Wusunların Gelenekleri ve Kurt ile Karganın Beslediği Çocuk
Giriş
Dünyanın parlak, göz alıcı zenginliklerinin büyük bir kısmını bünyesinde barındıran kıtası, şüphesiz ki Asya kıtasıdır. Bu, kazanılan paradan ve sağlanan çıkardan öte derin bir tarih, renkli bir kültür ve yüksek bir medeniyet zenginliğidir.
Zamanın gidişatına yön veren güçlü devletlerin ortaya çıktığı Asya kıtasının tarihi ve kültürü, ülkemizde ne yazık ki sevgi duyanı ve meraklısı az bir konu olarak yerini almıştır. Türk tarihine yoğun bir ışık tutan Asya tarihini, özellikle uzun yıllar boyunca bölgede güçlü devletler kuran ve yaşamını güçlü şekilde devam ettiren Türklerin siyasi, sosyal ve ekonomik yollarla münasebetlerde bulundukları halkları inceleyip gün yüzüne çıkarmak, bizler için geniş yelpazeye sahip olan tarihimize büyük bir zenginlik katacaktır.
Bu düşünceyle yola çıkılarak hazırlanmış olan bu makalenin konusunu da, o dönem Asya Hunlarının batı bölgelerinde yaşayan Wusunların gelenek ve görenekleri ile kurt ve karga efsaneleri teşkil edecektir.
Wusunların Yaşadıkları Coğrafya
Yukarıda belirtildiği gibi Asya Hunlarının batısında yaşayan Wusunların oturdukları bölge net bir şekilde açıklanacak olursa, burası Wolfram Eberhard ve Bahaeddin Ögel'in aktardığına göre Fergana, yani Ta-yüan'ın 2000 mil kuzeydoğusudur. Bu iki uzman tarihçinin görüşlerinin yanında Ahmet Taşağıl'ın vermiş olduğu bilgileri bölgeyi tam olarak hafızalarda canlandırmak adına belirtmekte fayda vardır. Taşağıl, Wusunların asıl yurdunun İli Irmağı ile Tanrı Dağları havalisi olduğunu aktarır. Ancak bu bölgeye gelmeden önce bugün Çin sınırları içerisinde bulunan Kansu bölgesinde yaşamışlar, ardından Yüeçilere mağlup olunca bahsedilen bölgeye göç etmişlerdir.
Wusunlar Hakkında Bilgiler
Bahsedildiği üzere Asya Hunlarının batısında yer alan Wusunların gelenekleri de, oldukça yakınlarında bulunan bu komşularına neredeyse benzemekteydi. Savaşçılık özelliği ağır basan bu halkın hükümdarlarına K'un-mi veya Kun-mo denirdi. Başkentleri Türkçede "Kızıl Vadi" anlamına gelen Ch-'ih-ku şehri olan Wusunlar, göçebe olarak yaşarlardı ve geniş düzlüklere sahip ülkelerinde su ve otlakları izleyerek dolaşırlardı. Keçe çadırlarda otururlar, et yer ve kımız içerlerdi. Al renkte, yağa benzeyen ve kemiklere güzel koku veren bir nevi şarapları vardır. Önemli bir Çin kaynağı olan ve Han hanedanı zamanındaki batı bölgeleri hakkında bilgi veren eserde 120 bin hane, 630 bin kişi ve 188 bin 800 asker olarak kayıtlara geçmişlerdir. Buradan Wusunların oldukça güçlü bir halk olduğunu çıkarabiliriz.
Aynı kaynağa bakıldığında, bu halkın kötü bir imaja da sahip olduğu görülüyor. Çin kaynakları Wusunları merhametsiz, aç gözlü, güvenilmez ve yağmacı olarak görmüşler, bu halkı yeşil gözlü ve kızıl saçlı olarak aktarmalarının yanı sıra onların uzun tüylü maymunlara benzedikleri bilgisini de vermişlerdir.
Wusunların çok yağışlı ve soğuk ülkelerinde pek çok at bulunuyordu. Zengin insanların sahip olduğu at sayısı dört ya da beş bine kadar dayanmaktaydı ve ziraat konusunda bilgileri yoktu. Çin, o dönemlerde Wusunların yaşadığı coğrafyaya oldukça uzak olduğu için ziraat hakkında verilen bilgilerin doğruluğu kesin olmayabilir. Bu konuda Taşağıl Yedi Su, Çu ve Talas ırmaklarının çevresinde yapılan arkeolojik kazılarda Wusunların tarımla uğraştıklarının ve yerleşim yerleri kurduklarının ortaya çıktığını söylemektedir.
Devlet teşkilatlarında birer Hsiang, Sol ve Sağ Büyük Chiang, soyluluk unvanı olarak üç Hou, birer Ta-chiang ve Tu-wei, iki Ta-chien, bir Ta-li, yüksek görevli olarak iki Shih-chung ta-li ve bir de Ch'i-chün bulunmaktadır.
Kurt ile Karganın Beslediği Çocuk
Wusun devletinin kuruluşu hakkında iki bilgi bulunmaktadır. Bunlardan biri, Wusunların M.Ö. 176 yıllarında Hun hakimiyetine girmeleri ile ilgilidir. Kaynakların aktardığına göre olay şöyledir: "Hunlar, batılarında bulunan Wusunlara saldırmışlar ve hükümdarları Nan-tou-mi'yi öldürmüşlerdir. O sıralarda hükümdarın yeni doğan oğlunu ise canlı olarak otların içine atmışlardır. Bir karganın ağzında et tutarak gelip çocuğu beslemesi ve bir dişi kurdun da çocuğun yanına gelerek ona süt vermesi sonrasında Hun hakanı bu çocuğun Tanrı tarafından kutsanmış olduğunu düşündü ve onu yanına alarak kendisi büyüttü. Bu çocuğun adı Kun-mo (Le-chiao-mi) idi ve gösterdiği başarılar neticesinde Hun hakanı onu Wusun halkının başına geçirdi. Ardından komşu kentlere hücumlar gerçekleştiren Kun-mo birkaç on bin askere sahip oldu ve vermiş olduğu savaşlar neticesinde oldukça tecrübe kazandı. Hun hükümdarının ölümüyle birlikte halkını geriye çeken Kun-mo, kendisini hükümdar ilan etti ve bir daha da Hun sarayındaki kurultaya katılmadı. Hunlar, bu sebepten dolayı Kun-mo üzerine birkaç kez ordu gönderseler dahi galip gelemediler. Onu Tanrının tuttuğunu ve kendilerinden uzaklaştırdığını saydılar."
Kaynaklarda geçen ikinci bilgi ise şöyledir ve bu sefer Wusunlara, Hunlar tarafından yerlerinden kovulan Yüeçiler saldırmaktadır: "Yüeçiler, Wusunlara saldırdılar ve zamanında Yüeçilere mağlup olup Kansu bölgesinden kalkıp Tanrı Dağları havalisine gelen Nan-tou-mi'yi öldürdüler. O sıralarda hükümdarın oğlu Kun-mo yeni doğmuştu. Hocası Pu-chiu Yabgu, çocuğu alarak kaçtı ve çalıların içine koydu. Kendisi ise onu beslemek için yemek aramaya gitti. Çocuğu bıraktığı yere döndüğü zaman onu dişi bir kurdun emzirdiğini gördü. Yanında ise gagasında et parçası tutan bir karga vardı. Pu-chiu Yabgu bunu görünce çocuğun kutlu olduğunu anladı ve hemen Hun hükümdarının yanına vardı. Hükümdar çocuğu sevdi ve yanına alarak büyüttü. Güçlenip bir ordunun başına geçtiği zaman Hun hakanından Yüeçilerden intikam almak için izin istedi. Kun-mo, Yüeçileri ağır bir yenilgiye uğrattı ve mağlup olan Yüeçiler Toharistan bölgesine yani daha da batıya göç ettiler. Wusunlar ise Kun-mo idaresinde oldukça güçlü ve zengin konuma gelmişlerdi. Tam bu dönemde Hun hükümdarının ölümüyle Kun-mo halkını da alarak Hunlardan uzaklaştı ve artık kurultaya katılmadı. Hunlar, Kun-mo üzerine ordular gönderdiler ancak olumlu bir netice alamadılar."
İşte verilen ve makalenin asıl konusunu teşkil eden bu bilgiler, yararlanılan kaynaklarda bu şekilde yer almakta ve Wusun devletinin kuruluşu hakkında ilginç ve ilgi çekici malumatlar vermektedir. Yukarıda anlatılan ve yarı efsane olarak kabul edilen bu durum, tamamen aynı olmamakla birlikte ünlü Türk destanlarından Bozkurt destanını akıllara getirmektedir. Wusunların bu destanı, Bahaeddin Ögel'in ifadesine göre Orta Asya'daki ilk kurt efsanesini haber veriyordu.
Kaynaklar
Ahmet Taşağıl, Kök Tengri'nin Çocukları, 2. Basım Bilge Kültür Sanat, Nisan 2016.
Ayşe Onat, Çin Kaynaklarında Türkler - Han Hanedanı Tarihinde "Batı Bölgeleri", Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 2012.
Ayşe Onat, Sema Orsoy, Konuralp Ercilasun, Han Hanedanı Tarihi - Hsiung-Nu (Hun) Monogrofisi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 2015.
Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi I, 2. Basım, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1993.
Bahaeddin Ögel, Büyük Hun İmparatorluğu Tarihi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 2015.
L. N. Gumilev, Hunlar, 5. Basım, Selenge Yayınları, İstanbul 2013.
Wolfram Eberhard, Çin'in Şimal Komşuları, çev. Nimet Uluğtuğ, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1996
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder