Bu Blogda Ara

5 Temmuz 2019 Cuma

Antik Balık Sosu, Pompeii’nin Yok Olduğu Tarihi Doğrulayabilir





Antik Balık Sosu, Pompeii’nin Yok Olduğu Tarihi Doğrulayabilir

Tarihi kayıtlar temel alınarak, Vezüv Yanardağı’nın Pompeii ve Napoli Körfezindeki diğer kentleri yok ettiği patlamanın günü 24 Ağustos olarak kabul ediliyor.

İzmaritten (sağ altta) yapılan Roma dönemi balık sosu (garum). Pompeii’de bulunan İzmarit kılçıkları (sağ üstte). Garum amforasının resmedildiği Pompeii mozaiği(solda). C: Claus Abelier, Wikimedia Commons, Alfredo Carannante
Ancak geçtiğimiz yıl bölgede keşfedilen kalın kıyafetler, geç sonbahar meyveleri, şarap ve kömür kayıtları bu tarihin sorgulanmasına sebep oldu. Uzun süredir devam eden bu tartışmaya sunulan son kanıt ise Pompeii’den çıkarılan balık kılçıkları üzerine yapılan detaylı bir analiz.
Antik Romalıların deniz mahsulleri ile karmaşık bir ilişkisi vardı. Pek çok kişinin deniz mahsullerini tükettiğine şüphe olmasa da özellikle kıyı bölgelerine yakın oturanlar için bu kaynaklar daha çok mevsimlikti ve süreklilikleri domuz gibi kara hayvanlarından elde edilen etler kadar kesin değildi.

Buna karşılık başlangıçta bolluk dönemlerinde yakalanan balıkların korunması için geliştirilmiş olan ve Garum olarak bilinen fermente balık sosları daha çok tercih ediliyordu. Garum da tıpkı günümüz Doğu Asya’sında tüketilen balık sosları gibi birkaç ay boyunca marine edilen ufak balıklardan yapılıyordu.
Garumun ortaya çıkışı ve içeriği konusundaki arkeolojik bilgiler, binlerce kavanoz garum taşıyan gemi batıklarından ve amfitiyatronun batısında kalan “garum dükkanı” gibi sos üretiminin yapıldığına ilişkin kanıtların bulunduğu Pompeii gibi arkeolojik alanlardan geliyor. Bu dükkan farklı üretim basamaklarında olan garum dolu 23 amfora üretiyordu, arkeolojik analizler bunlardan 17’sinin hamsi, izmarit veya bu ikisinin karışımından yapılırken diğerlerinin ringa, uskumru, ton balığı ve diğer balık türlerinin karışımından yapıldığına işaret ediyor. Ancak yakın bir zamana kadar balık kılçıkları üzerine detaylı bir araştırma yapılmamıştı.
Uluslararası Napoli Arkeoloji ve Etnoloji Araştırma Kurumu Akdeniz arkeoloji departmanı yöneticisi Alfredo Carannante International Journal of Osteoarchaeology‘de Pompeii “garum dükkanı”ndaki amforalardan birinin içeriğine ilişkin analizlerini paylaştı. Carannate’nin amacı yakalandıkları mevsimi belirlemek için balıkların türlerini, boyutlarını, ölüm yaşlarını belirlemekti.
Carannate analiz ettiği serideki tüm kılçıkların Atlas Okyanusu, Akdeniz ve Karadeniz’de yaşayan boyları genellikle 15 cm’i bulan ve izmarit (İstrongilos) olarak bilinen Spicara smaris türüne ait olduğunu tespit etti. Kılçıklarında herhangi bir ezilme veya kırılma olmadığı düşünüldüğünde Pompeii izmaritlerinin kılçık ve başları da korunarak amforalara bütün olarak atıldığı söylenebilir.
Ufak boyutları ve büyüme halkaları izmaritlerin yakalandıklarında yaklaşık 1 yaşında olduklarına işaret ediyor. Öte yandan herhalde dişi izmaritlerin erkeklere göre daha sığ sularda dolaşmasından kaynaklanacak ki balıkların tamamı dişi.

Cerro da Vila, Algarve Roma kalıntılarında bulunan garum üretiminde faydalanılan Roma fıçısı. C: Getty
Garum uzmanı gıda tarihçisi ve şef Sally Grainger, Carannante’nin detaylı analizinden memnun. Grainger, “özellikle de bugüne kadar bu materyal üzerine yapılmış çalışmaların ne kadar yetersiz, tutarsız ve kaba taslak olduğunu vurgulamasına sevindim.” diyor.
Carannate’nin diğer araştırmacıların hiç yapmadığı şekilde buluntuların karmaşıklığını ortaya çıkardığını vurgulayan Grainger “İspanya ve Kuzey Afrika’daki geniş salamura balık işleme alanları ile karşılaştırıldığında Pompeii’deki tuhaf balık sosu ticaretine ilişkin önemli sorular soruyor.” diyor.
Balıkların boyut ve cinsiyetleri, arkeologların garumun üretim aşamalarını daha iyi anlamasını sağlamanın yanı sıra ünlü patlamanın tarihine ilişkin de yeni ipuçları taşıyor olabilir.  Carannante “izmaritlerin kemik gelişimini tamamlanmış olduğu ve yoğunluğunun düşük olduğunu; bunun da izmaritlerin suların en sıcak olduğu yaz aylarında ya da sonbahar başlarında ölmüş olduğunu gösteriğini” not ediyor.
Dahası “kalıntılar üzerinde yapılan avlanma sezonu çalışması da balıkların, suların daha sıcak olduğu geç yaz veya erken sonbahar dönemlerinde avlandıklarını ortaya koyuyor.  Veri karşılaştırmaları Pompeii izmaritlerinin en olası avlanma sezonunun yazın ikinci yarısı (Ağustos-Eylül) veya sonbaharın başlangıcı olduğuna işaret ediyor.


Bir Vezüv kurbanı. C: Shutterstock
Atina Wiener Laboratory arkeologlarından Antik dünya hayvan iskeletleri uzmanı Flint Dibble, Carannante’nin binlerce balık kalıntısı üzerinde gerçekleştirmiş olduğu titiz çalışmayı takdir ediyor. Çalışmayı “Pompeii’nin salamura balık üretimi üzerine yapılan ilk doğrudan çalışma olması” ve şaşırtıcı derecede iyi korunarak “hala bütünlüğünü koruyan küçük balık kılçıklarının” tarihe ışık tutuyor olması sebebiyle “çığır açıcı” olarak nitelendiriyor. Dibble hem garumun hazırlanmasında gerekli olan kürleme işlemine ilişkin bir fikir vermesi hem de “Pompeii kıyılarındaki küçük izmarit balıkçılığına mevsimsel bir bakış açısı ekleyen” büyüme halkası analizinden memnun.
Her ne kadar balıkların mevsimselliğini ileri sürse ve analiz sonuçlarının patlamanın bilinen tarihi olan 24 Ağustos ile örtüştüğünü yazsa da “volkanik patlamanın daha sonraki bir tarihte yaşanmış olmasının hâlâ mümkün olduğunu” kabul ediyor. “İzmaritlerin yaz sonunda avlandığı ve bir ay kadar salamurada bekletildiği düşünülecek olursa Ekim ayını bulan bir tarih de mümkün olabilir.” diye sözlerine devam ediyor. Araştırmalarının ardından her iki tarihin de mümkün olabileceği sonucuna ulaşan Carannante tarih konusundaki “o ya da bu hipotezi desteklemeye çalışmadığını” söylüyor.
Graiger “çalışmanın, patlamanın Ağustos sonlarında yaşandığına ilişkin önceden varılmış olan kanaati güçlendirdiğini” ifade ediyor. Öte yandan Leiden Üniversitesi arkeologlarından Miko Flohr, Carannante’nin verilerinin Roma balık ekonomisinin mevsimselliği ile çakışmadığını kabul ediyor. Ancak Flohr “metodolojik olarak bir amforanın herhangi bir konuda güçlü bir kanıt teşkil edemeyeceğini” ve Pompeii’nin garum üretimine ilişkin kapsamlı bir resim çizmek için çok daha fazla veriye ihtiyaç duyulacağını dikkat çekiyor. “Carannante’nin konuyu günümüze taşıması kadar kanıtları gereğinden fazla çekiştirmiyor oluşu da iyi.”
Binlerce yıllık Roma tarihi göz önünde bulundurulduğunda araştırmacıların Vezüv Yanardağının MÖ 79 yılındaki patlamasının kesin tarihine ilişkin tartışmaları önemsiz görülebilir ancak benim gibi demografik ve ekolojik perspektifleri inceleyen araştırmacılar için Ağustos ve Ekim ayları arasındaki fark oldukça önemlidir. Örneğin grip gibi pek çok hastalığın mevsimsel olduğu düşünülecek olursa Pompeii, Herculaneum ve Oplontis’e ait antik patojen, iskelet ve organik kalıntılarının incelenmesinde iki aylık bir fark son derece önemlidir.
Dibble bu çalışmanın aynı zamanda antik dünyanın mevsimsel ölçekte analiz edilmesinin önemini vurguladığına dikkat çekiyor. “Hayat, yapılan işten tutun da yiyilen yemeğe kadar her yönüyle mevsimlerden etkileniyordu.” diye açıklıyor. “Carannante’nin ekonomideki mevsimsel ritim gibi arkeolojik çalışmalar hem mümkün hem de faydalıdır.”
Carannante bu konu hakkında daha fazla çalışma görmek istediğini “balık sosu üretim endüstrisinin daha detaylı tartışılması için mevcut olan verilerin yetersiz olduğu” ve “garumun içeriğinde kullanılan çeşni ve baharatlar gibi diğer konuların henüz açıklığa kavuşturulmadığını” söylüyor.Yerel tüketim için balık sosu üreten ufak bir işletme olarak Pompeii garum dükkanı da başlı başına ilgi çekici ve üzerine çalışma gerektiren bir konu. Carannante “bunun gündelik mutfağın ucuz ve yaygın bir parçasındansa elit bir unsur olarak düşünülüp düşünülemeyeceğini” merak ediyor ancak “bu sorulara ancak multidisipliner bir çalışmanın cevap verebileceği” sonucuna varıyor. Carannante’nin araştırması her ne kadar volkanik patlamanın mevsimselliği hakkında yeni bir bakış açısı sunmuş olsa da patlamanın tarihi ve önemi hakkındaki tartışmalar hâlâ devam ediyor.

Forbes. 3 Haziran 2019.
Makale: Carannante, A. The last Garum of Pompeii: archaeozoological analyses on fish remains from the “Garum Shop” and related ecological inferences. International Journal of Osteoarchaeology.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bozkurt

  Sivas Cer Atelyesi’nde 1939 - 1953 yılları arasında demiryolu araçlarının sadece bakım ve onarımları yapılır. Kuruluşundan tam 14 yıl sonr...