Bu Blogda Ara

17 Aralık 2019 Salı



Uzak Geçmiş Dersim İnançlarında Büyü ve Kötülük Tanrıçası Hekate İnancı


Dersim’de eğer ki bir kadin evini süpürüyorsa tam da o sıra güneş batmak üzereyse, ocakta yanan ateşten bir köz (çikil) alır evin içerisine bırakır, öyle temizler evi. Süprüntüyü çikille birlikte evinin uzağında ayrı bir yere götürür, oraya döker. Burası, genellikle o eve ait bir küllüktür. Sadece oraya ev süprüntüsüyle, ocakta yanan ateşten arda kalan küller dökülür. Küllük Dersimliler için kutsaldır. Bu kültürel gelenek nereden kaynaklanıyordu? Küllük Dersimli için neden kutsaldı? Kökeni nereye dayanıyordu? Süprüntüler başka yere değil de neden küllük’e dökülüyordu? Bu sorulara cevap vermeden önce antik çağda Yunanlılara ait olduğuna inanılan bir mitolojide yer alan şu söylenceye bakalım: “Güneş ve ay ile arasında açık seçik bağ kurulan varlık Büyü Tanrısı Hekate idi. Ay sonunda, ay görünmez olduğunda, Yunanlı kadın yerleri süpürür, çöpleri bir yol ayrımına götürür oraya dökerdi. Yol ayrımına bırakılan bu süprüntü yığınlarına Hekate’nin akşam yemekleri denirdi.” ([1]) Hekate sözcüğün Dersim Dımılicesinde anlamı şöyledir; heka kökü; pay, hak, payın, hakkın demek. Te takısı; senin anlamındadır. Hekate, senin payın, senin hakkın anlamında bugün günlük

Hekate Chiaramonti
Yeraltının Hanımı
Özellikleri
Alanı Ay, yeraltı ve büyücülük
Semboller Köpek, ay ve meşale
Görünüşü genelde üç yüzlü şekilde betimlenir
Kişisel bilgileri
Ebeveynler Perses ve Asteria
konuşma dilinde Dersim Dımılicesinde yaşatılmaktadır. Tanrıça Hekate, Dersim’in en eski inanç tasarımları içerisinde yer alan bir kötülük tanrıçası, büyüler yapan bir Büyücü Tanrıçaydı. Bu inançlar M.Ö. 6. ve 5. yüzyılda görülen inançlardı. Yukarı Mezopotamya ya (Dersim’e) Aşağı Mezopotamya’dan getirilmiş olabilir. Dersim’e getirildikten sonra bu inançlar Anadolu’ya özellikle de batı Ege’ye götürülmüş oralarda yaygınlaştırılmıştır. Yunanistan’a Dersim’den giden bir inançtır. Hekate Anadolulu yani Dersimli bir tanrıçadır. Dersimden oralara götürülmüştür. Hekate’nin Dersimden sonra en çok tapınım gördüğü yer Batı Firigya ve Karyadır. (Muğla Yatağan yöresi) Batı Ege’de en eski tapınım yeri Yatağan’ın Turgut Köyüdür. Burada bir “Lagina Hekate” tapınağı vardır. Hekate sözü de Laginai sözü de Dersim Dımılice dilinde iki sözcüktür. Laginai kelimesinin La kökü bir takıdır; gina’i eki ise Dımılice kadın demektir. “Lagina’i Hekate” denildiğinde “bu kadının hakkı” ya da “hekate kadın” anlamındadır. Muğla’nın Yatağan ilçesinin Turgut Köyünde çok büyük bir “Laginai Hekate” tapınağı vardır. M.Ö. 6. 7. yüzyıllarda yapılmış bir tapınaktır.
Hekate bir yer altı, karanlıklar tanrıçasıdır. Ölülerin ecesidir. Onların kraliçesidir. Turgut Köyündeki Hekate tapınağının bulunduğu yerde 7 km. uzunluğunda bir yer altı tüneli yapılmıştır. Hekate tapınağına bu tünelden yerin altından geçilerek girilir. Bu Hekate’nin yer altı tanrıçası, ölülerin tanrıçası olmasındandır. Hekate yer altı dünyasının kapısının anahtarını elinde tutardı. Bu inanç sonradan semavi dinlere bir cennet – cehennem anahtarı olarak girmiştir. Ayrıca Hekate yolda kalanların, hırsızların, tüccarların, özelliklede falcıların tanrıçası olarak da biliniyordu.

Turgut Köyündeki Lagina kazılarında yapılan buluntularda bir Hekate kabartması açığa çıkartılmıştır. Toprak kilden pişirilmiş bu kabartma heykelin en belirgin yanı Hekate tanrıçanın elindeki simgelerdir. Kil kabartma üzerindeki Hekate’nin elindeki simgeler; “meşale, hançer, kırbaç, yılan ve anahtardır. Kısrak, dişi köpek hayvanları, bazen de bu hayvanlardan sadece köpek ile birlikte görülür. Bazı gecelerde köpek ulamalarının ya da uzun süren köpek havlamalarının Hekate ile ilgili olduğu, köpeklerin tanrıçayı ve yanındaki köpeği gördükleri için havladıkları anlatılmaktadır. ([2]) Günümüzde bile geceleri köpek ulaması ve havlaması duyulduğunda pek çok insan köpeklerin ulamasını hayırlı saymazlar. O zamanların insanları geceleri köpekler uladığında etrafta Tanrıça Hekate’nin dolaştığına inanırlardı. Bu inanç M.Ö. 7. yüzyıllardaki inançlardı. Hekate dolun ay çıktığında dolaşmaktaydı. Hekate geceleri etrafta dolaşır etraftaki yemek artıklarını, çer çöpleri alırdı. Günümüzde Dersim de güneş batarken evde akşam süprüntüsü olan çer-çöpler, sofra artıkları götürülür küllüğe dökülürdü. Dersimdeki bu geleneğin kökeninde bu inançlar yatmaktadır. Yatağan Turgut Köyündeki Hekate
Bergama Zeus Sunağından elinde meşale ile Hekate
kazılarında açığa çıkartılan Hekate kil kabartmasında sol elinde görülen çanak, başında ise ay (hilal) vardır. Bedenine ise palaz gibi uzun bir elbise giymiştir. Böyle tasvir edilmiştir ateşte pişirilmiş kil kabartmada Hekate bu tapınakta.
Daha o zamanlar Hekate tapınak alanlarında çeşitli törenler yapılırdı. Pek çok şenlikler düzenlenirdi. En çok “Anahtar Taşıma” ve “Güneşle Doğan Gün” şenlikleri ile “Dinsel Törenler” her yıl düzenli yapılırdı. Bunlar içerisinde en önemli olan “Anahtar Taşıma” şenliğidir. Bu şenliklerde çeşitli oyunlar oynanır, bir genç kız elinde tuttuğu anahtarı tapınağa götürürdü. Çok ilginçtir! Bu “Anahtar taşıma şenliğine” daha M.Ö. 7. yüzyılda “Klıd Ardo” denilirdi. Bu iki sözcük de Dersim Dımılice dilinde “Anahtar getirdi” anlamında kullanılmaktadır. Klıd, anahtar demektir. Ardo ise getirdi anlamındadır. Her Dersimli bu gün bu sözcükleri günlük yaşamda kullanmaktadır hala. Bu şenliklerde; “kurbanlar kesiliyor ve kurbanın en yağlı kısmı sunak üzerinde yakılıyordu. Yağlı etin dumanları yükseldikçe seremoninin en önemli kutsal kısmı yerine getirilmiş oluyordu. Kesilen kurbanların etleri ise, törene katılan kişiler tarafından yeniliyordu.” ([3] )Et yağlarının kokularının bilinçli olarak etrafa yayılması sağlanıyordu. Bu kokular etrafta dolaşan Hekate tanrıçaya sunuluyordu. Daha sonra pişirilen kurban etleri toplu olarak yeniliyordu.
Eski Dersim inançları olan Hekate tapınımı Dersim’den Ege’ye, Yatağan’a getirilmiş, Karyalılarca üstlenilmiş bir inançtır. Buradan da Yunanistan’a götürülmüştür. Hesiodos eserlerinde Hekate’den sıklıkla söz etmektedir. Hesiodos, tanrıça Hekate’ye çok büyük ayrıcalıklar tanımıştır. Zaman zaman Hekate’yi, Kybela tanrıçayla kıyaslamıştır. Ona evrensel bir tanrıça özelliği yüklemiştir. Bu özelliklerinden dolayı Hekate hep Artemis ve Demeter ile karıştırılmıştır. Ayrıca pek çok yerde Hekate’ye Tahıl tanrıçası sıfatları verilmiştir.
Hekate Tanrıça, Apollon ve Artemis’in teyzesinin kızı olarak kabul edilmektedir. Ayrıca ozan Hesiodos, Hekate’ye; “Titanlar arasında Güneş Soylular bilinen tanrılar soyundadır.” ([4]) Daha o zamanlar her tanrıçanın bir kimliği olmuştu. Hesiodos; Tanrıça Hekate’nin kimliğini şu şekilde açıklamaktadır: “Kais ile Phoibe’nini iki kızları olur. Birisi Leto, diğeri ise Asteria” ([5]) dır. Bu iki sözcüğün çözümlenmesi batı dillerinde bir anlam ifade etmemektedir. Ancak bu iki sözcüğün Dersim Dımıli dilinde birer anlamları vardır. Leto: senin yanın, senin yanında demektir. Asteria kelimesi ise Dersim Dımılicesinde Yıldız demektir Ya da yıldızı, yıldızın anlamındadır. Mitolojiye göre; “Leto, Zeus ile birleşir. Leto ile Zeus ilişkisinden Apollon ile Artemis doğar.” ([6]) Zeus kelimesinin ze kökü, gibi, benzer, benzeyen, u; o, us, ona benzeyen, onun gibi anlamındadır.. Apollon ve Artemis sözcükleri de Dımılice birer kelimedirler. Apollon kelimesinin kökü olan apo, amca, baba anlamındadır. Artemis sözcüğünün kökü olan ar; namus anlamında, utanma anlamında bir kelimedir. Te ise senin demektir. Senin namusun anlamında da kullanılmaktadır. Asteria ise, Perse ile evlenir. Perse kelimesi de Dersim Dımılicesinde soran, sormak anlamında bugünde kullanılmaktadır. Hekate bu ilişkiden doğmuştur. Yani inançlar içerisinde yer alan; Hekate, Lagina, Apollon, Leto, Kılıd, Ardo, Zeus, Artemis, Asteria, Perse bütün bu sözcükler, mitolojideki bu tanrı tanrıça adları Dersim Dımılice kökenli sözcüklerdir. Hiç biri rastlantı değildir. Bütünüyle mitolojideki anlamlarına uygun sözcüklerdir, batı dillerinde bu anlamda değildirler.
Dipnotlar
________________________________________
[1] THOMSON, George: Tarih Öncesi Ege, Çev: Celal Üster, Payel Yay., İst., 1995.
[2] TIRPAN, Ahmet A:, SÖĞÜT, Bilal: Lagina Araştırmaları, Anıl Ofset, Muğla. 2005
[3] TIRPAN, Ahmet A:, SÖĞÜT, Bilal: Lagina Araştırmaları, Anıl Ofset, Muğla. 2005
[4] TIRPAN; Ahmet A., SÖĞÜT; Bilal. Lagina Araştırmaları, Anıl Ofset, Muğla. 2005
[5] TIRPAN, Ahmet A:, SÖĞÜT, Bilal: Lagina Araştırmaları, Anıl Ofset, Muğla. 2005
[6] TIRPAN, Ahmet A:, SÖĞÜT, Bilal: Lagina Araştırmaları, Anıl Ofset, Muğla. 2005
Turabi Saltık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bozkurt

  Sivas Cer Atelyesi’nde 1939 - 1953 yılları arasında demiryolu araçlarının sadece bakım ve onarımları yapılır. Kuruluşundan tam 14 yıl sonr...