Bu Blogda Ara

14 Mart 2020 Cumartesi

Vikinglerin Büyük Tanrısı Odin Ve Thor Türk Müydü? HEPSİ VE DAHA FAZLASI !!!!!




































Büyük çoğunluğu 13. yy içinde yazıya geçirilen İskandinav halklarının tarih ve anlatı geleneklerini temsil eden saga metinleri, bu arada şaşırtıcı bilgilere de yer vermektedir. Bunlardan birine göre kurucu ata Odin, İskit ülkesinin (Rusya) doğusundaki Turkland olarak adlanan ülkeden kendisine bağlı Az halkıyla birlikte İsveç'e gelmiştir. Orta Asya'da bunu destekler bilgiler vardır. Ayrıca Az budun iyi bilinen tarihi dönemlerde yer almış ve bugünkü çeşitli Türk topluluklarının arasına serpiştirilmiştir. Daha sonra tanrılaştırılan ve ismi bilahare, Slav dillerindeki bir rakamın adı haline gelen Odin, kuzey memleketlerine yeni bir siyasi kültürü, belki de yazıyı götüren kimse olarak görülmek durumundadır.
B.Tarhan

               


























Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, yakın çekim ve yazı


Görüntünün olası içeriği: yazı
Görüntünün olası içeriği: yazı
Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi ve ayakta duran insanlar



*Vikinglerin Büyük Tanrısı Odin Ve Thor
                        Türk Müydü?*

Prof. Sven LAGERBRİNG: ''İsveçliler Türk kökenlidir. Tanrımız ODİN de Türktür.''

İsveç tarihinin kurucusu olan Prof. Sven Lagerbring, Türkçe ile İsveççe arasındaki ortaklıklardan, mitolojik benzerliklerden hareket ederek, İsveçlilerin atalarının Türkler olduğunu söylüyor. İsveç masallarında da tanrı Odin’in "Türkland"dan geldiği anlatılıyordu.
Prof. Lagerbring'e göre İsveç Tanrısı Odin, "Herwarar Masalı"nda Tirkiar (Türkler) ve Asiemaen (Asyalılar) olarak tanıtılan büyük bir kitlenin önderiydi.
Tasvirlerde kurtlarıyla gösterilen Odin'in Türkland'dan (Türk İli) İsveç'e yolculuğu masalda ayrıntılarıyla anlatılır, adaletinden ve bilgeliğinden söz edilir.
Kurduğu krallıkların başlarına oğullarını geçirdiği söylenir.
Vikinglerin Thor ve Odin isimli iki önemli tanrıları vardı. Her iki isim de türk kökenli isimlerdir. Thor adı TUR sözünden ve Odin adı da OT-İN (inen ateş) sözünden kaynaklanır.
Thor, yani Tur; yüksek makam, yuvarlak gök, türeme, töre ve Türk sözcüğünün de köküdür.
İsveç tarihçiliğinin babası Rektör Sven Lagerbring Odin ve Oğullarının Kuzey Avrupa'ya Türkçeyi getirdiğini de kaydediyor. Runik yazı adı verilen oyma yazılar da, Noveç’ten Orta Asya içlerine, Orhon Yazıtları’na kadar görülüyor. Norveç ve İsveç’te Runik harflerle yazılmış, fakat İsveççe ve Norveççe olarak okunamayan yazılar var.
Prof. Lagerbring İsveççe ve Türkçe gramer ve sözcük benzerliğini de ortaya koyuyor. Çok sayıda sözcüğün birbirlerine benzediğini belirterek iki yüzden fazla örnek veriyor.
Bugün Bile Benzerlikleri Ortada Olan Bir Kaç Sözcük Sayalım
Odin ismine İskandinavya kadar Orta Asya Türklerinde de saygı duyulduğu bir gerçektir. Eski kaynaklar Öden Ata isimli kutsal bir Türk büyüğünün Eski Türk Yurdunda anıtları olduğu ve çok saygı duyulduğunu anlatır.
Ünlü komutan Timur batı seferine çıkmadan önce Öden Ata’nın kabrini ziyaret etmiş, dua ve dilekte bulunmuştur .

           HEPSİ VE DAHA FAZLASI


"3-17. yüzyıl arası Futhark veya Rünik alfabesi: Kuzey Avrupa Germen halkları arasında (İsveç, Norveç, Danimarka) kullanılan bir alfabedir.Yoğunluğu İsveç ve Norveç‟de olmak üzere Avrupa da 3500 kaya yazıtının, bu alfabe ile yazıldığı kabul edilmiştir. Gerek Gôktürk diye anılan Türk kavmi, gerekse de Kuzey Avrupa Germen kavimleri bu temel alfabeden yararlanarak kendi yazı sistemlerini kurmuşlardır. Bu alfabenin Gôktürk alfabesi ile aynı temelden kaynaklandığı ispat edilmiştir."
Türk Tarih Kronolojisi / Şevket Koçsoy
Türkler-Cilt- 01 İlk Çağ

















 

























































PAGAN
c. 1400, perhaps mid-14c., "person of non-Christian or non-Jewish faith," from Late Latin paganus "pagan," in classical Latin "villager, rustic; civilian, non-combatant" noun use of adjective meaning "of the country, of a village," from pagus "country people; province, rural district," originally "district limited by markers," thus related to pangere "to fix, fasten," from PIE root *pag- "to fasten." As an adjective from early 15c.
peg ‘köy, ören yeri’ (Derleme Sözlüğü)
begi- ‘yerleşmek’ (Kuzey lehçeleri)
bokun- ‘yerleşmek’ (Uygur)
Pagan kelimesiyle tıpatıp örtüşen hem isim hem fiil var. Ama Batılı illa kendine yontacak. Yontacak ama, kaçarı yok ki.
Kıvırmış kıvırmış, Hint-Avrupa hayali köke bağlamış. Neymiş *pag- ‘bağlamak’ diye fiil olması lazımmış ki, böyle bir kelime çıksınmış.
Aslanım öyle olsa bile sen hayali *pag- diyorsun ya, onun bizde essahı var: BAĞ-lamak.




Subliminal sözlükte "Psik, bilinçaltı, bilinçdışı, bilinçaltı ile algılanan" anlamına gelmektedir.
Subliminal mesaj; Bilinçaltı mesajı olarak tanımlanır. Reklamcılıkta kullanılan bir yöntem olan subliminal mesaj başka bir objenin içine gömülü olan bir işaret ya da mesajdır ve normal insan algısı limitlerinin altında kalmak, o anda fark edilmemek üzere tasarlanmıştır.
Subliminal mesajlar reklamlarda sıkça kullanılır fakat insanlar bunu farketmezler bazılarına teknik açıyla bakılması bile gerekebilir. Subliminal mesajların insanın bilinçaltını etkiledikleri ileri sürülmektedir.
SUBLİMİNAL MESAJ HANGİ ALANLARDA KULLANILIR?
Marka ve ürünlerin pazarlamasından toplumun ilgi , ihtiyaç ve algısını değiştirmeye kadar birçok konuda kullanılmaktadır. Bir kişiyi kurumu ya da ürünü kötü göstermek için o şey ile kötü olan bir nesnenin aynı temada işlenmesi subliminal mesajın en yaygın kullanılma şeklidir.
SUBLİMİNAL MESAJLARIN KANUN İLE YASAKLANMASI
15 Şubat 2011 tarihinde kabul edilen 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 9.maddesinin 2.fıkrası gereği Türkiye'de "Ticari iletişimde bilinçaltı teknikleri kullanılamaz."
BİLİNÇ ALTINI ETKİLEME YOLLARI
1. Dijital ses dosyalarına gizlenen işitsel yollar,
2. Gözle algılanamayacak kadar kısa süreyle ve sık patlayan flaşlar şeklinde sinema ya da televizyon görüntüsü yoluyla bilinçaltına itilen 25. kareler,
3. Reklam afişleri, logoları ve benzeri nitelikteki görsel malzemenin içine saklanmış şekil, kelime ve rakamlar.
SUBLİMİNAL ALGININ TARİHÇESİ
Tarihçe oldukça eskilere dayanmaktadır. Eski Mısır, ve Mezopotamya kültüründe çagında da ele alınmıs olabileceği tahminleri mevcuttur. Ancak Antik Yunan'da Demokritos'un (M.Ö. 460-370), bilinçaltı algılama olgusundan söz eden ilk kisi olabileceği öne sürülmüştür.
Platon Timaeus, Aristotle "Parva Naturalia" isimli kitaplarında konuyu daha ayrıntılı ele alarak islemistir. Aristotles 2200 yıl önce uyanıkken algılanamayacak uyarıların, uyurken rüyalarda kendini gösterecegini ileri sürmektedir.
Farabi ve İbni Sina ise "Gündüz vakti olan ve aynı zamanda gündüzleri daha fazla uyarı olduğu için bilinçli olarak algılanamayan uyarıların, daha sonra algılandıgını gösteren bazı ipuçları olabileceğini" belirtmişlerdir.
Montaigne ve G. W. Leibniz de çok az algılanan veya hiç algılanamayan uyarıların daha sonra bilinç düzeyine nasıl çıktıklarını araştırmışlardır.
20. yy başında yapılan ilk psikoloji deneyleri bu konuya modern zamanlarda ilgiyi oluşturmuştur. Bu çalışmalarda kişilere basitçe verilen uyarının farkında olup olmadığı sorulmuştur.
Örneğin harfler, sayılar ya da geometrik şekiller gibi vizüel uyaranlar deneklerin göremeyeceği ya da bir nokta gibi görebileceği uzaklığa konmuş; birdenbire konup/kaldırılan görüntüler ve görüp görmedikleri sorulmuş; benzer şekilde oldukça düşük, duyulamayacak şiddette harfler fısıldanmış ancak tüm bu görsel ve işitsel uyaranların algılanabilir olduğunu sınamak için deneklerden uyarılara ilişkin tahminlerde bulunmaları istenmiş, istatistiki analizler ışığında doğruyu bilme oranının tahmin şansından daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
25. KARE TEKNİĞİ
Sinemada kullanılan bir bilinçaltı tekniği de 25. kare tekniğidir. Gördüğümüz anlık bir görüntü 655 satır ve frame denilen 24 küçücük kareden oluşuyor. Her 24 kare ise bu sinemada 25'dir. Bir ekran büyüklüğündeki kareyi oluşturur. Her 327.5 satırda bir de "control-track" denilen aralık vardır. İşte bu aralıktan görüntüler kesilip aralarına başka görüntüler atılıyor.
Bilinçaltı, dinamik anlamda ise, bilinçaltı, sansür mekanizmasının engeli dolayısıyla bilinç düzeyine ulaşma olanağı olmayan zihinsel süreçleri içerir.
SUBLİMİNAL ALGI
Herhangi bir ögenin içine gizlenerek/duyu organlarının algı eşiğinin altında kalarak bilinçaltı algılanan algıya verilen isimdir.
Subliminal algı, farkındalık için eşik ya da eşik altında olan uyarıların düşünceleri, duyguları ya da eylemleri bilinçaltı olarak etkilemesi için kullanılan bir ifadedir.
.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bozkurt

  Sivas Cer Atelyesi’nde 1939 - 1953 yılları arasında demiryolu araçlarının sadece bakım ve onarımları yapılır. Kuruluşundan tam 14 yıl sonr...