Bu Blogda Ara

23 Haziran 2019 Pazar

KARS YÖRESİ ÂŞIKLARIN DİLİNDE AT DESTANI VE “AT ÜSTÜ HAVASI”



KARS YÖRESİ ÂŞIKLARIN DİLİNDE AT DESTANI

               

                             VE “AT ÜSTÜ HAVASI”


Atlı kültürünün kaynağı Orta Asya kabul edilir. At “tarih yapan hayvan” olarak nitelendirilmiştir. “Kuş kanadı ile Türk atı ile” atasözü bu durumu açıklamaktadır. “At üstünde doğum, at üstünde ölmek Türk milleti için bir şerefti. At, bir silah gibi, bir kadın gibi “namus” sayılmıştır


“Yiğitliğin, cesaretin, metanetin, bağlılığın ve kükreyişin sembolü olarak zamanımıza kadar dillerden düşmeyen atın tarihimizde ve edebiyatımızda önemli ve büyük bir yeri vardır. Türk halk destanları “Kır At”larla donatılmıştır1 .

At, destanlarda önemli bir konuma sahiptir. Bunun temelinde göçebe kültürün yarattığı zorlayıcı koşullar vardır. Ata bir tür dinsel totem özelliği kazandıran Şamanist inançtır. At, kahramanın başarıya ulaşmasında en etkin güçtür. Sahibini korur, ona yol gösterir, tehlikelere karşı uyarır2

.Kuzey Doğu Anadolu bölgesinde (KarsArdahan-Iğdır) motorlu araçların pek nadir kullanıldığı dönemlerde yöre halkı ulaşımda ve gücünden yararlanmak için “at” saklardı. Köyden köye, köyden ilçe merkezine at sırtında gidilirdi. Seyahat eden insanlar at sırtında bir eliyle yuları tutar, diğer elini ise kulağına götürüp gür sesle bildiği bir türküyü söylerdi. Zaman içinde bu gelenek yöre âşıkları tarafından “At Üstü Havası” adıyla anılmaya başladı

At Üstü Havası, on bir heceli olup kafiye yapısı genelde a-b-a-b ve a-a-a-b’dir

          Kars Yöresine Ait Bir “At Üstü Havası”

“Elveda elveda a balam dumanlı dağlar
 A göllerde yeşilbaş sonalar galdı
 Sedri mermer ay ömrüm ağ sıvağlı odalar
Her daşı gevherden binalar kaldı.

Kader Allah’tandı beyhuda yanma
Yazık Hacı Hüseyni derdi yoh sanma
Vatandan ayrılmah hoş değil amma
Emektar atalar analar galdı3

Köyde oturan her aşığın bir atı vardı. Atı ile köy düğününe giden aşığı düğün sahibi büyük bir şerefle karşılardı. Atını da ahırın en iyi yerine bağlar tımarını, temizliğini yapar, yemini suyunu verir, gözü gibi bakardı. Atı olan bazı âşıklarımız Âşık Şenlik, Âşık İslam Erdener, Âşık Mehmet Hicrani, Âşık Kasım, Âşık Veysel Şahbazoğlu. Bu isimleri daha da artırabiliriz.

Zaman içinde yörede destanlaşan seçmelerden bazı misaller verelim:

        Bir Benim Atıma Deh Deyin

Âşık Şenlik (1850–1913 Suhara) bir bahar ayında Kars’tan kara atı ile köyüne giderken, Göldalı köyünün (İrişti) altındaki karabalık suyu denen yerde, atı çamura batmış. Tek başına atını çamurdan çıkarmaya uğraşsa da başaramamış. Bu sırada yakındaki İrişti (Göldalı) köyünden aralarında Sedir, Hannene, Gülavatın, Hatem, Gözel, Mine’nin de bulunduğu bir grup genç kız ve gelinin geldiğini görür. Onlardan atını çıkarmaları için yardım ister. İlk başta yabancıya yardım etmekte çekinen kızlar ve gelinler, Âşık Şenlik’in kendilerine söylediği şiir ile yardım istediğini görünce, yabancının Âşık Şenlik olduğunu anlarlar. Âşık Şenlik’in dediği gibi “kimi yalından, kimi kuyruğundan” tutup atı battığı yerden çıkarırlar. Âşık Şenlik’in dilden dile günümüze kadar söylenerek gelen ünlü türküsü “Bir Benim Atıma Deh Deyin Kızlar” İrişti (Göldalı-Arpaçay) köyünün  kızları ve gelinleri için söylenmiş:

   DEH DEYİN KIZLAR

Mende gelerdim Garsın elinden
Eyledin, eyerini alın belinden,
 Kimi guyruğundan, kimi yalından

Bir benim atıma deh deyin
 Deh deyin anam deh deyin
Deh deyin bacım deh deyin

Naçar galdım anam, kömeh eyleyin
 Kiminiz zohğma vurun, kiminiz bizleyin
 Derisi muğalifdi aman gözleyin

Bir benim atımı galdırın
 Kaldırın anam kaldırın
Kaldırın bacım kaldırın


Seyrangahtı, çimen çiçek baharı yazı
 Çığrışır gölünde ördeği kazı,
 Var ola İrişti’nin gelini, kızı

Galdırın atıma deh deyin
 Deh deyin anam deh deyin
 Deh deyin bacım deh deyin

Ne hoş olur bizim elin havası
 Eksik olmaz koç yiğidin davası,
Budur size Kul Şenliğin duası

Galdırın atıma deh deyin
Deh deyin anam deh deyin
 Deh deyin bacım deh deyin4


Âşık Şenlik, Rus işgali döneminde bir düğüne gider. Düğünde bulunan Leçenlik’in (Kaymakam) atına söylediği türkü:

Bindim arap atı sürdüm meydana
 Geşametde hüsnü rayı bulunmaz
 Hasır gaşağ yulaf culfa sinebend
Cil yulardan zer hatayi bulunmaz

Guyruğu bir sinirden soyuluf beli
 Melezin yarganı bir gulaç ulu
Gözü kör bacah küt tersle temeli
 Bundan artıh noksan zayı bulunmaz

Şenlik der böyle at nerde tapılı
Endaze tişlidi gulaç yapılı
 Nepek bayguş başlı kerkez yapılı
Çirkinlikte emsal tayı bulunmaz5


Kaynak
Erciyes Aylık Fikir ve Sanat Dergisi (Ulusal Hakemli Dergi)
YIL: 38  SAYI: 456  ARALIK, 2015
Erkan ÇELİK 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bozkurt

  Sivas Cer Atelyesi’nde 1939 - 1953 yılları arasında demiryolu araçlarının sadece bakım ve onarımları yapılır. Kuruluşundan tam 14 yıl sonr...