sağlamak.
- Türkler'e kılavuzluk etmek.
- Türkler'i bozgunlardan kurtarmak.
Kurt, Türk efsanelerinde ana konumdadır. Gök Türk kağan sülalesi olan Aşına ailesinin atası bir dişi kurt idi. Gök Türk kağanları, atalarının anısına saygı olarak, otağlarının önüne altından kurt başlı bir tuğ dikerlerdi. Böylece kurt başlı sancak, Türklerde kağanlık (hakanlık) alameti olmuştur. Ancak bu gelenek yalnızca Gök Türklere özgü olmayıp, kökeni Asya Hun Türklerine ve Türklerin eski atalarına değin gider. M.Ö.'ki Asya Hunları'nda ve hatta o çağlarda Batı Türkistan'da yaşayan U-sun (Wu-sun) Türkleri'nde, tıpkı bildiğimiz Bozkurt Destanı'nda olduğu gibi, kurttan türeme efsanesi ve dişi kurdun verdiği süt ile beslenme inancı yaşıyordu. Aynı efsane Tabgaç Türklerinde de vardı; Tabgaç ülkesinde "kurt dağları", "kurt ırmakları" bulunmaktaydı. Uygur Türklerinin kökenlerine ilişkin bir efsane de onları kurda bağlıyordu (Uygur Kağanlığı, Göktürk Kağanlığı'nı takiben kurulan bir Türk devleti olup, onun devamıdır).
Kurt, eski Türk kültüründe "at" ile birlikte en önemli yeri tutan hayvandır. Türkler kendilerinin kurt soyundan indiklerine, seferlerde kendilerine kurdun yol gösterdiğine inanmışlardır. Türkler, güçlü ve saldırgan bir hayvan olan kurdu kendilerine simge olarak seçtikleri gibi, komşuları da onları kurttan türemiş saldırgan karakterli insanlar olarak tanımışlardır.
Gök Türklere göre dişi kurt "ulu ana", Uygur Türklerine göre de erkek kurt "ulu ata"dır. Oğuz Kağan Destanı'nda, Oğuz'a her sefere çıkışında gök bir kurt öncülük eder. Cengizname'de Alanguva, gökten inen bir kurttan gebe kalır ve doğan çocuğun soyundan da Cengiz Han gelir.
Dede Korkut Öyküleri'nde kurt yüzünün mübarek olduğu belirtilir. Yine Dede Korkut Öyküleri'nden birinde Salur Kazan, kurtla haberleşir, kendisine yurdundan haber vermesini ister.
Etnoloji bilimine göre, kurt motifi Türkler için ''tipik''tir; yani, başka kavimlerde görülmeyen etnografik bir belirtidir. Eski Çin kaynaklarında bile Türk soyundan olan kavimler "Kurt'tan Türeyenler" olarak tanımlanırken, Türk soyundan olmayan kavimler "Kurt'tan Türeyenlerden Değildirler" biçiminde ayırt edilmiştir.
Türk destanlarında kurt yol gösteren, sıkıntılı anlarda yardıma yetişen bir varlıktır. Uygur Türklerinin Kutlu Dağ Destanı'nda kurt, ülkeye bolluk ve mutluluk getirdiğine inanılan kutlu bir kayanın Çinlilere verilmesinden sonra, üzerine uğursuzluk çöken ülkenin açlığa mahkum olması üzerine kendilerine yeni bir yurt arayan Türklere kılavuzluk etmişti.
Batıda (11. yüzyılın sonu) Kuman Türklerinde yardımına başvurulduğuna ilişkin kayıtlar bulunan kurdun kılavuzluk işlevi, 2. yüzyılın ortalarına değin gitmektedir. 160-170 yılları arasında topraklarından ayrılmak zorunda kalan Tabgaç Türklerinin ataları (yani Hun Türkleri) bir Bozkurt'un önderliğinde yolsuz dağlardan aşabilmişlerdi.
En büyük ve en eski Türk destanı olan Oğuz Kağan Destanı'nda Oğuz Kağan, gün ışığının içinden çıkan bir Bozkurt'un öncülüğünde dünyayı fethetmiştir. Şimdiki Bulgaristan topraklarında bulunan Madara'daki kaya kabartmasında görkemli bir atlı biçiminde gösterilen Kurum Han'ın yanındaki kurt tasviri de, Türk bozkurt geleneğinin taşa işlenmiş örneklerinden biridir. Kurt motifi, çobancılık ve besicilikle (Eski Türklerin ekonomisi hayvan besiciliğine dayanır) olan sıkı ilgisinden ötürü bozkırlı ve doğrudan doğruya Türk'tür. Bundan dolayı, bugün dahi dünya Türkleri arasında söylenen masal ve halk öykülerinde hem ata, hem de kurtarıcı-kılavuz nitelikleri ile Bozkurt, bütün Türkler tarafından kutlu sayılmış ve Türklüğün milli simgesi olmuştur. Bozkurt, destanlarda Türk'ün yaşam ve savaş gücünü temsil eder.
Türkler kahramanlarını gök kurtlara benzetmiş, kağanlarının gövde yapılarına bile kurt çizgisini işlemişlerdir. Oğuz Kağan Destanı'nda Oğuz'un beli kurt beline benzetilir. Aynı destanda Oğuz Kağan, hükümdarlığını halka bildirdiğinde "Kök Böri bolsungıl uran" ("Gök Börü olsun savaş narası") demiştir. Yine Oğuz Destanı'nda, Türk ordularına gök tüylü, gök yeleli bir erkek kurt yol gösterir.
Kırgız Türkleri'nin büyük destanı Manas Destanı'nda kurt, bir düş yorumu olarak karşımıza çıkar. Destana göre Manas Han'ın karısı Kanıkey Hatun düşünde bir eğe görür ve eğeyi alıp saklar. Ertesi gün uyanınca ülkenin deneyimli yaşlı kişilerine düşünü anlatır. Yaşlı kişiler bu düşü duyunca sevinip Kanıkey Hatun'a şöyle derler: "Senin çocuğun, gök yeleli korkunç bir kurt gibi olacak..." Kırgız Türkleri, cins ve güzel atlara da ''Kök Böri'' (Gök Kurt, Boz Kurt) adını verirlerdi.

Simargl veya Semargl, Doğu Slav mitolojisinde kanatlı bir aslan veya köpek olarak tasvir edilen bir tanrı veya efsanevi yaratıktır.

 



Simargl veya Semargl, Doğu Slav mitolojisinde kanatlı bir aslan veya köpek olarak tasvir edilen bir tanrı veya efsanevi yaratıktır. Karısı, gece tanrıçası Kupalnitsa'dır. Aynı zamanda Kupalo ve Kostroma'nın babasıdır. Tanrı Dazhbog'un hizmetkarları ya da kızları olan güneş tanrıçaları Zoryalar, Simargl'ı Küçükayı takımyıldızındaki Polaris yıldızına zincirleyerek onun serbest kalmasını ve takımyıldızı yok etmesini ve dünyanın sonunun gelmesine neden olmasını engeller. Simargl aynı zamanda Skif'in babası ve Cythia'nın kurucusudur.

Kiev Büyük Prensi Vladimir I panteonunda bir Semargl idolü vardı.

Köpek vücutlu bir griffin olarak da temsil edilen Fars mitolojisindeki Simurg'un karşılığı olabilir..

Aleksandr Vjačeslavovič, Büyük Hırvatistan: Karpat bölgesindeki Slavların etnogenezi ve erken tarihi

.

Viktor Korolkov tarafından sanat 'Semargl'

Bozkurt

  Sivas Cer Atelyesi’nde 1939 - 1953 yılları arasında demiryolu araçlarının sadece bakım ve onarımları yapılır. Kuruluşundan tam 14 yıl sonr...