MAORİLE
Yeni Zelenda Maorileri Yeni Kaledonyalılardan çok İleri değildirler kaptan Cook bunlarla karşılaştığında kendilerine karşı lütufkar ve merhametli hale getirmek ve iyi bir mahsül elde etmek için, tanrılara bir sunu olduğu söylenen, etrafı çevrili küçük bir yerde asılı, içinde eğrelti otu kökleri bulunan bit sepetten başka herhangi bir dini merasim yahut tören izine, rastlamamıştı. Bir Yeni Zelenda rahibi ve kabile şefi, Te Ucu Meu, Avrupalı bir misyonere bir zamanlar şunları söylemişti: “Beni bir insan gibi görme, kökenimin yeryüzüne ait olduğunu düşünme. Ben gök ülkesindenim, atalarımın tamamı orada ve ben de onların yanına döneceğim.” Mauı’nin onların büyük atası olduğu söyleniyordu ve inanışa göre o büyük bir balık kancasıyla adayı denizden çıkarmıştı. Tanrısal ataların ruhlarının, kertenkele, örümcek, kuş vs. kılığında yeryüzünü zaman zaman ziyaret ettiklerine inanılmaktadır.
Maoriler her türden tabiatüstü varlık için atua tabirini kullanırlar, fakat aynı zamanda bütün etkin tabiat güçleri de kapsamı içindedir. Aynı tabiri Avrupalılar ve onların gözcüleri için de kullanırlar, ölmüş bir kabile şefinin hayaleti bir atuadır ve ölüler diyarında hayırhah veya zarar verici olabilir.
Yeni Zelandalılar arasında belli bir mitolojinin izlerine rastlanmıştır ve kimi özellikleri bakımından tuhaf bir şekilde eski Grek mitolojisini hatırlatır. Rangi ve Papa -Gök ve Yer- altı çocuk veya tanrıyı ve sırasıyla
(1) insanların ve savaşın,
(2) kendiliğinden yetişen meyvelerin,
(3) balıkların ve sürüngenlerin,
(4) rüzgârların ve fırtınaların,
(5) ekimi dikimi yapılan meyvelerin,
(6) ormanların ve kuşların babalarını meydana getirmiştir.
Bu tanrılar arasında başgösteren savaş göğün yerden ayrılmasıyla neticelenmiştir.
Yeni Zelandalılar ölülerin ruhları için iki ayrı yer olduğuna inanırlar: Gökte, Rangi ve denizde, Reinga; giriş adanın kuzey ucundadır. İç hastalıklarını büyü yahut büyücülüğe atfederler ve bunlar ancak sihirle iyileştirilebilirler. Yapılan kötülükler bu dünyada cezalandırlır ve cezalar tanrılaşmış atalardan gelir.
Kabile şefleri ile rahipler arasında çok fazla bir fark yoktur; kimi zaman kabile şefinin erkek kardeşi rahiptir. Rahiplerin vazifeleri tapu’nun yasalarının güçlendirilmesine, hastaların iyileştirilmesine nezaret etmek, cenaze törenlerine ve doğumlara katılmak, çocuklara şarkıları ve gelenekleri öğretmek, savaş zamanında tavsiyelerde bulunmak ve işaretleri (alametleri) yorumlamaktır. Bunların ölülerle konuştuklarına da inanılır.
Kaptan Cook’un döneminde Yeni Zelendalılar ölülerini gömmüyor, Queen Chariotte koyundan denize atıyorlardı, ölen kabile liderleri hasırlara sarılıp, asalarıyla birlikte kano biçimli sandıklara konduktan sonra, yüksekçe bir yere yerleştirilir ya da ağaçlara asılırlardı ya da öldükleri eve gömülürlerdi, ölünün yakınları yaslarını, bedenlerini yaralayarak haftalarca sürdürürlerdi. Yaklaşık bir yıl sonra rahiplerce kemikler temizlenir ve tepelerin zirvelerindeki mezarlara gizlice bırakılırdı. Ölülerin mezarlarına su ve yiyecek konulur, ruhun geceleyin gelip kutsal su kabağı kaplarından yediğine inanılırdı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder