Bu Blogda Ara

25 Nisan 2020 Cumartesi

Attila’nın Ölümü


Görüntünün olası içeriği: 1 kişi


Attila’nın Ölümü
Batı Roma devletini de kendisine bağlayan Attila, cahil cesaretiyle kendisine kafa tutmaya başlayan Marcianus’a gerekli dersi verdikten sonra, cihan hâkimiyeti için önündeki tek engel olan Sasaniler üzerine yürümeyi amaçlıyordu. Ancak 453 ilkbaharında İldiko adlı yeni karısıyla evlendiği gece, ağzından ve burnundan kan boşanması suretiyle vefat etti. Onun ölümünün ardından ülkede karışıklıklar başladı. Attila şahsî karizmasıyla onlarca kavmi hâkimiyet altına almıştı. Bu boylar Hun devletinin en hassas yönüydü. Attila ölünce Hunlara bağlı boylar birer birer isyan ederek bağımsızlıklarına kavuşmuşlardı.
Attila’nın oğullarından İlek, Germen kavimleriyle yapılan bir savaşta öldü. Dengizik ise kendisine bağlı Hunlar ile Karadeniz’in kuzey bozkırlarına çekildi. Dengizik de 469 yılında Doğu Roma ile yapılan bir savaşta ölünce, ona bağlı Hunlar Doğu Roma devletine tabi oldular. Attila’nın en sevdiği oğlu olan İrnek ise Karadeniz’in batı taraflarına çekildi. İrnek idaresindeki Hunlar, Bulgar ve Macar devletlerinin kuruluşunda önemli rol oynadılar. İrnek, Bulgar ve Macarların hükümdar sülalelerinde gösterilmektedir.
Efsane gibi bir hayatı olan Attila’nın ölümü de efsanelere konu olmuştur. Çok geçmeden Attila’nın yeni eşi İldiko (ve Aetius) tarafından suikast sonucu öldürüldüğü rivayetleri yaygınlaşmıştır. Ancak böyle bir ihtimal pek doğru görünmemektedir. Eğer suikast konusunda en küçük bir şüphe olsaydı, «Attila’nınn yanında hizmetkâr olmayı Roma nezdinde saygın bir adam olmaya değişmeyen» Attila’nın yakın adamlarının bu konuda bir şeyler yapması gerekirdi. Attila’nın ölümü ile ilgili diğer bir efsaneye göre, Attila’nın ölümü Doğu Roma İmparatoru Marcianus’a «malum olmuş» ve imparator, Attila’nın öldüğü gece onun yayının kırıldığını görmüştür.
***
Jordanes’in bildirdiğine göre Attila’ya şanına yaraşır bir cenaze töreni düzenlenmiştir: «Hunlar Türk geleneklerine uygun olarak yüzlerini, saçlarını kesti ve büyük hükümdarlarının ardından ağıtlar yaktı. Attila’nın cesedi altın, gümüş ve demir olmak üzere üç tabuta kondu. Altın ve gümüş tabutlar Doğu ve Batı Roma devletlerini, demir tabut ise diğer toplulukları hâkimiyet altına almasını simgeliyordu. Attila kendisine ait değerli hazinelerle gömüldü. Bu sebeple hazineler için kimse onu rahatsız etmesin diye, gömme işi çok gizli tutuldu ve mezarı kazanlar da öldürüldü». Attila’nın mezarı gerçekten bir sır olarak kalmıştır.
Bu konu her dönem insanların merakını cezbetmiştir. İnsanların bu merakının bir sebebi Attila iken, diğer sebebi de şüphesiz mezardaki hazinelerdir. Attila’nın bir nehir yatağına gömüldüğü iddiasında bulunulmaktadır. Ancak bunu kanıtlayacak bir delil mevcut değildir. Attila’nın mezarının Tuna ve Tisa nehirleri arasındaki bölgenin doğu yakasında olduğu tahmin edilmektedir.
Mezarının gizli kalması için mezarı kazanların öldürülmesi meselesi ise Türk geleneklerine aykırı bir olaydır. Hatta bu durumu insan kurbanına bağlayanlar da bulunmaktadır. Ancak Türklerde insan kurbanı olmadığı gibi, Türkler ölen atalarının mezarlarını saklamak gibi bir yönteme de başvurmamışlardır. Aksine Türk büyüklerinin mezar yerlerini belli etmek için üstlerine binalar inşa etmiş ve mezarların etrafına balballar dikmişlerdir. Mezarların gizli tutulması Moğollarda ve Vizigotlarda görülen bir gelenektir. Jordanes’in de Got menşeli olduğu bilinmektedir; eğer verdiği bilgi doğru ise bu durumun Moğol veya Vizigot etkisine bağlamak gereklidir.
***
Priskos’un verdiği bilgilere göre, Attila her türlü imkâna sahip olduğu halde çok sade bir hayat yaşamıştır. Doğu Roma elçileri şerefine verilen ziyafette elçilere ve misafirlere gümüş tabaklarda yemekler verilirken Attila tahta tabaklarda yemek yemiştir. Bazı komutanlarında süslü eşyalara ve kıyafetlere rastlanmasına rağmen, Attila sıradan askerler gibi sade giyinmiştir. Attila sert bir mizaca sahiptir ve ziyafet boyunca sadece küçük oğlu İrnek geldiğinde yüzü gülmüştür. Çünkü bir kâhin Attila’ya, ondan sonra devletinin dağılacağını ve küçük oğlu İrnek’in tekrar Hunları bir araya toplayacağını söylemiştir.
Kaynaklarda Attila’nın fala meraklı olduğu ve önemli işlere kalkışmadan önce fal baktırdığı belirtilmektedir. Attila yalnız Türk tarihinin bir parçası değildir. Askeri dehası ve şahsî karizmasıyla onlarca boyu hâkimiyet altında tutan Attila, bu halklar üzerinde büyük etkiler bırakmıştır. Öyle ki bu halkların destan ve efsanelerinde Attila çok önemli bir unsur olarak göze çarpmaktadır.
Attila Türk ve dünya tarihinde eşine az rastlanır bir şöhrete kavuşmuştur. Attila ile ilgili «Tanrı’nın Kırbacı» adıyla onlarca roman yazılmış ve sinema filmleri çekilmiştir. Attila hükümdar olduktan sonra cihan hâkimiyeti ülküsünü gerçekleştirmek üzere planlı bir şekilde hareket etmiştir. Önce Doğu Roma’yı perişan etmiş, sonrasında Batı Roma’yı da hâkimiyet altına almıştır. Son olarak Sasaniler üzerine yürümek niyetindeyken ömrü vefa etmemiştir. Attila tarihin gördüğü en önemli cihangirlerden biridir. Bugün Attila denince «Tanrı’nın Kırbacı» sözü akla gelmektedir. Çünkü Batı kiliseleri Attila’nın, günahlarının cezasını vermek üzere Tanrı tarafından gönderildiğine inanmaktadır.
***
Türk hâkimiyet anlayışına göre de Türk hükümdarları Tanrı tarafından görevlendirildiklerine inanmaktadırlar. Ancak Türk milletinin Batının söylemleriyle Attila’yı «Tanrı’nın Kırbacı» olarak nitelendirmemesi gerekmektedir. Çünkü o Türkler için başka anlamlar ifade etmektedir. Attila (ve Hunlar) daha sonraki Türk devletleri için Avrupa yolunu temizlemiştir. Hunlardan sonra Avarlar, Bulgarlar, Sabarlar, Hazarlar, Uzlar, Peçenekler, Kuman-Kıpçaklar ve en nihayetinde Osmanlılar bölgede hüküm sürdüyse, bunda Attila ve Hunlarının payı büyüktür. Attila, Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet Han’dan bin yıl önce İstanbul’u kuşatmış ve İstanbul’u Türkler için bir «kızıl elma» haline getirmiştir.
Ondan sonra Kutigurlar, Avarlar, Bulgarlar ve son olarak da Osmanlılar İstanbul’u kuşatmış ve bu kutlu şehri fethetmek Osmanlılara nasip olmuştur. Ayrıca Attila, Batı dünyasını aciz bırakmış ve kendi yanındaki generalleri dahi Roma imparatoruyla eş tutmuştur.
Metnin tamamını okuyun:
https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/…/13/index.h…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bozkurt

  Sivas Cer Atelyesi’nde 1939 - 1953 yılları arasında demiryolu araçlarının sadece bakım ve onarımları yapılır. Kuruluşundan tam 14 yıl sonr...