Lohusalık ise kadının doğumdan sonraki sürecine verilen addır. Çocuğun
doğumundan itibaren ilk kırk gün anne ve çocuğun sağlığı için önemli bir süredir. Doğum
yapan kadın kırk gün boyunca yatmasa da yemesine, içmesine, dinlenmesine dikkat
eder. Lohusanın isimlendirilmesi birbirinden farklıdır. “Loğusa”nın yanı sıra “Loğsa”,
“Doğazkesen”, “Emzikli”, “Nevse” (Örnek 1977: 143) gibi adlar verilir. Lohusa kadın
komşusunun evine, o evden bir parça ekmek alıp yemeden girerse o evi fareler işgal
eder inancı vardır (Çelik 2000: 262). Lohusa ile ilgili olan inanç ve uygulamaların
bir kısmı sütüyle ilgili olanlardır. Emzikliye keçi dalağı ızgarası, alabalık başı (Başar
1972: 63) yedirilirse sütü bol olur. Adana’da bulgur, soğan, ciğer gibi yiyeceklerin anne
sütünü çoğaltacağına inanılar. Anadolu’nun değişik yörelerinde anne sütünün çoğalması
için çeşitli şekillerde uygulanan büyüsel pratiğe burada otlamaya giden ineğin ağzına
soğan verilmesi, çobanın avucuna kaburga verilmesi biçiminde rastlanıyor (Artun 2006:
361). Lohusa, sütünün bol olması için karşısına asılan koyun ciğerine bakar. Lohusanın
sütü fazla geldiği takdirde fazla süt, bir köpek yavrusuna emzirilir. Lohusanın sütünün
kesilmesinin de nedenleri vardır. Lohusanın bahçeye dökülen sütünü veya yıkandığı
suyu karıncalar içerse lohusanın sütü kesilir (Acıpayamlı 1961: 68- 70). Lohusanın sütü
tamamen kesildiği takdirde lohusayı, musluğu kıbleye karşı olan bir çeşmeye götürürler;
orada tavşan gözü yahut şekere bulanmış güvercin yüreği yuttururlar (Akçiçek 1997:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder