Udjat/Wedjat
Ra’nın ya da Osiris’i gözü olarak bilinse de aslen Horus’un gözüdür.
Her şeyi gören, vicdanın asla kapanmayan gözü olarak bilinir.
İnsanın içindeki her niyetini ve yaşamdaki her davranışını gözden kaçırmayan merhametsiz bir yargıcın keskin bakışını sembolize eder.
Bu durum, vicdanın karşıtı olan nefsaniyetin hiç işine gelmez. Kötülüğü ve nefsaniyeti temsil eden Seth, Osiris’i öldürür.
Osiris’in oğlu Horus, intikam almak üzere Seth ile savaşır.
Seth, bu savaşta Horus’un her şeyi gören gözünü, yani Udjat’ı parçalar.
Tanrı Toth bu parçaları bir araya getirse de eskisi gibi değildir artık. Toth bu eksikliği büyü gücü ile tamamlar ve böylece göz eskisi gibi olur.
Horus’un gözleri her daim dünyanın üstünde olan Ay ve Güneş’i temsil eder.
Antik Mısır Mitolojisi’ne göre, Horus sonunda bu gözünü babası Osiris’e vererek onun kullanımına bırakır. Nefsaniyetin amacı, maddenin, yani fiziksel bedenin konfor ve rahatlığını, zevk almasını sağlamaktır. Ruhun gelişimini istemez. Tüm bencilce duygular onun malıdır. En sık görülen biçimleri bencillik, üstün olmakla övünmek, yüksek mevkileri insanlığa hizmet için değil de kendi nefsi için istemek, başkalarını yaftalama kurnazlığı, cimrilik ve ikiyüzlülüktür. “Dünya Okulu”ndaki en büyük savaş insanın kendi nefsine karşı yapması gereken savaştır. Bu savaştaki en büyük silahı nefis denetlemesi, en büyük yardımcısı vicdanıdır. Tasavvufta buna “büyük savaş” anlamında “cihad-ı ekber” denir. Mevlana Celaleddin-i Rumi bu konuyla ilgili şöyle demiş: “Suri olan (surete ait, zahir) put, yılan ise; nefsin putu ejderhadır.(…) Kendindeki şu müthiş savaşa bak! Başkalarının savaşıyla ne meşgul olup durursun!”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder