Bu Blogda Ara
30 Ağustos 2019 Cuma
DADALI TÜRK HALK İNANÇLARI
Biz bu bildirimizde, Dadali Türkmenlerinin yaşadıkları yörelere, bölgeye gelmiş oldukları yerlere, inanç yapılarına, diğer kültürel özelliklerine,, çevredeki diğer halklarla ilişkilerine dair açıklamalar yapıp , bazı karşılaştırmalara gidip, tespitlerimizin genel Türk halk kültüründeki yerlerine işaret etmeye çalıştık. Bazı inanç içerikli etimolojik irdelemelerde bulunduk. Alandan derlenilen bu bilgilerde bize, Katip Musa Özmen Dede (2002 tarihi itibariyle 95 yaşında, Damalın Konuksever mahallesi halkından) ve Erol Özer (Koyunpınar köyünden Sazkara ilköğretim Okulu Müdürü, 2002 yılı itibariyle, 5o yaşlarında) yardımcı olmuşlardır.
Dadali Türkmenleri Alevi inançlıdırlar. Dadali Türkmenlerinin bir kısmı; Ardahan ilinin Damal ilçesi ve yakın çevresinde meskundurlar. Meskun bulundukları köyler; Eskikılıç (Kirpeşen), Obrura (Çıkara), Üçdere, Kalonder Dere, aşağı Gündeş, Yukarı Gündeş, Seyitveren, Tepeköy, Otağköy (Erzede), Burmadere (Sort), Deveköy, Damal (Yukarı Damal), Aşağı Damal, Küçük Damal, İkizdere (Sonu) dur. Damalın etimolojisi, dam=ev, eval şeklinde yapılmaktadır. Damal’daki tarihi kilisenin cemaatini yörede uzak geçmişte yaşamış olan Gregoryan Türkler ve Ermeniler oluşturuyorlardı. Hanak bölgesine bağlı Dadali Türkmenleri ise; Koyunpazarı (Sazkara), İncedere (Piklap), Güneygören (Kelkeden), Çavdarlı 2 (Nakalaköy), Serinkuyu (Deneden), Çiçeklidağ (Payatlı), Çat (Dereçatağı) ve Çimliçayır köylerinde ikamet etmektedirler.
Dadali Türkmenleri iki koldan oluşmaktadırlar. Bu kollardan birisi Bektaşi Kolu ve diğeri ise Hüseyinli Kolu’dur. İsmi sayılan köylerin halkı her iki kolun karışımından meydana gelmiş olup, bir arada yaşarlar. Bektaşi ve Hüseyinli Dadali Türkmenlerinin dedeleri ayrı ayrıdır. Dedelerin akait içerikli tutumlarında bazı farklılıklar görülür. Hüseyinli Dadali Türkmenlerinde canlar Erkandan Geçirilir. Erkan esnasında, cennetten çıktığına inanılan Asa merasim için özel yerinden çıkarılır. Bu esnada dede, “Allah Muhammed Ya Ali” ifadesini 3 defa tekrarlar. Merasimdeki diğer zevat selam veririler. Selam veren can, sağ ayağını sol ayağının üzerine atar ve sağ elinin baş parmağını öper vaziyette başı eğik selam verir. Bektaşi inançlı Müslüman Dadali Türkmenlerinde, Pençe (el) vurma vardır. Dede sağ eli ile cemaatın tek tek sırtına vurur. Sağ el ve sağ ayak uğurlu kabul edilir. Müslüman Bektaşi Dadali Türkmenlerinin dedeleri Çorum, Sivas ve yöresinden gelirlerken, Hüseyinli kolunun dedeleri, Gaziantep ve Maraş’tan gelirler. Bize göre Hüseyni ve Bektaşi Dadali Türkmenleri, Selim bölgesinden tanıdığımız Kars’ın diğer Alevi kesimleri gibi, cemaat içi toplumlar olup, Anadolu Türk İslam’ına getirdikleri renk, Tengricilik veya Eski Türk İnanç sisteminden gelmektedir.
Dadali Türkmenlerinde hayvanlarla ilgili bazı inançlar da vardır.
Dadali Türkmenleri tavşan eti yemezler, bu durumu tavşanın çift tırnaklı oluşu ve haiz görüşü ile izah ederler. Ayrıca tavşan yavrusunu çıplak/tüysüz doğurur ve onun gözleri eşek gözüne benzemektedir. Dadali Türkmen halk inancına göre karga Hz. Ali’nin mezarını kirletmiştir., bunun için sevilmez. Güvercin ise, ağzı ile su getirip ve kanadı ile bu pisliği temizlemeğe çalıştığı için sevilir. Turna Semahı, Saman Yolu’ndan esinlenerek gökyüzünde, yolunu şaşıranlara rehber olduğu için sevilir. Kaşıntıya düşmüş Alevi çocuklar için “Kurtdeşen” olmuş denilir. Bu hastalığa kurdun izini bozan çocukların yakalandığı inancı vardır. Bu hastalığın tedavisi için, hasta çocuğun kurdun aşık kemiği ile yıkanması gerektiğne inanılır. Tavşan etinin yenilmemesi alevi inançlı halkın genelinde var iken, bir kısın Sünni inançlı halkta da bu hayvanın etinin fazla yenmesinin kanser hastalığına yol açabileceği inancı vardır. Güvercinin bazı tasavvuf ehlince cin yiyici olarak bilindiği de ifade edilmektedir. Kurdeşen kaşıntı yapması ile Türk kültürlü halklarda bilinen bir hastalıktır. Türk halk tefekküründe, kurt izi kutsaldır. Kurt izine basan iki kişi yedi yıl kardeş olurlar. Kurdun dişinde, gözünde, tırnağında derisinde, kanında hikmet aranır, hikmet olduğuna inanılır. (Yaşar Kalafat, “AzerbaycanAnadolu-Suriye Sözlü Kültüründe Kurt”, II.Kayseri ve Yöresi Kültür Sanat ve Edebiyat Bilgi Şöleni, Kayseri, 10-12 Nisan 2006; “Doğu Anadolu Halk Kültüründe Kurt”, I.Uluslararası Ağrı Dağı ve Nuh2un Gemisi Sempozyumu, 17 Kasım 2005 Doğubeyazıt; “sözlü Kültürde Bursa ve Yöresi Örnekleri İle kurt I”, II. Bursa Halk Kültürü Sempozyumu bildirileri, 20-22 Ekim 2005 Bursa, Bursa 2005, c.2, s.415-423; “Türk Halk İnançlarında Kurtla İlgili Yeni Tesbitlerimiz”, Prof. Dr. Fikret Türkmen armağanı, İzmir 2005, s.403-409)
Dadali Türkmenlerinde çicek hastalığına yakalanmış hayvanların tedavisinde “Çiçek Tası” kullanılnır. Dede bu tas ile tedavide kullanılmak üzere “Okunmuş” verir. Çiçek tası, “Şifa Tası” veya “Şifa eli” olarak da bilinir ve bereketi celbetmek maksadı ile de kullanılır. Dede bu tas ile ürünleri artsın diye tarlaya ve hayvanların üzerine su serper. Bu neviden taslar Türk kültürlü halkların Sünni inançlı kesimlerinde de vardır. Bunlar kırk çıkarmada korku çıkarmada, nazar gidermede kullanılır. Bazen üzerlerine Allah’ın sıfatlarından kırk sıfatın yazıldığı veya üzerinde Allah’ın sıfatlarının yazılı bulunduğu kırk anahtarın olduğu da olur.
Dadali Türkmenlerinde Yağmur Duası’nı Dede idare eder. “Davar Taşkesen” Ulgar Dağı’nda kutsal bilinen bir yer olup yağmur duası burada yapılır. Ulgar Dağının etimolojisi, Ulkar, ilk kar şeklinde yapılmaktadır. Kar yağınca ilkin bu dağın tepesine düşmektedir. Bulgar ve Ulgar kelimeleri arasında da müştereklikler aranılmıştır. Bu konuda merhum Eröz ve Kırzıoğlu hocaların çalışmaları bilinmektedir. Bölgedeki Kel Dağı’na da kuraklık ve kıtlıktan kurtulmak için duaya çıkılır ve dağa gidilirken “lokma” götürülür. Yerel ifade ile “Allah Allah Allah” çekilir. Yağmur duası uygulamaları, diğer Anadolu Türkmenlerinde Kars’ın diğer Alevi inançlı halkınkinden farklı değildir. Yağmur Duası Türk kültürlü halklarda ortak kültür paydalarındandır. Kars ve Ardahan’daki Alevi inançlı halk ile yörenin Şii inançlı Müslüman halkı arasındaki en bariz ortaklıkları İmam Caferi akaidine verilen özel önemdedir.
Dadali Alevi- Bektaşi inancında yatır yoktur. Ziyaret yerleri vardır. Bunlar, “Ziyaret”, “Ziyaret Tepesi” gibi yerlerdir. Ziyaret, Eski Kılıç yol ayrımındadır. Buradan saygı ile geçilir, buranın taşı toprağı öpülür. Buraya para atılır burada çaput/adak bezi bağlanır. Ziyaret Tepesi, Damal’ın karşısındadır. Burada da aynı dini uygulamalar yapılır. Cuma gibi ulu günlerde buradan ışık geldiğine inanılır. Buradaki Delikli Taş’da kurban kesilir. Kıtlığın giderilmesi ve kuraklığın son bulması için burası kurban kesme yeridir. “Davar Taşkesen” de bir Dadali ziyaret yeridir. Davar Taşkesen Efsanesine göre, çiftçinin birisi koyun kırkıyormuş, bir pir gelip kendisinden yün istemiş, kırkım yapan ağa pire yalan söyleyip yün vermemiş. Bunun üzerine pir ağaya, “davarın taş kesile” demiş ve ağanın davarları taş kesilmiştir. Taş kesilmiş davarları bulunduğu yerin etrafına duvar örülmüştür. Arada geçilmesi zor bir dar yol vardır. Günahkarların bu yoldan geçemeyecekleri inancı vardır. Garibe isimli ziyaret yeri Otağ köyünde, Yeşilbaş isimli ziyaret yeri de Posof Yolu üzerindedir. Bu ziyaret yerlerindeki uygulamalar da, yer öpme, eşya bırakma, adak bezi bağlama ve benzerleri itibariyle diğer Dadali Ziyaretlerinden farklı değildir. Delikli taştan geçerek tedavi olma, hikmet bekleme oldukça yaygındır. Birçok yerde ağaç kovuğundan, demir halkadan da aynı amaçla geçilir. Kutsal yerlerdeki dar alanlardan geçerek günahsızlığa inanmak da çok yaygındır. Hacı Bektaş Veli Türbesinin yakınında da böyle bir yer vardır. Tarsus’taki 7 Uyurlar Mağarası ile ilgili de bu türden inançlar vardır. Keza Taş Kesilme motifi de yaygın bir inançtır. Bazen kurtulmak için taş olmak istenilir dua edilir. Bazen adak adanılıp yerine getirilmeyince taş kesilme ile cezalandırılır, bazen de büyük günahların cezası olarak taş kesilir. Taş Kesilme konusunu ilk defa ayrıntılı inceleyen, Prof.Dr. Sayım Sakaoğlu olmuştur.
Dadali olarak bilinen İslam Türk kesimde kız alınıp verilirken, hayır işlerde, kız isteyen taraf kız ailesine 3 defa “mezhebimiz İmam Cafer mezhebi üzerine ....’nin oğluna ....’nin kızını istemeğe elciğim, elçiliğe geldim” der, kız tarafı aynı ifadeyi bir defa tekrarlar. Dadali Türkmenleri ile Şii Caferi İnançlı Müslüman Türk kesim arasında geçmişte kız alıp verme akrabalığı olmazken, şimdilerde bu iki kesim arasında evliliklerin yapıldığı görülebilmektedir. Sünni kesim ile Dadaliler arasında evlilik hemen hemen hiç olmaz. Alevi inançlı Zaza lar ile Dadaliler arasında kız alınıp verilmesi olur. Ancak Alevi inançlı Zazalar, Şii ve suni inançlı kesimlere kız vermezler. Zaza köylerinde esasen Zaza pek kalmamıştır.Ardahan’ın Cincöp, Hanak’ın Ortakent, Kars’ın Karacaören, Arpaçay’ın Uzunçayır / Zöhrap’ ında bir dönem Zazalar da yaşamışlardır. Posof’un dağınık halde bir iki köyünde yaşamakta olan Türk kültürlü Gürcü halk da Gürcüceyi unutmuştur.Bunların Kıpçak Türkleri olduğuna dair ciddi tespitler yapılmaya başlanılmıştır.
Dadali Türkmenlerinde Aleviliğin gereğine icabet edilip cenaze saz eşliğinde kaldırılırmış. Defin esnasında mezara ölünün çok sevdiği bir eşyası, atının eğeri, silahı, boynunun kuşağı, takısı konulurdu, ancak şimdilerde bu uygulama kalkmaya başlamıştır. Mezara ölü ile birlikte bir takım eşyalarının konulması Eski Türk İnancındaki, hayatın ölümden sonra da devem edeceği inancının bir tezahürü bir sonucudur. Bu uygulama Türk Kültürlü diğer halklardan ziyade Alevi inançlı kesimlerde yaşamaktadır. (Yaşar Kalafat, “Kurban, İnsandan Kurban, Türklerde Kurban İnancı”, Türk Kültüründe Ölüm Sempozyumu, İstanbul , 2004)
Dadali Türkmenlerinde Dede’nin geliri halkın yardımları ile sağlanır. Bunun için belirli ve mecburi bir tören yapılmaz, Dedenin avucuna veya cebine usulünce bir miktar para konur. Eskiden dedenin ekinine biçimine ve inşaatına, dini statüsüne hürmeten yardım edilirdi, şimdilerde bu uygulamalar pek kalmamıştır. Dadali Türkmen cemlerinde para toplanması usulü yoktur. Dede önayak olarak, işi gücü olmayanlara, dükkanı yananlara, dul kalanlara yardımcı olurdu. Dadali Türkmenlerinin “Can Aşı” nda da dedenin kolu vardır. Cenazeden 7 ve 40 gün sonra can aşı verilir. Seneyi devriyesinde ise “Heyrat/Hayrat” verilir, Kur’an-ı Kerim okutulur. Tarikatta mahkemenin halledemeyeceği davaları dede halleder. Eskiden Dadali Türkmenleri mahkemeye gitmezlerdi. Mahkemelik işleri olmazdı ve dedelik müessesesi daha güçlü idi.
Dadali Türkmenlerinde sırlı, kimliği gizli, özel kuvve sahibi olduğuna inanılan kimseler de vardır. Bunlardan Koyunpınarlı Şaan/Şahin, tevekkeli, budala olarak bilinir, ancak tekin değildir. Kendisini kızdıran değirmenciye, “dursun değirmenin” deyip değirmenin durmasını sağladığına inanılır. Bu şahsın aynı anda farklı yerlerde göründüğü söylenir. Bir isim de Burmadereli Kişi’dir. Bu şahıs atlara çok uzak mesafeden el hareketleri ile komut verip uygulamalarını sağlamaktadır. Bir diğer efsanevi şahıs da Ambarkaya’lıdır. Bu şahısın cinlere hükmettiğine, yağmurun yağmasını durdurduğuna inanılmaktadır. Dadali Türkmenlerinde çeşitli lakaplar da vardır. Bunlar; Kambur/Kuzikli, Ayağı lal/topal, Kekeme/Kekeç, Cimri/Malyemez, İşmarcı/İşaret verici gibidir.
Dadali çocuk oyunları; Hello/çelik-çomak, Sündürme, Birdirbir, Uzun eşek, Hamam Kızdı, Kayış Kaçırma, Güvercin Taklası ve diğerleri vardır. Ayrıca Papağa Gitme, Yüz Ağlığı oyunları da vardır. Dadali Türkmenlerinde koyunların doğumuna 50 gün kala belirli günde Koç Katımı yapılır. Bunlar bereket temennili eğlencelerdir. Deve oyununda gelinin bacakları zillidir. Peşkir açılır para ve yiyecek toplanılır Deveciye, Şişman denir. Deveye sırayla binilir. Para ve yiyecek vermeyene alttan iğne batırılır. Ayrıca; Yüzük oyunu, Billlik/bilye/misket Oyunu ve aşık oyunları vardır. Aşığım Çik, Kala, Çulun Dök, Cız aşık oyunlarıdırlar.
SONUÇ
Dadali Türkmenleri, Damal ve Hanak merkez ilçe ve köylerinde yaşayan Alevi Bektaşi İnançlı, halk kültürümüzün orijinal renklerini taşıyan, tekrar tekrar incelenmeleri gereken bir halk kesimimizdirler.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bozkurt
Sivas Cer Atelyesi’nde 1939 - 1953 yılları arasında demiryolu araçlarının sadece bakım ve onarımları yapılır. Kuruluşundan tam 14 yıl sonr...
-
ŞAMANİK ERK HAYVANLARININ GÖREVLERİ Şamanlar herkesin 'erk' yani (güç) hayvanları olduğunu söylerler.Erk hayvanı gücünü...
-
https://yadi.sk/d/i7l49ii0lLLuuQ?fbclid=IwAR1VOjeS6D0ObgFP-20Qm38-sebV_KdAmyuzYinxcJKgoKp9pcJvipN0UEw
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder