Bu Blogda Ara

12 Ekim 2019 Cumartesi

Kırk Basması



 Kırk Basması 

Lohusanın ve çocuğun doğum olayından sonraki kırk gün içerisinde hastalanmasına halk arasında genel bir ifadeyle “kırk basması” denilmektedir. Bu kırk günlük süre içinde anne ve çocuk her türlü dış etkiye açıktır. Annenin ve çocuğun hastalıklardan, zararlı güçlerden, nazardan korunması için birtakım tedbirler alınır, pratikler uygulanır. Kırklama için kırk kaşık su alınır. Bu su ile önce bebek sonra annesi yıkanır.

Çocuk yıkandıktan sonra vücudu bir eşek veya bir tazı çuluyla sarılır; tazı çuluyla sarılan çocuk yaman, eşek çuluyla sarılan çocuk uysal olur.
 Çoğunlukla erkek çocuklara tazı, kız çocuklara eşek çulu giydirmek âdettir (Çelik 2002: 80).


 Lohusa ile çocuğun kırkları içinde dışarı çıkmaları zaruri ise lohusa ile çocuğun üzerinde ekmek bulundurulur. Ekmek sonradan köpeklere verilir (Acıpayamlı 1961: 87). Lohusanın bulunduğu eve et girmez. Kırk basar (Çelik 2001: 170). Çiğ et, kirli su evin üst tarafından da geçirilmez (Çelik 2002: 170).

 Çocuğun kırkı doluncaya kadar eve kedi sokulmaz (Başar 1972: 138). Çocuğun yattığı yere kedi, köpek gibi hayvanların girmelerine müsaade edilmez.


 Kırk döneminde kurutulmuş kurban gözü ile olduğu gibi, kurt gözü ile de banyo yaptırıldığı olur (Kalafat 2002c: 471). Kırkı çıkmamış çocukları kırk basmasından ve daha çok da süt kokusuna gelerek çocuğa zarar veren yılan, üğü kuşu, alıcı kuşu dedikleri hayvanlardan korunmak için, çocuğun kaldığı odanın kapısına soğan ya da bir hayvanın kemiği asılır (Mear 1992: 45).

 Lohusa veya çocuğunu kırk basacak olursa çocuk çıplak olarak terazi kefelerinden birine konarak et, gözü açılmamış köpek eniği, tezek ile darası alınır. Eğer çocuk birkaç hafta içinde alınan daranın üstünde bir ağırlık gösterecek olursa bu hal çocuğun kırk basmasından kurtulduğuna delalet eder. Çocuğun birinci maddede olduğu gibi, tezek ile darası alındıktan (tartıldıktan) sonra ebeveyninden biri bu tezeği suya atar ve “Bu tezek suyun içinde kabarıp şişecekse, benim yavrum da aynı şekilde büyüyüp gelişsin.” der (Acıpayamlı 1961: 90).


 Espiye’de basık olan çocuk, süpürgeden veya dikenden geçirilir. Mum veya kurşun dökülür eğer yere düşüp soğuyan mum, kurbağa şeklini alırsa bu çocuk kurbağa basığıdır. Annesi hamile iken kurbağa basmıştır (Çelik 2007: 209). Çocuğun başına su, boş yumurta kabuğu veya kurt kafası ile kırk defa dökülür (Acıpayamlı 1961: 91). Yeni doğmuş kedi köpek gibi evcil hayvanların kırkları da çocuğu basar. Korunmak için bunların eve girmemelerine dikkat edilir. Şayet girecek olursa bunlardan girmiş olan hayvan ve yavrusu üstüne çocuk birkaç defa bastırılır (Başar 1972: 80).

 Çankırı’da kırk basan çocuğu tedavi için, yol ortasında ve köpek eniği üzerinde kanı karışmadık birisine yıkattırılır. Ayrıca kırk basmasında siyah bir köpek yavrusu üzerine bir kalbur kurulur, üstüne de çocuk oturtulur. 


Değirmen ayağından akan çark suyundan alınacak su, hafifçe ısıtılır ve çocuk yıkanır. Yıkanacak kadın, Veysel Karani’nin ruhuna bir fatiha okuyarak suya kırk bir defa elinin içini basar ve “Altmış yetmiş, çıkmış gitmiş” der. Bu sular köpek yavrusunu da ıslatır. Köpek yavrusu silkindikçe kırk basması geçer, kırklanmış ise köpek yavrusu yirmi saat içinde ölürmüş (Akçiçek 1997: 86).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bozkurt

  Sivas Cer Atelyesi’nde 1939 - 1953 yılları arasında demiryolu araçlarının sadece bakım ve onarımları yapılır. Kuruluşundan tam 14 yıl sonr...