Bir kızılderili kabilesi olan Pawnee kabilesinin yaradılış hikayesine göre kurt ölümü tadan ilk yaratıktı, Dünyanın nasıl bir şekle sokulması gerektiği tartışılılan bir konseye çağrılmayan Kurt Yıldızı (Sirius) çok sinirlenmiştir. İlk yaratılan insanlar yeryüzüne Batı’dan yola çıkan fırtına çantasının (Burada buluttan bahsediliyor) içinde gönderilirken öfkeli Kurt Yıldızı, insanların içinde gönderildiği bu çantayı çalmak için bir kurdu görevlendirmiştir. Çok geç kalan kurt çantadan kurtulan insanlar tarafından öldürülür ve dünyada ölümü tadan tadan ilk canlı olmuştur.
Amerikan yerlileri Kızılderililer çok öncelerden beridir kurtları güçlü ve kudretli hayvanlar olarak görmüşlerdir. Diğer birçok kabilenin yaradılış hikayesine göre, dünya aslında kurtlar tarafından yaratıldığına inanır. Arikara ve Ojibwe, Kurt Adam Ruhu’nun bütün çayırları ve ovaları kendiler ve başka diğer canlılar için yaptıklarına inanıyorlardı.
Kızılderili Hikayelerinde Kurttan Türeyiş
Başka birçok Kızılderili kabilesi kurtların insanlarla yakından ilişkili olduğunu düşünüyorlardı. Bu gibi izlenimlerin nedenlerinden biri ise kurtların sürülerine olan bağlılıkları ve Kızılderililerin de bu özelliklerini benimsemiş ve kendi düşünce tarzlarına çok yakın olmasıdır. Pawnee kabilesinin kurtlarla olan ilişkisi o kadar güçlüydüki Pawnee kabilesinin sembolü kurt sembolüyle aynıydı.
Kurtlar, avlanma taktikleri ile dikkat çekmiş ve örnek alınmaya çalışılmıştır. Öyle ki av gezilerine çıkmadan önce yapılan dualar kurtarın onuruna söylenirdi. Savaşa gitmeden önce Apache savaşçıları kurtların takım çalışması, gücü ve cesaretini elde etmek için dualar eder, şarklar söyler, dans ederlerdi. Navajo kabilesi ise tabu kıran cadıları korkutmak için (genel olarak kabilenin erkek bireyleri) yee naaldlooshii denilen kurt kılığına girerler. Yee naaldlooshii kelimesi ise “dört ayak üzerinde gider onunla” gibi bir anlama tekabül etmektedir. Kurt kılığına giren Navajo kabilesi bireylerine ise “büyük kır kurdu” anlamına gelen mąʼiitsoh kelimesi kullanılmaktaydı.
Bunlara bakarak söyleyebiliriz ki Kızılderililer kurtları kutsal hayvanlarından biri olarak görmüşlerdir ve birçok alanda namını kullanmışlardır. Onun çok güçlü kudretli bir hayvan olduğuna inanmışlardır. Kurtları yaşam biçimi bakımından kendilerine çok benzeten kurtları savaş taktikleri olsun yaşayış biçimleri olsun örnek almaya çalışmışlardır.
Germen Mitolojisinde Kurt
Germen mitolojisine bakıldığında kurt toteminin kötülük, şeytanlık içerdiğini görebiliriz fakat asıl ayrım yapmamız gereken nokta ise kurttan korkulmasının sebebi daha önce de birçok toplulukta gördüğümüz gibi kurtların güçlü ve kudretli bir canlı olduğu tanımı yapılmıştır. Buradaki farklılığın sebebi ise korkudur. Diğer kavimler Kurtları ve davranışlarını hayranlıkla izlerken bir diğeri de bunun korkutucu olduğunu düşünmüştür. Germen mitolojisinde kurtlardan kaynaklanan korkunun ilahi bir mesele haline dönüşmesini görebiliriz. O kadar ki Germen mitolojisindeki kıyameti başlatan canlı bir kurttur.
Kıyametin Germen mitolojisindeki adı “Ragnarök”tür. Ragnarök, bütün kâinatın, üzerindeki canlıların ve hatta tanrıların bile tanrılar ve devler arasında geçen savaştan sonra nasıl yok olduğunu anlatıyor. Odin’in iki oğlundan bir olan Loki, tanrıların koruyucusu olan Hennard’ı öldürerek kesin olarak tanrıların yok oluşunu başlatmıştır. Fenrir (büyük siyah kurt), zincirlerinden kurtulur. Güneşi kapatarak yeryüzünü karanlıklar içinde bırakır ve yer yüzünü öyle bir sarsar ki yeryüzü sallantıdan sulara gömülmüştür. Artık yeryüzünde hiçbir canlı sağ kalamamıştır. Surt önderliğinde saldıran buz devleri Aesir’i ele geçirmiştir. Son çatışmada Aesirliler ve Odin ile geçen savaşta Odin yüce kurt Fenrir Ödini öldürür fakat Odinin oğlu Vindar Fenrir’i yenerek savaşı bitirmiştir.
Germen Mitolojisinde Kurttan Türeyiş
Hayatta kalan kardeşi Vali ve Thor’un iki çocuğu Magni ve Modi insanlığının soyunun devamını sağalacaktır. Biraz daha detaylı bir şekilde Fenrir’e değinecek olursak Germen mitolojisinde Hrodvintir ya da Fenris gibi isimlerle de geçen Fenrir, Loki’nin üç çocuğundan biridir. Bunlardan biri olan Jormungand mitolojideki Orta Dünya’yı (Midgard) kuyruğunu ısıracak şekilde çevreleyebilen zehirli, dev bir yılandır, bir diğeri ise Hel ise yarı canlı yarı ölü bir yaşlı kadın olarak anlatılmıştır. Fenrir ise ağzını açtığında, ağzının alt tarafı yere diğer tarafı ise göğe değen kocaman simsiyah bir kurttur. Bu üç kardeş (Canavar Kardeşler) tanrılara bile çok tehlikeli gelmiştir. Dev yılan okyanusa atılmış, Yarı ölü Hel Ragnarök’e kadar Ölüler Dünyası’na hapsedilmiş, Fenrir ise Asgard’da zincirlenerek Asgard’da tutulmuştur. Fenrir tekrar tekrar zincirleri kırınca, cüceler tarafından yapılan Gleipnir denilen büyülü bir zincirle bağlanmıştır. Ne zaman ki bu zincir kırılacak, o zaman Ragnarök zamanı gelecektir.
Kurt totemi tarihte birçok anlama yorulmuş, yeri geldiğinde koruyucu, yeri geldiğinde is öfkeli, şeytani bir yaratık olarak yorumlanmıştır fakat şeytani de olsa koruyucu da olsa kurt kudretli bir şekilde tefsir edilmiş ilahi anlamlara yorulmuştur. Asıl dikkat edilmesi gereken ise neredeyse bütün uygarlıklarda kurt simgesini ve tefsirini neredeyse bütün ilk çağ uygarlıklarında ya da orta çağ uygarlıklarında görebiliriz. Sonuç olarak kurt birçok uygarlığı etkilemiş ve esin kaynağı olmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder