NEVRUZ BAYRAMININ KÖKENİ (SÜMERLER'DE BAHAR BAYRAMI ve KUTSAL EVLENME) Nevruz aslında Çoban kral Dumuzi ve Tanrıça İnanna'nın birleşmesinden meydana gelen bolluk ve bereketi simgeleyen bir Sümer mitine dayanır. Sümer mitinde bu olay anlatılır. Bir öyküye göre
İnanna ile kuş avcısı, balıkçı, çiftçi, ve Çoban tanrısı evlenmek ister. Balıkçı en iyi balıklarını, kuş avcısı kuşlarını, çiftçi taze başağında arpayı, çobanda en iyi süt ve kaymağını getirir. İnanna’nın kardeşi Güneş Tanrısı Utu, onun Dumuzi ile evlenmesini önerir. Fakat tanrıça ona karşı gelerek çobanla değil çiftçi ile evleneceğini söyler. Bu kez araya Dumuzi girer ve kendisinin çiftçiden aşağı olmadığını göstererek tanrıçaya kendisi ile evlenmeyi kabul ettirir. Büyük bir zevk ve şehvetle başlayan bu evlilik İnanna’nın yeraltı dünyasına gitmesiyle acı bir şekle dönüşür. İnanna yeraltı tanrıçası olan kız kardeşi Ereşkigal’i görmeye gider. Fakat oranın kuralına göre oraya giden Tanrı’da olsa geri dönemez. Kardeşine güvenen İnanna’ya da aynı kural uygulanır. Tanrıça yeraltına gitmeden önce veziri Ninşubur’a eğer üç gün içinde dönmeyecek olursa, tanrılar meclisine gidip kendisini kurtarmaları için yakarmasını söylemiştir. Veziri onun gelmediğini göründe tanrılar meclisine gider, ancak Bilgelik Tanrı’sının yardımı ve yerine birini göndermesi koşuluyla Tanrıça yeraltından çıkar Fakat yanında yeraltı cinleriyle, yerine gönderecek birini bulmak üzere şehir şehir dolaşırlar. Her gittikleri yerin Tanrı ve Tanrıçaları İnanna’nın yeraltında kalması üzüntüsü ile çuval elbiseler giymiş, tozlar içine bulanmışlardır. Tanrıça kıyamaz hiçbirini vermeye Nihayet Kullab’a geldiklerinde, kocasını en iyi giysiler içinde, başında tacı tahtında kurulmuş otururken gören Tanrıça birdenbire çok kızar ve cinlere alın bunu götürün deyiverir. Cinler Dumuzi’yi yakalayarak yeraltına götürürler Bu kez yaptığına pişman olan İnanna’nın yardımıyla Dumuzi’nin kardeşi Geştinanna tanrılar meclisinde kardeşi yerine yarım yıl yeraltında kalarak hiç olmazsa yarım yıl Dumuzi’nin yeryüzüne çıkmasını sağlar. Dumuzi yeryüzüne Bahar zamanı çıkarak karısıyla birleşir. Bu birleşme sonucu, yeryüzünde bütün bitkiler yerden fışkıracak, hayvanlar yavrulayarak, yumurtlayarak çoğalacak, her tarafa bereket gelecek diye düşünmüş, Sümer dindarları. Bu birleşme gününü de yeni bir yılın başlangıcı olarak kabul etmişler. Bu günde zamanın kralı ile bir baş rahibeyi büyük şenlikler ve eğlencelerle evlendirerek bu birleşmeyi sembolize etmişlerdir. Sümer şair ve müzisyenleri, bu törenlerde Tanrıça yerine geçen rahibe ve Tanrı yerine geçen kral tarafından birbirlerine söyleyecekleri sevgi, aşk, tutku dolu şiir yazmışlar, arp ve lir eşliğinde çalıp söylemişlerdir.
Akad kralı Sargon böyle bir birleşmenin sonucu dünyaya gelmiştir. Bu yolla dünyaya gelen çocuklar
kral olamazdı .Mısır hanedanında da bu gelenek vardı.. Bu çocuklar dönem dönem tahtları ele geçirmişlerdir.
Pagan bir gelenektir her toplumda vardır .Ne Türk e ne Kürde nede Farsa nede Sümer e has bir uygulama değildir. Aslında konu çok derin .Kısacası bir ritüeldir yaşam döngüsünün devamı için yapılan bir etkinliktir. Kaya resimlerinde bolca örnekleri vardır bu yüzden tarih verilemez her hangi bir topluma mal edilemez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder