Bu Blogda Ara

4 Nisan 2021 Pazar

Türk ve Türki Halklar ÇİNLİLERİN GÖZÜNDEN TÜRKLERİN TARİHİ HE XIN(;l,l,\NG- (;lJC) HONGZHEN




Efsane Bir: Xihai'ye (Batı Denizi'ne) Dayanan Köken

Bu efsane; Tang Hanedanlığı'ndan Li Yanshou'nun son derlemesini yaptığı Kuzey Hanedanlıklarının Tarihi-Türkler bölümünde ve Linghu Defen ile Tang Hanedanlığı'ndan başka yetkililerin derlediği Zhou Kitabı 'nda yer almaktadır. Efsaneyi şu şekilde özetleyebiliriz: Türklerin ataları Xihai (Batı Denizi) kıyısında yaşarlardı ve Hunların, onlardan bağımsız örgütlenmeleri olan bir koluydular. Aşina soyuna dayanıyorlardı. Daha sonra, kabileler arası bir anlaşmazlık sonucu, Türklerin ataları düşmanları tarafından yenilgiye uğratılmış ve kabilenin tüm erkekleri öldürülmüştür. Kabileden geriye yalnızca on yaşında bir erkek çocuğu kalır. Düşman askerleri çocuğu öldürmek istemezler. Bunun yerine çocuğun kollarını ve ayaklarını kesip onu vahşi ormana bırakırlar. Çocuk ölmek üzereyken dişi bir kurt gelip çocuğu kurtarır, onu hayvan etiyle besler ve onu yetiştirir. Çocuk büyüdüğünde kurtla çiftleşip, dişi !<urdu hamile bırakır. Düşman kabilenin şefi oğlanın ölmeyip büyüdüğünü duyunca, gelecekte karşılaşabileceği sorunları engellemek adına, askerlerini çocuğu öldürmeleri için görevlendirir. Düşman askerleri oğlanı ve dişi kurdu bulurlar ve her ikisini de öldürmek isterler. Bu en kritik zamanda Tanrı ortaya çıkar ve bu ikiliye yardın1 eder. Bu sayede dişi kurt, Qoco (Khoco)'nun kuzeybatısındaki büyük dağlara kaçıp Lırada bir mağaraya saklanır ve burada 10 erkek çocuk doğurur. Bu 10 erkek çocuğu zamana büyür, gidip kendilerine eş bulurlar, çocuk yapıp kendi kabilelerini oluştururlar. Bunlardan biri de Aşina'dır. Sonrasında Aşina akıllı ve becerikli olduğu için kabilenin şefi olarak seçilir. Onları yetiştiren kurda

duyulan minnetin anısına Aşina çadırının dışına üzerinde o kurdun kafasının resmedildiği bir bayrakasar. Aşina kabilesi gitgide   büyür ve yüzlerce ailelik bir nüfusa ulaşır. Sonraları Akın Şad (Şad, kabile reisine verilen addır) kabilenin başına geçtiğinde Avarların rejimine dahil olur. Zhou Kitabı-Türkler'de geçen ana hikaye Kuzey Hanedanlıklannın Tarihi'nde anlatılanla temelde uyuşmaktadır. Eklenmesi gereken tek eksik nokta ise Türklerin Avarlarla birleştikten sonra Yinshan'ın (Altay Dağı) güneyine yerleştikleri ve onların hakimiyetinde demir ustaları olarak çalıştıklarıdır. Yinshan'ın şekli ''Türk'' olarak adlandırılan savaş miğferi ile oldukça benzerdir ve o yüzden bu kabileye de bu ismi takmışlardır


Efsane İki: Kuzey Moğol Çölü'ndeki Suoguo

 Tang Hanedanlığı'ndan Linghu Defen tarafından derlenen Zhou Kitabı-Türkler'de yer alan bu efsaneye göre, Türkle riı1 ataları Moğol Çölü'nün ve Hunların yerleşim alanlarının kuzeyinde bulunan ve kabileler zamanının Suoguo bölgesinde yaşıyorlardı ve önderlerine Abangbu deniyordu. Apangbu'nun 17 kardeşi vardı ve aralarından Igil nixa qur (bazı kaynaklarda da Yisinishidou olarak geçer) adlı bir tanesi kurttan doğmaydı. Zayıf ve beceriksiz olan Abangbu idaresinde kabilelerine başka kabileler saldıran kabilelere karşı ağır yenilgiler aldılar. Bunun sonrasında Igil nixa qur Tanrı'nın ona bahşettiği rüzgarı ve yağmuru yönetme gücünü kendinde keşfetti. Yaz ve Kış tanrılarının kızlarıyla evlendi . İkinci karısı ona dört oğlan doğurdu . Oğullarından biri beyaz bir kuğuya dönüştü; kalan üçü de farklı kabileler kurdular. Kabilelerden biri Kırgız adını aldı ve Af us- , hui (bugün Sibirya'nın Abakam Nehri olarak bilinir) bölgesi ile jianshui (Kem, Yenisey Nehri'nin kuzeyinde bulunan Ulukem Irınağı) arasında yaşamaya başladılar. Kalanların biri Chua Kem boylarına, diğeri ise Basichuzheshi Shan'a yerleşti. Basichuzheshi Shan'da yaşayan kabilenin başında en büyük oğul bulunmaktaydı ve kabilede Abangbu'nun kabilesinden birçok yiğit vardı. Büyük oğlun adı Nur Torluk idi. Birbirine küs yiğitleri bir araya getirdi ve bir birlik oluşturdu. Kabilesinin günlük yaşamdaki tüm sorunlarını çözmeye çalıştı. Kabile bu şekilde gittikçe güçlendi. Kabilenin şefi olarak seçilince kendisine kabile şefi anlamına gelen ''Şad'' adı verildi. Kabile de Türk adını aldı. Nur Torluk'un 10 karısı oldu ve bütün oğulları annelerinin soyunun adını taşıdılar. Aşina , Nur Torluk'un en genç karısının oğlu idi. Nur Torluk ölünce kabile oğullarından birinin başa geçmesini istedi. Nur Torluk'un eşlerinin hepsi oğullarını bir ağacın altında topladı ve en yükseğe sıçrayanın kabilenin yeni şefi olmasında karar kıldı. En genç kadının oğlu Aşina genç ve çevikti ve en yükseğe sıçrayan da o oldu. Bu şekilde kabilenin başına geçerek Akın Şad adını aldı.


 Efsane Üç: Pingliang'daki Za Hu 

Tang Hanedanlığı'ndan Zhangsun Wuji ve diğerlerinin derlediği Sui Kitabı-Türkler'deki bu efsane ise diğerlerine kıyasla biraz daha gerçekçidir. Türklerin ataları olan Aşina kabilesi aslında Za Hu'dan gelmeydi (Belirsiz Hu) ve MS 4. ile 5. yüzyıl arasında kuzeybatı Çin'de, günümüzde Gansu eyaleti sınırları dahilindeki Pingliang'da yaşamaktaydı. Kuzey Wei Hanedanlığı İmparatoru Taiwu, juqu Mengxun tarafından yönetilen Xiongnu Devleti Kuzey Liang'ı işgal ettiğinde Türk kabileleri Avarlara sığındılar ve Altay Dağları bölgesinde demircilik yaparak yaşamaya başladılar. Altay Dağları'nın şekli, Turk olarak adlandırılaı1 asker miğ[erine benzediği için de bu kabileye Türk demeye başladılar


Efsane Dört: Deniz Tanrısı'nın Soyu 

Bu efsane Tang Hanedanlığı'ndan Duan Chengshi tarafından derlenen Youyang Zazu 'nun ilk dört bölümünde yer almaktadır. Bu efsaneye göre, Türklerin atası Aşide Mağarası'nın batısında yaşayan Şemo Şeli'dir (Shemo Sheli). Doğaüstü güçlere sahip olan Şemo Şeli, Deniz Tanrısı'nın kızlarından birine aşık olur. Bir gece buluşurlar ve sabahleyin geri dönerler. Deniz Tanrısı'nın kızı Şemo'ya her akşam onu denize getirmesi için bir beyaz geyik gönderir. Sabaha da aynı geyik Şemo'yu evine geri götürür. Bu birliktelik bu şekilde 12 yıl sürer. Bir gün Şemo tüm kabileleri avlanmak üzere bir araya getirir. O akşam Deniz Tanrısı'nın kızı Şemo'ya şöyle der: ''Yarın ava çıktığında, atalarının doğduğu mağaranın ağzından altın boynuzlu bir beyaz geyik dışarı fırlayacak. Onu bir okla vurmayı başarabilirsen biz de böyle yaşamaya devam edebileceğiz. Ama başarısız olursan da, ilişkimiz sona erecek." Ertesi gün Şemo av bölgesine geldiğinde atalarının doğduğu mağaradan dışarı çıkan altın boynuzlu bir beyaz geyik görür. Çevresindeki yiğitlere yanında toparlanmalarını buyurur. Fakat Şemo geyiğe nişan almaya hazırlanırken Az adlı kabileden birisi heyecanlanarak geyiği daha av bölgesine girmeden vuruverir. Bu şekilde, Şemo geyiği kendisi vurma şansını kaybeder ve olaya çok öfkelenir. Az kabilesinin şefini öldürür ve şöyle der: ''Bundan böyle cennete tapınmak için bir adam kurban edeceğiz.'' Bu olaydan sonra Şemo'nun kabilesi cennete tapınma ayinleri esnasında Az kabilesindeı1 bir adam kurban etmeye başlar. Hatta daha sonraları bayrakları için bile Az kabilesinden insanları öldürmeye başlarlar. Şemo, Az kabilesinin şefini öldürdükten sonra Deniz Tanrısı'nın kızını görmeye gider. Kız ona şöyle der: "Sen ellerinle adam öldürdün ve elle rin artık kanla kirlendi. Bizim ilişkimiz de olması gerektiği gibi burada bitiyor." Türki halkların ataları olan Aşina kabilesinin nasıl ortaya çıktığını anlatan ilk üç efsane, bu anlamda bir benzerlik taşır. Öte yandan dördüncü efsanede Aşina kabilesinden söz edilmemekle birlikte, Aşide Mağarası hikayenin bir parçasıdır. Bu da, efsanenin aslında Aşide kabilesinin kökenlerini konu aldığı ve Şemo Şeli'nin Aşide kabilesinin atası olduğu anlamına gelir. Bununla birlikte, Aşide kabilesi ve Aşina kabilesinin aralarında çok evlilik yaptığı ve Aşina kabilesi erkeklerinin Aşide kızlarıyla evlendiği bilinmektedir. Tüm Türk hatunları (kraliçeleri) Aşide soyundan gelmektedir.


Kaynak

ÇİNLİLERİN GÖZÜNDEN TÜRKLERİN TARİHİ HE XIN(;l,l,\NG- (;lJC) HONGZHEN 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bozkurt

  Sivas Cer Atelyesi’nde 1939 - 1953 yılları arasında demiryolu araçlarının sadece bakım ve onarımları yapılır. Kuruluşundan tam 14 yıl sonr...