Bu Blogda Ara

31 Aralık 2020 Perşembe

NOGAY ADI VE NOGAYLARIN KÖKENİ ÜZERİNE.

 



NOGAY ADI VE NOGAYLARIN KÖKENİ ÜZERİNE.

Kereytov’a göre (1998: 12) Nogayların etnik yapısında yer alan kabile ve soylar şunlardır: Uysun, Kıpçak, Nayman, Kereyit, As, Kıtay, Durmen, Kongrat, Nukus, Keneges, Tama, Mangıt, Bıdrak, Borlak, Kanglı, Kobek, Bayis, Saray, Kongut, Majar, Ming, Korkıt, Baydar, Bulgar, Uygur, Seyıc, Koban, Abaz, Kırgız, Türkmen, Kalmık, Kumuk (Alpargu 2007: 33). Ayrıca Nogay, Kazak, Kırgız, Özbek ve Başkurtlar arasında akrabalık bağları vardır, bunlar hemen hemen aynı boylardan oluşmaktadır ve bu boyların kabile ilişkileri bakımından birbirleriyle önemli bağları mevcuttur (Alpargu 2007: 34).


‘Nogay’ Adı Üzerine Görüşler ‘Nogay’ın kelime anlamı son yıllarda bilhassa Anadolu’ya göçle gelip yerleşmiş Nogaylar arasında tartışma konusu olmakta ve Nogay Türkleri bu konuda hassasiyet göstermektedir. ‘Nogay’ın yaygın olan anlamı ‘köpek’tir ve bu anlam Anadolu’daki Nogay Türkleri tarafından gurur kırıcı olduğu düşünülerek reddedilmektedir. Son zamanlarda Nogaylar ve Nogayca üzerine yapılan bilimsel toplantılarda, kelimenin anlamının Moğolcada aranmasının yanlış olduğu ve bunun, Türkiye kelimesinin İngilizcede söylenişi olan ‘Turkey’in anlamının İngilizcede aranmasına benzer bir yanlışlık olduğu ifade edilmektedir. Oysa bu ikisi aynı şey değildir. Nogay kelimesinin Moğolca bir kelime olduğu pek çok bilimsel kaynakta (Ramstedt 1935; Gülensoy 2007; Lessing 2003 vb.) yer almaktadır. “Türkler köpeği daima aşağı bir hayvan olarak görmüşlerdir” (Ögel 2003: 562). Ancak, Moğollar, Çinliler ve Tibetlilerin köpeğe önem verdiği görülmektedir. Proto-Moğol kavimlerinden Wuhuanlar’da köpeğin dinî bir rol oynaması, Tibetlilere ‘Köpek Tibetliler’ denmesi buna örnek verilebilir. Türkler bu inançlarından dolayı Tibetlileri aşağı bir kavim kabul etmişlerdir (Ögel 2003: 561-562). Alpargu kelimenin Moğolca olduğunu belirtir ve aynı anlamdan bahseder (1996: 195). Alpargu’nun Vernadsky’e (1953: 155, 164) dayanarak verdiği bilgiye göre, köpek Nogaylar için totemdir ve ‘Nogay’ kelimesi de bu totemle bağlantılıdır. Ayrıca ‘köpek’ Mangıtlar’ın önde gelen klanının totemi olarak düşünülebilir (2007: 11). Kereytov (1988: 9) da aynı fikirdedir (Alpargu 2007: 11). Yine bazı kaynaklarda kelime, Moğolca ‘it’ anlamına gelen totemistik ‘nohol’ kelimesine bağlanmaktır (Güllüdağ 1999: 556, 564; Kalkan 2006: 216). Öte yandan Golden’ın Safargaliev’den aktardığı bilgi de dikkat çekicidir. Safargaliev, ‘Nogay’ kelimesinin Moğolcada hakaret ifade edebilecek şekilde ‘köpek’ anlamına geldiğini belirterek, böyle bir lakabın Edigü’ye (Edige) ondan hoşlanmayan Toktamış tarafından verildiğini, sonra da bu kavmin adı olduğunu belirtir. Golden, Edige’yi (öl. 1420), “Altın Ordu’da Mangıt kökenli, kendi Mangıt yurdunun kuvvet ve itibarını artıran, hanları tahta çıkarıp indiren kudretli bir kişi” olarak tanımlar. Burada Golden’ın ifade ettiği en önemli husus şudur: Safargaliev ‘köpek’e dayalı bir kişi isminin İslâmî çerçevede alçaltıcı olduğunu belirtirken çok önemli bir noktayı gözden kaçırmaktadır. İslam öncesi Avrasya bozkır geleneğinde ‘köpek’ ve onunla ilgili benzer adlarda bu olumsuz bakış açısı söz konusu değildir. Uygur, Hazar ve Moğol kişi isimlerinde bir köpek türü olan ‘Kasar’ adı mevcuttur, hatta müslüman Memlûklerde bile Kutuz (Kuduz) gibi isimler verilebilmiştir (Golden 2006: 385-386). Alpargu’nun aktardığına göre Magadamba adlı bir başka araştırıcı ‘Nogay’ın anlamının ‘kurt’ olabileceğini belirtmektedir (2007: 11).


Günümüz Nogay edebiyatçılarından olan İsa Kapayev’in yazdığı ‘Nogay’ adlı tarihî hikâyede şu ifadeler yer almaktadır: “Sain-Xan sïylï töreler yïyïlγan ordasïnda Noγaydïŋ yigitligi üšin oγa xalq arasïnda Noγayγa endiden arbatïn İyez-Noγay dep atalsïn dep at berdi. (İyez-Noγay-Monγolša ‘temir iyt’ dep köširiledi)” (Kapayev 1991: 214). “Sain-Xan kıymetli hâkimlerin toplandığı çadırında, Nogayın yiğitliği için, ‘Halk arasında Nogaya bundan sonra İyez-Nogay densin’ diye isim verdi. (Moğolca İyez Nogay ‛Demir köpek’ diye çevrilir.)”


Hikâyede yer alan İyez-Nogay ifadesinde bir dipnot yer almakta ve dipnot parantez içinde verildiği şekliyle açıklanmaktadır. Kapayev burada İyez Nogay’ın anlamını ‘temir iyt’ şeklinde ifade eder.


Başka bir bilgiye göre nog-noğ veya nok ‘sağlam, güçlü’ anlamındadır. Ay ile birleştiğinde ‘sağlam, güçlü aile’ anlamına gelmektedir (Nogay 2007: 16). Bu anlamın neye dayanılarak verildiği çalışmada yer almamıştır.


 Gülensoy, Nogay kelimesinin anlamını şöyle açıklamıştır: “Tüylü köpek; Cengiz Han’ın torununun ve Kırım ile Kafkasya’daki kavimin adı”. Kelimenin anlamını Moğolcada arayan Gülensoy (< Moğ. (KWb. 278 noķai ’Hund’), 2 Kırım, Kazak ve Tarançi Türkçesinde ‘noġay’ şeklinde olan kelimenin Yakutçada ‘nook’ şeklinde olduğunu belirtir (2007: 607). Räsänen de aynı bilgilere yer vermektedir (Räsänen 1969: 354).


Anadolu ağızlarında bulunan “noğay’ın (nugay) kelime anlamı ‘çift atlı arabalara yedek olarak koşulan üçüncü at” şeklindedir (Derleme Sözlüğü IX, 1977: 3254)




Moğolca sözlükte, köken olarak Moğolca olduǧu belirtilen kelimenin, Klasik Moğolcada şu şekilde geçtiǧi ifade edilir: nohay : Köpek, it; bazı metinlerde batıl inançlar sebebiyle çinu-a ‘kurt’ yerine kullanılır; on iki hayvan takvimindeki yıllardan biri; dolandırıcı, dalaverici, kurnaz (Lessing 2003: 924). Klasik Moğolcada ‘nohay’ ile kullanılan daha bir çok tamlama, terim vb. yer almaktadır: nohay beçin : Babun, bir maymun türü. nohay çag : Köpek saati, öğleden sonra yedi ve dokuz saatleri arasındaki zaman dilimi. nohay galagu : Balıkla beslenen parlak renkli bir kuş, yalı çapkını, emircik. nohay sar-a : Ay takviminin dokuzuncu ayı. nohay cil : Köpek yılı; hayvan takviminde on birinci yıl’ (Lessing 2003: 924). Çağdaş Moğolcada ise kelime nohoy ‘köpek’ şekline dönüşmüştür (Lessing 2003: 924). ‘Nogay’ kelimesi Klasik Moğolcadır ve bir Türk kavmine isim olmuştur. Kelimenin fonetik gelişimi şu şekilde olmuş olabilir: noqay > noḫay > nohay > noğay (q > ḫ > h > ğ).




Bize göre ise ‘Nogay’ kelimesi Nogay Türklerine kavim adı olarak geçtiğinde anlam kaymasına uğramıştır. ‘Nogay’ın anlamı ‘köpek’ değil de ‘kurt’ olmalıdır. Nogay Türklerini şu an temsil eden bayrakta ‘kanatlı bir kurt’ sembolü yer almaktadır. Bayrak, bir milletin veya kavmin en önemli sembollerinden biridir. Bu bayrak her ne kadar Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra Nogay Türklerini temsil etmeye başlasa da, bayrakta böyle bir figürün yer almış olması herhâlde tesadüf değildir. Bilindiği gibi ‘kurt’ tarihte büyük devletler kurmuş olan Türklerde bir sembol hâline gelmiş ve destanlarda yerini almıştır. Türeyiş Destanı’nda Türklerin ‘kurt’tan nasıl türedikleri anlatılır (Gömeç 2006: 273). Oğuz Kağan Destanı’nın Uygurca rivayetinde yine Oğuz’un kurda benzeyen özellikleri vardır: ‘… Kırk gün sonra büyüdü, yürüdü ve oynadı. Ayakları öküz ayağı gibi, beli kurt beli gibi, omuzları samur omuzu gibi, göğsü ayı göğsü gibiydi. Vücudu tamamen tüylü idi …’ (Gömeç 2009: 48). Yine gökten indirilmiş Gök-Böri (Boz kurt) Oğuz'un seferleri sırasında ona kılavuzluk eder. Göktürklerde kurt, tuğlar ile bayrakların tepesinde yer alarak bir devlet sembolü olmuştur. Orta Asya, Altaylar ile Sibirya’da yayılan Türk halk edebiyatında kurt, bazen yiğit, bazen bir dev oğlu olan, gökte büyükayı burcu ile görülen, çoğu zaman erkek, bazen de dişi olan (örnek olarak Göktürkler’de) bir mitoloji ürünüdür (Ögel 2003: 115). Oğuzların ‘kurt’, diğer Türk boylarının ‘böri’ dedikleri, destanlarda konuşan, yol gösteren kurt, üstünlük, büyüklük ve yiğitlik anlamındadır (Ögel 2003: 115, 117, 118). A. İnan’ın aktardığına göre, Uygur yazısı ile yazılmış Oğuz Kağan Destanı’nda “Başkurtlar, Nogay, Kırgız ve Kazak Türk kesimleri ile bir babanın çocuğu idiler. Aralarında anlaşmazlık çıktı. Başkurtların beyi ava giderken, önünde bir kurt göründü. Bey bu kurdu izleyerek, cennet gibi ormanları ve ırmakları bulunan büyük dağlara geldi. Bey bu kurdun, Tanrıdan gönderilmiş bir kılavuz olduğunu anladı. Bu bir kut, talih idi …” Burada at yeleli Gök Börü’yü izleyen Başkurtlardan bahsedilir (Ögel 2003: 121). Oğuzlardan Kıpçaklara kurt veya börünün ne kadar kutsal olduğu, gücü, yiğitliği, cesareti sembolize ettiği bu örneklerden anlaşılmaktadır. Burada dikkati çekilmesi gereken önemli bir nokta da Başkurt, Nogay, Kazak, Kırgız vb. kavimlerin aslında tek bir kavimden gelmiş olmasıdır. Orhun Abidelerinde Türk ordusu için şu ifadeler kullanılmıştır: “Tengri küç birtük üçün kangım kagan süsi böri teg ermiş, yagısı kony teg ermiş.” (Tanrı güç verdiği için babam kağanın ordusu kurt gibiymiş, düşmanı koyun gibiymiş) (Ergin 2005: 36). Görüldüğü gibi bir Türk kavminin, kurdu simge olarak kabul etmesi son derece doğaldır.

Dilek Ergönenç Akbaba

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bozkurt

  Sivas Cer Atelyesi’nde 1939 - 1953 yılları arasında demiryolu araçlarının sadece bakım ve onarımları yapılır. Kuruluşundan tam 14 yıl sonr...