Bu Blogda Ara

15 Haziran 2019 Cumartesi



Oğuz Kağan Destanı
Oğuz Kağan’ın “Gök Tanrı’ya borcumu ödedim”
deyişi burada Tanrının bir gök gibi ulu, yüce benzetmesi ile sıfat olarak
kullanılışım göstermektedir. Yine destanın başka yerinde “kök” mavi anlamında
“O, ışıktan gök tüylü ve gök yeleli büyük bir erkek kurt çıktı” şeklinde geçer.53
Oğuz Kağan’ın çadırına güneş gibi bir ışık girdi. O ışıktan; gök tüylü, gök yeleli, büyük bir erkek
kurt çıktı. Kurt, Oğuz Kağan’a dedi ki : “Ey Oğuz, artık ben önünde yürüyeceğim.” Bundan sonra
Oğuz Kağan çadırları toplattı. Yola koyuldu. Ordusunun önünde gök tüylü, gök yeleli, büyük
erkek kurt yürüyordu. Ordu, kurdu takip ediyordu. Nice günlerden sonra kurt durdu. Oğuz Kağan
da ordusunu durdurdu. Burada İtil denen bir ırmak vardı. Oğuz Kağan düşmanla karşılaştı.
Savaş çok çetin oldu. Okla, kılıçla vuruşuldu. İtil Suyu düşman kanından kıpkızıl oldu ve Oğuz
Kağan üstün geldi. Gök tüylü, gök yeleli kurt gene öne düştü. Oğuz Kağan’ı Sind Ülkesi’ne
götürdü. Oğuz Kağan burada da çok düşmanla vuruştu. Düşmanı yendi. Bu ülkeyi de yurduna
ekledi. Geri döndü
Oğuz Kağan Destanı’ndaki Kurt Motifinin Değişik Şekilleri
Oğuz Kağan Destanında geçtiği şekliyle Oğuz Kağan, ikinci evliliği yapar ve bu evliliğinden üç erkek çocuğu olur. Hemen bunun akabinde Oğuz Kağan bir toy tertip ettirerek Kağanlığını ilan eder. Sonra Oğuz Kağan dört bir yana seferler düzenler ve zaferler kazanır. Ne varki, sol yanda (Batı) Urum Kağan, Oğuz Kağan’ın buyruğunu dinlemez. Oğuz Kağanda bunun üzerine sefer


37 Ögel, a.g.e., I / 140.
38 Bahaeddin Ögel, (İslâmiyet’ten Önce) Türk Kültür Tarihi, Ankara, 1984, s. 349; Barthold,
İslâm Medeniyeti Tarihi, s. 92. 39 Harun Güngör, Maniheizm, Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi,(Ayrı Basım) S. 5, Kayseri 1988, s. 153. 40 Banarlı, a.g.e., I / 31. 41
Ögel, Türk Mitolojisi, I / 119-120.

düzenleyerek, Buz (Muz) Dağı’nın eteklerine varır ve burada bir otağı kurdurur. Oğuz Kağan’ın çadırına güneş gibi bir ışık iner. O ışıktan gök tüylü ve gök yeleli bir erkek kurt çıkar ve Oğuz’a hitaben “Sen Urum üzerine yürüyorsan ben de senin önünde yürümek isterim.” der. Bu gök tüylü ve gök yeleli büyük kurt önde ve ordu arkada olmak üzere yürürler ve kurt durduğunda dururlar. Nihayet İtil (İdil) Müren kenarında bir dağın önünde savaşırlar ve Oğuz Kağan, Urum Kağan’ı yener ve büyük bir zafer elde eder.42 Kurt, Türk mitolojisinin en önemli sembolüdür. Türklerin kurttan türeyişiyle ilgili efsaneler ilk defa Orta-Asya’da Hun hükümdarının Wu-Sun kralını öldürmesini anlatan Çin kaynaklarının naklettiği hikâyede geçer. Hikâyeye göre Wu-Sun’un oğlu Kun-Mo küçük olduğu için öldürülmemiştir. Hun hükümdarı ona kıyamadığı için çöle bırakılmasını emretmiştir. Bu esnada çocuğun yanına bir dişi kurt gelerek onu emzirmiştir. Bu olay, Hun hükümdarı tarafından izlendiği için çocuğun tekrar geri getirilmesini istemiştir. Bu çocuk sonraki tarihlerde meşhur bir komutan olarak Wu-Sun kralı olmuştur.43 Kurttan türeyiş efsanesiyle ilgili olarak nakledilen
başka bir olay da Kaoçilerin (Töles) erkek kurttan türeyişleriyle ilgili efsaneleridir. Efsaneye göre; Kao-çi’nin iki akıllı ve güzel kızı vardı, bunları hiç kimseyle evlendirmeye kıyamaz. Bunların ancak Tanrı ile evlenebileceklerini düşünür ve bir tepenin başına bırakır. Nihayet bir kurt gelir ve tepenin çevresinde devamlı olarak ulumaya başlar. Küçük kız bunu tanrı sayarak onunla birlikte olur ve bu suretle bu hükümdarın kızıyla bu kurttan Kao-çi halkı türer. Bu efsane değişik şekillerde yorumlanarak Hunların kurttan türemesi (türeyen Uygurlardır) şeklinde nakledilmiştir.


42 Oğuz Kağan Destanı, W. Bong-G.R. Rahmeti, İstanbul, 1936, s. 20-23; Harun Güngör, Süryani
Kaynaklarına Göre Türklerin Menşei, Dini İnanç ve Âdetleri, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, 1986, s.40-81.
43 Ögel, Türk Mitolojisi, s. 13-14. 44 Altan Deliorman, Bugünkü Manasıyla Bozkurt, Yeni Orkun, S. 12,İstanbul, 1989, s. 4-5.
 


 
Yukarıda anlatılan her iki efsanede geçen kurt birincide dişi, ikincide erkek kurttur. Göktürklerin kurttan türeyiş efsanelerinde geçen kurtta dişidir. Efsaneye göre, Lin Memleki tarafından yok edilen Göktürkler içerisinde sadece on yaşlarında bir erkek çocuk kalır. Ayakları kesilerek bataklığa atılan bu çocuk bir kurt tarafından beslenir. Daha sonra büyüyen bu çocuk kurtla birlikte olur ve Göktürklerin nesli bu kurttan meydana gelen çocuklarla devam eder.45 Çin kaynakları, Türklerin, bir dişi kurttan türediklerine inandıkları için, bayraklarının direkleri üzerinde altından bir kurt başı bulunduğunu, kağanın muhafız birliği etrafında börü (yani kurt) adının verildiğini kaydederler. 572-580 yılları arasında dikildiği anlaşılan Soğaça Kitabeleri, Bugut abidesinde kabartma şeklinde bir kurdun resmedilmiş olduğu bildiriliyor. Bu kurdun ayaklarının altında bir insan şekli bulunmaktadır. Bu, Türklerin türeme efsanesinde bir sahne olarak izah edilmiştir.46 Çok eski çağlarda Türklerin bir totemi olarak kabul edilin kurt Göktürkler devrinde totemden daha ziyade bir sembol teline gelmiştir.47 Uygurca yazılmış olan Oğuznâme’de Oğuz Kağan’a yol gösteren kurt “göktüylü ve gök yeleli” olarak vasıflandırılmıştır ve “Börü” ismini taşır. Kurt efsanesinin Türklerde totem olarak kabul edilmesi ihtimali oldukça zayıftır. Belki kurt M.Ö. II. asırda bile iptidai totem mahiyetini
çoktan kaybetmiştir. Zira kurt, Hunlarda kutsal bir tılsım veya arması haline gelmiştir.48 Ayrıca şunu da ifade edelim ki, totemci klanda herkes aynı adla anıldığı halde Türkler çok kere kurdun asıl adını bile söylememişlerdir.49


45 Ögel, Türk Mitolojisi, s. 18 vd46 Faruk Sümer, Türk Destanları II, Türk Dünyası Tarih Dergisi, S. 62, İstanbul, 1992, s. 5.47 Ögel, Türk Mitolojisi, s. 41.48 Ögel, Türk Mitolojisi, s. 46; Ayrıca Bkz. B. Ögel, Türklerde Semavî Kurtlar, Türk Dünyası Tarih Dergisi, S.13, Ocak 1988, s. 549 İbrahim Kafesoğlu, Eski Türk Dini, Ankara, 1980, s. 15. 


Bu kurdun ata olarak tanınması, onun dini bir totem olduğu zannını uyandırmıştır. Daha öncede
belirttiğimiz gibi Türklerde totemciliğe rastlanmaz. Bozkurda duyulan saygının dini bir motif olmaktan
ziyade millî bir sembol olduğunu kabul etmek dala yerinde olacaktır.50 Ergenekon, Oğuz Kağan Destanı ve
Kurt Dağı efsanesinde bozkurdun yol gösterme fonksiyonu tamamen sembolik bir anlam ifade eder. Şu ya
da bu şekilde kurt ya da Bozkurt; Türk’ün tarihine, kültürüne, sanatına ve felsefesine etki ederek derin izler 
bırakmıştır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bozkurt

  Sivas Cer Atelyesi’nde 1939 - 1953 yılları arasında demiryolu araçlarının sadece bakım ve onarımları yapılır. Kuruluşundan tam 14 yıl sonr...