Bu Blogda Ara

4 Temmuz 2019 Perşembe

"Kim Yanlış Bilgi Verdi Dede Korkut'un Bulunan 3. Nüshası Hakkında Mart ayından beri?





Timur Kocaoğlu hocadan... 
"Kim Yanlış Bilgi Verdi Dede Korkut'un Bulunan 3. Nüshası Hakkında Mart ayından beri?
Aşağıdaki Video'yu izleyiniz, söyleşiyi yapan Ulusal Kanal'dan ➡️ Erdem Özdemir şöyle diyor başta:
--- "Mutlu günler, bugün yeni bir keşfe çıkacağım, güzel bir söyleşi yapmayı öneriyorum. Çünkü Dede Korkut anlatımlarının üçüncü nüshası ortaya çıktı, bulundu ve bunu Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Türk Halk Bilimi Araştırmaları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Metin Ekici buldu.Onunla söyleşeceğiz" diye açış yaparak, metin Ekiciye dönerek şu soruyu soruyor:
➡️ "Hocam açıkçası ben çok mutluyum! Bu haberi alır almaz çok mutlu oldum, gururlandım açıkçası. Öncelikle teşekkür ediyorum".
➡️ Metin Ekici: "Ben teşekkür ederim"
➡️ Erdem Özdemir: "Üçüncü nüshayı nasıl buldunuz, önce onunla başlayalım?"
➡️ Metin Ekici: "Şimdi üçüncü nüshayla ilgili bulunması bizim Türk Dünyası ile ilgili muhtelif bölgelerine yaptığımız çeşili araştırma gezileri kongreler ve sempozyumlara katılıp tanıştığımız dostlarımız var, bu katıldığımız toplantılardan birinde tanıştığımız dostlar bize gelip ellerinde böyle bir yazma olduğundan ve paylaşmak istediklerinden ve bunun vesilesiyle de pdf formatında 61 sayfalık elyazması metin gönderdiler." diye yanıt veriyor ve uzun uzun bu pdf formatındaki elyazmanın kağıdı, yaldızlı çerçevesi metni hakkında bilgi veriyor...
‼️ Ancak Sayın Metin Ekici konuşmanın başında söyleşi yapanın Bu nüshayı nasıl buldunuz sorusuna yanıt verirken hemen "Bu yazmayı ben bulmadım, İran'da Türkmen Sahra'da yaşayan Veli Muhammed Hoca adlı biri bulmuş, bu elyazma onun kişisel kütüphanesinde bulunuyor, bu yazma Aralık 2018'de bulunmuş, ben ancak Mart 2019'da Kazakistan'daki bir toplantıdayken bu elyazmanın renkli fotokopisini bana gösterdiler, sonra da bana onun pdf formatındaki kopyasını gönderdiler" diye söylemiyor... Bu elyazmayı kendisinin bulduğu konusundaki yanlış bilgiyi düzeltmiyor hemen söyleşi başında...
--- Ancak video'nu 03:02 dakikasında Erdem Özdemir bir kez daha "Bu yazmayı nasıl buldunuz onu anlatır mısınız?" diye sorunca, bu kez de, "Bu yazmayı veren kişi bana adını açıklamamamı istedi! O izin vermeyene kadar onun adını açıklayamam diyor"
➡️ Ancak ben ve İran'daki çeşitli kimseler bu elyazmayı elinde tutan İran'daki Türkmen Sahra bölgesinden Veli Muhammed Hoca'nın adını 11 Haziran 2019'dan başlayarak yaymamızdan sonra, 27 Haziran 2019'da Ötüken yayınevi'nde basılan Dede Korkut'un bu üçüncü nüshası üzerindeki kitabının Önsöz'ünde 2 sayfada savunmaya geçerek, bu elyazmayı ona gönderen Muhammed Veli Hoca [adını da "Veli Muhammed Hoca" yerine yanlış yazarak] adını açıklamamamı istediği için onun başına İran'da bir şey gelmemesi için adını vermedim, elyazmanın bulunduğu yeri de İran diye yazmadım diyor. Oysa Veli Muhammed yakında GERÇEK HAYAT adlı gazetedeki demecinde Sayın Metin Ekici'nin ve İrandaki başka birini adını vererek, "Bu iki kişi benim adımı anmadan yazmayı kendileri bulmuş gibi sahiplendiler!" diye açıkça o iki kişiyi itham ediyor!
➡️ Şimdi kime inanalım Veli Muhammed Hoca'nın dediğine mi, yoksa Prof. Metin Ekici'nin "adını söylemememi Muhammed Veli Hoca istedi" dediğine mi? Neden böyle bir çelişki doğdu, Neden Metin Ekici en baştan bu elyazmayı bulan ve onu elinde tutan kişinin Veli Muhamed Hoca olduğunu söylemedi yazmadı, bizim açıklamalarımızdan sonra kitabında 2 sayfada bir savunmaya geçerek ve benim adımı vermeden benim bu konuda açıklama yapmamı eleştiriyor? Biz Veli Muhammed Hoca'nın adını açıkça yazdık çünkü yazmayı satın alarak bulan o kişidir! Sonra Veli Muhammed Hoca çok sayıda kişiye bu elyazmanın pdf kopyalarını gönderdi ve hiç bir kimseye de "Aman benim adımı söylemeyin!" demedi de, yalnız Metin Ekici'ye mi bunu söyledi? Burada büyük bir çelişki var, Birileri yanlış söylüyor... yazıklar olsun... Bu mudur Türkbilim (Türkoloji)'nin geldiği yer...
--- Şu apaçık gerçek: Veli Muhammed Hoca Aralık ayı içinde İran'da Türkmen Sahra bölgesinde birinden satın alarak bulduğu Dede Korkut'un elyazmasının ilk pdf kopyasını yine Türkmen Sahralı olan Türkbilimci (Türkolog) Yusuf Azmun'a göndermiştir aynı Aralık 2018 tarihinde. Yusuf Azmun ABD'de Arizona eyaletinde yaşamaktadır. Ancak, ona gelen bu elyazma pdf dosyanın bulunduğu .zip dosyasını Yusuf açamayınca, Veli Muhammed'e eposta mesajı gönderir, dosyayı açamıyorum, diye. Bunun üzerine Veli Mjuhammed bu kez ikinci olarak Ankara'da doktora yapmakta olan yine Türkmen Sahralı bir Türkmen Şahruz adlı öğrenciye gönderir ve der "Yusuf Azmun bu dosyayı açamadı, lütfen sen açarak Yusuf'a gönder". Şahruz da Yusuf Azmun'u tanımaktadır, ancak Veli Muhammedin dileğini yerine getirmez ve kıskançlık yaparak Yusuf Azmuna "Bu pdf nüshayı size göndermeyeceğim, çünkü ben onun üzerinde çalışacağım" der. Ancak, bir gün sonra Yusuf Azmun'un oğlu o dosyayı açarak babasına sununca, Yusuf Azmun Aralık ayının sonunda bu elyazma üzerine çalışmaya başlayarak, Dede Korkut'un bu üçüncü Türkmen Sahra nüshasının 3 ay gibi kısa bir sürede Transkripsiyonlu Metin - Bugünkü Türkçeye Aktarımı - Sözlükçesini başına bir Giriş/İnceleme yazarak Mart sonu ile Nisan başında bitirir.
✔️ Yusuf Azmun ancak 13 Mayıs günü beni arayarak "Timur sen Dede Korkut'un yeni bulunan 3. nüshası hakkında İran'da ve Türkiyede yapılan duyuruları duymuşsundur, Veli Muhammed Hoca bana da bu elyazmanın pdf formatındaki kopyasını gönderömişti, ben bunun züerindeki çalışmamı tamamladımNisan başında, şimdi on u İsveç'te yayımlamayı düşünüyorum"diye bilgi verince, ben ona karşı çıkarak "Yusufuğum sen üç ayda bitirdiğin bu çalışmanı isveçte yayınlatma, bu Türk kültürünün en önemli eserlerinden biridir, bunu en başta Türkler okumalı sen bana güvenirsen, bu çalılanın Word dosyasını ve elyazmanın pdf dosyasını bana gönder, ben onu İstanbul'Wda iyi bir yayınevinde yayımlatırım. Böylece bu elyazmayınınmetni, çevirisi, sözlüğü ve elyamasınınpdf kopyasını Türkiye'dekiler ilk kez okumuş olurlar ve bu eser bütün Türk dünyasına da Türkiyeden yayılır. Eserin İsveç'te basılırsa onu Türkiyedekiler ve Türk Dünyasındaki Türkler göremezler elde edemezler çok pahalı olur!" diye israr ettim. Yusuf ise bana "Sen madem şimdi paris'teki toplantıya gidiyorsun, sonra istanbul'a vardığında bu konuyu seninle yeniden konuşuruz dedi.
✔️✔️ Paris'te Sayın prof. Metin Ekici'yle karşılaştığımda önce kendisini kutladım, Türkiye'de bu yeni bulunan elyazma konusunda ilk duyuruları yaptığı için ve kendisine sordum, ne zaman bu çalışmanızı yayımlayacaksınız? O da bana "Ötüken Yayınevi ile anlaştım, bu çalışmamı Eylül ayında yayımlatacağım" dedi. Ben kendisine "Acaba bu elyazmayı elinde tutan şahsı biliyor musunuz, siz sürekli Türkistan elyazması diyorsunuz, bunu Kazakistan'daki toplantıda öğrendiğinize göre bu elyazma Kazakistan'da mı bulunuyor?" diye sorunca, bana "Bu elyazmanın nerede olduğunu ve onu kimin bulduğunu, o şahıs bana izin vermedikçe bunu açıklayamam" diye yanıt verdi. Oysa Yusuf bana o şahsın Veli Muhammed Hoca olduğunu söylemişti. Metin Ekici bazı bilgileri benden gizlediği için ben de ona, Yusuf Azmun adlı Türkbilimcinin bu yazma üzerindeki çalışmasını bitirmiş olup yakında yayımlatacağını söylemedim.
--- Sonrası, ben 16 mayıs'ta İstanbul'a geldiğimde gmailimi açınca bir baksam, Yusuf Azmun bu elyazma üzerindeki çalışmasının Word dosyası ile elyazmanın da pdf nüshasını bana göndermiş. İçimden demek Yusuf benim bu kitap çalışmasının İstanbul'da yayımlanması önerimi onayladı diye sevindim, gerçekten onunla whatsapp üzerinden telefonla görüşünce, "Timur sen bu çalışmamı İstanbul'daki bir yayınevinde yayımlat, ancak onan başına da SUNUŞ yazısını sen yaz, dedi. Benim ta 1965'te İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne başladığımdan beri ağabey dediğim ve 55 yıl boyunca aralıklı olsa da bağımızın kopmadığı Yusuf Azmun'un bu çalışmasının tek kitaplık ilk forma baskısı Kutlu Yayınevi'nde 11 Haziran 2019'da yapıldı, sonra kuşe kağıda seri basıma geçilerek internet kitapçılara sipariş almaları için bildirildi, kitap baskısına kapak takılmasından sonra da 26 Haziran 2019'da ilk metin çalışması olarak satışa girdi ve ön siparis verenlere PTT kargoyla gönderildi, 27 Haziran'da benim YTĞ'inde katıldığım TURKCESS 2019 adlı Forum'da da Büyük Kongre salonu önündeki masada kitap satışı yapıldı çok sayıda Forum katılımcılarına, Azerbaycan, Kazakistan ve Makedonyadan Moğolistan'dan gelen delegeler bu dede Korkut kitabını satın alarak ülkelerine götürdüler.
--- Bizim bu baskın yayımımızdan sonra, bu eseri Eylül 2019'da yayımlamayı düşünen Sayın Metin Ekici elindeki çalışmayı başka arkadaşlarıyla bir ekip kurarak, ve özellikle Dede Korkut üzerine doktora yapmış olan Celal Bayar Üniversitesi doktora öğetim üyesi Gürol Pehlivan'dan bu elyazma metninin okunması konusunda geniş yardımını alarak (Önsözde Gürol Pehlivana gece-gündüz demeden yaptığı yardımlarına teşekkür ediliyor) bu eseri ikinci olarak Ötüken Yayınevi'nden acele bir baskıyla gerçekleştiriyor. Ancak bu kitabın Sözlük ve Dizin bölümlerini inceleyenler görecekler, bu iki bölüm çok aceleye geldiğinde sözlük ve dizindeki sözcükler arasında yanlışlıklar var ve birinde olan bir sözcük öbüründe yok, demek iki ayrı kişi aceleyle hazırlamış onları da bu tutarsızlıklar olmuş. // Sonra da Aralık 2018'de bu elyazmanın bir pdf'ini Yusuf Azmuna verecekken vermeyen ve kendisinin çalışacağını söyleyen Şahruz adlı doktora öğrencisi ise, bu iki kitap yayınını 26 Haziran ve 27 Haziranda arka arkaya piyasaya sürüldüğünü görünce, onun da etekleri tutuşuyor, yalnız kendisi değil, yanına biri eşi ve 2 ayrı Azerbaycanlı arkadaşı da katarak yavaş yavaş sürdükleri çalışmalarını hızlandırarak ayrı kitap olara değil de, doktora hocası Sayın Sema Barutçunun çıkardığı bilimsel elektronik dergide makale olarak yayımluyorlar, bu makalede transkrpsiyonlu metin ve sözlük/dizin var ancak bugünkü Türkçeye aktarım yoktur. Bu çalışma grubunda Şahruz'un adı başta yazılmadığı ancak 3. sırada yazıldığı için asıl yazarın Nasser Shahgoli adlı Azerbaycanlı arkadaş olduğu anlaşılıyor.
--- İşte Dede Korkut'un bu üçüncü nüshası üzerindeki şimdilik 3 ayrı çalışmanın perde arkası gerçek öyküsü böyle... Bir çok kişi bana diş biliyor, çünkü ben onların "Bu yazmayı ben buldum!" diye duyurularını suya düşürdüğüm ve bu bilimsel çalışmanın İsveç yerine Türkiye'de yayımlanmasını sağladığım için. Gelelim asıl gerçeğe, Yusuf Azmun bana 16 Mayıs'ta Giriş-Transkripsiyonlu Metin-Sözlükçe olarak çalışmasını gönderdi, bu çalışmanın yanlışsız yayımlanması için benimle Prof. Osman Fikri Sertkaya Yusuf'un gönderdiği metni ayrı ayrı gözden geçirdik, Giriş bölümünde Osman bazı önerilerde bulundu. Ancak Yusuf Azmun'un hazırladığı Metin - Türkçeye aktarımı - Sözlükçe bölümlerine yalnızca yazım (imla) yanlışlılarını gözden geçirdik, ancak hiçbir şekilde Yusuf'ûn metin okuyuşu ve çevirisine karışmadık (müdahele etmedik), bu tamamen Yusuf Azmun'un kendi 56 yıllık Türkbilim bilgisi ve deneyimine dayanan bir çalışmadır. Benim ve Osman Sertkaya bizim 80 yaşındaki ağabeyimiz olan Yusuf Azmun'u bu özgün çalışması dolayısıyla kutlarız. Başka Dede Korkut yayımlarının ise, tek kişi değil birer ekiple tamamlandığını da birçok kimse bize haber verdi. Bunun değerlendirilmesini artık okuyucular ve Türkbilimci bilgelerimiz yapacaklardır. 
--- Benim tek katkım bu eseri Türkiye'de yayımlatmam oldu, bu yüzden üstükapalı ve üstüaçık saldırılara uğradım ve daha da uğrayacağımı biliyorum, çünkü ben doğruları yazdım bu üçüncü elyazma konusunda, başkaları ise yanlış bilgi vermeye çalıştı, işte budur bunun nedeni...
Timur (Yusuf Azmun'un eserinin Türkiye'de yayımlatılmasını sağlayarak suç işlemiş kişi" Timur Kocaoğlu


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bozkurt

  Sivas Cer Atelyesi’nde 1939 - 1953 yılları arasında demiryolu araçlarının sadece bakım ve onarımları yapılır. Kuruluşundan tam 14 yıl sonr...