UYGUR TÜRKLERİNİN ANLATMA, İNANÇ VE RİTÜELLERİNDE HAYVAN SEMBOLİZMİ
Köpek
Köpek İslamiyet’te ve özellikle Şafiilerde murdar bir hayvan olarak tanınmasına rağmen,
Türkler eski kült inanışlarına bağlı kalarak bir “substratum” olmak üzere efsanelerde
köpeğe hürmetkâr kalmışlardır (Caferoğlu, 1961: 1).
Köpek ile ilgili Divan-ı Lügâti’t-Türk”te “barak” kelimesi bulunmakta olup “Çok tüylü köpek.
Türklerin inandıklarına göre kerkes kuşu kocayınca iki yumurta yumurtlarmış. Bunların
üzerine otururmuş, yumurtanın birisinden barak çıkarmış. Bu köpeklerin en çok koşanı, en
iyi avlayanı olurmuş. Öbür yumurtadan da bir yavru çıkarmış; bu son yavrusu
olurmuş.”şeklinde bir rivayete yer verilmektedir (DLT I: 377).
Uygur Türkleri arasında köpek ile ilgili şu şekilde bir efsane mevcuttur:
İnsanların anlattığına göre; insan ile buğday bir zamanlar Cennet’ten kovulup çıkarılmış.
En önce Cennet’ten yeryüzüne düşen buğday başağı tohumlanmış. Bir gün bir nine ekmek
ile torunun abdestini silerek ekmeği atmış. Ondan sonra buğday Allah’a: “Ey Allah! Sen
beni Cennet’ten gönderdin. Senin kulların beni çiğnemeye başladı. Ben bu kadar
aşağılanmaya dayanamıyorum” diye feryat etmiş. Allah buğdayın feryadını duyarak
meleklere; “Sizler derhal yeryüzüne inip bütün buğdayları toplayarak gökyüzüne getirin.”
diye buyurmuş. Melekler yeryüzündeki buğdayları toplarken sıra bizim şimdi
kullandığımız buğdaya geldiğinde, köpek bunu hissederek gelmiş ve Allah’a şöyle dua
etmiş; “Kudretli Allah, kalan bu buğdayı bana bırak. Sen bütün yiyeceği (yeryüzünden)
toplatırsan ben ne yerim?” Köpeğin feryadını duyan Allah’ın kalbi yumuşamış ve
meleklere; “İstediği bu (buğdayı) köpeğe bırakın.” diyerek ona tahsis etmiş. İşte bizim
şimdi yediğimiz buğday aslında Allah’ın köpeğe bıraktığı yiyecekmiş (Abdurehim, 2006:
128). Yukarıdaki efsanedeki inanç tasavvuru ele alındığında İslamiyet’in tesiri açıkça
görülmektedir. Efsanede köpek, insanın yardımcısı ve kurtarıcısı misyonundadır.
Günümüzde Uygur Türkleri arasındaki halk inanış ve uygulamalarına bakıldığında köpeğin
yine yardımseverlik ve koruyuculuk misyonu ile öne çıktığı görülmektedir. Örneğin;
anneler çocuğun süt dişi düştüğünde (çekildiğinde) onu ekmeğin arasına koyup köpeğe
verir ve köpekten şu şekilde yeni diş isterler;
Çıkan dişi kendin al,
O kadar diş bana ver.
Bir başka uygulama, bir bez parçasının arasına konulan köpek pisliğinin bileklik ya da
muska olarak çocuklara takılması veya kıyafetlerine dikilmesidir. Böylece çocuğa göz
(nazar) değmeyeceğine ve kara basmayacağına inanılmaktadır (Abdurehim, 2006: 129).
5 İsiri; bir tür psikolojik rahatsızlık olup Uygur Türkleri arasında keçi etinin fazla tüketilmesinin bu hastalığa
sebebiyet vereceği düşünülmektedir (Abdurehim, 2006: 127).
Kaynak :
Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi Sayı: 2018/12
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder