Bu Blogda Ara

26 Ekim 2019 Cumartesi

ROMUS-ROMÜLÜS EFSANESİ



         ROMUS-ROMÜLÜS EFSANESİ


Romulus ve RemusRoma Mitolojisine göre MÖ 753‘de Roma şehrinin kurucularıdır. Efsaneye göre Savaş Tanrısı Mars ile Rhea Silvia‘nın ikizleridir. Ataları ise Truva‘dan kaçan Afrodit‘in oğlu Prens Aeneas‘tır. Aeneas, Hektor’un kuzenidir.
Romulus, Roma şehrini beraber kurduğu kardeşi Remus’u öldürerek tahtın tek sahibi olmuştur. Remus, Romulus ile dalga geçtiği için Romulus’un Remus’u öldürdüğü sanılır. Gerçekte yaşayıp, yaşamadığı bilinmeyen Romulus’un tarihsel bir kişi olduğu şüphelidir.
İtalyan mitolojisine Etrüskler (Tuskiler) aracılığıyla geçmiş olan bir söylencedir. Türklerin mağarada kurt tarafından beslenen çocuk motifi ile birebir aynıdır. Romus ve Romulus iki (veya ikiz) kardeştirler ve Roma şehrini kurmuşlardır. Bir ırmağa bırakılırlar ve dişi bir kurt onları sudan çıkararak bir mağarada emzirir. Daha sonra çiftçi bir aile tarafından bulunarak evlat edinilirler. Roma şehrini kurmak için de kurt tarafından emzirildikleri yeri seçerler. Bu yerin etrafını çevirirken tartışmaya başlar ve kavga ederler bunun üzerine Romulus kardeşi Romus’u öldürür. Böylece kurduğu kent devletinin ilk hakanı kendisi olur. Kardeşleri besleyen [kurt]Lupa kara renkli olarak betimlenir.[3]
Roma‘nın merkezinde heykelleri vardır.
Prestij mitosları[4] ünlü kentlerin adları çevresinde oluşma eğilimi gösterir. Mitolojiye göre Romus ve Romulus MÖ 753’de Roma şehrini kuran, savaş tanrısı Mars ile Rhea Silvia’nın ikizleridir. Ataları ise, tanrıların eliyle kurulmuş Troya’dan kaçan Afrodit’in oğlu Aeneas’tır. Romus ve Romulus ırmağa bırakıldıklarında dişi bir kurt onları sudan çıkarır ve mağarada emzirir. Daha sonra çiftçi bir aile tarafından bulunarak evlat edinilirler. Roma şehrini kurmak için de kurt tarafından emzirildikleri yeri seçerler. Bu yerin etrafını çevirirken kavga ederler ve Romulus, Romus’u öldürerek tahtın tek sahibi olur. Bu söylence, mitolojiye Etrüskler aracılığıyla geçmiştir. Kardeşleri besleyen kurt genellikle kara renkli olarak betimlenir. Türk mitolojisi ile bu mitoloji arasında benzerlik olduğu savunulur. Bir başka çıkarım ise, Troya yenilince İtalya’ya gelen Aeneas’tan ötürü Roma’nın Troya’nın devamı olduğudur.
Başka bir söylenceye göre ise, Vesta rahibelerinden biri tanrı Mars’tan gebe kalır ve Romus ile Romulus’ü dünyaya getirir. Tanrı Mars’ın simgesi dişi kurttur ve ikizleri de bir dişi kurt besler.
[5]
KURDUN EMZİRDİĞİ ÇOCUK
Dünyada kurdun emzirdiği çocuk ile ilgili iki efsane vardır… Bunlardan biri çin tarihlerine de geçmiş olan tukyu destanı, diğeri de Roma’yı kuran Romus-Romülüs efsanesidir.
Biz deriz ki, bunların ikisi de Türklerle ilgilidir.[6] Aslında Batılı bilim adamları da bizimle aynı fikirdedir. Christopher Hampton şöyle der:
“Tarihçilerin yaptığı tahrifat yüzünden Roma Tarihi yüzyıllar boyunca, yanlış bilinmiş, yanlış tanınmıştır.” Fransız Etrüskolog Alain Hus ise aynı gerçeği şöyle dile getirir: “ETRÜSKLER’in epopeleri, efsaneleri, gelenekleri Romalı tarihçiler tarafından Romalılara mal edilmiştir.”[7]
Kendi de bir ETRÜSK olan VİRGİL’in “ENEİD”inde, İtalya’nın doğusuna yerleşmiş olan ETRÜSKLER ile batısına yerleşmiş olan TRUVALILAR savaşır. ETRÜSKLER’in[8] kralı TARKHON’dur. Bu adın bizim Orta Asyalı TARKAN adına olan yakınlığı dikkat çekicidir.
TİTUS-LİVİUS ve PLUTARK’a göre Roma’yı, KURDUN EMZİRDİĞİ ikiz kardeşler ROMUS ve ROMÜLÜS’ten ikincisi kurmuştur. Ama gene bu yazarlara ve VİRGİL’e göre ROMÜLÜS, TROYALILAR’IN TORUNUDUR. Yani Roma’yı kuran kişi ANADOLU kökenli bir ETRÜSK’tür, TİRHEN’dir, (TROYAN).
Bu iki antik yazar yalnız değildir. Bizim tarihçilerimiz konuya ilgisiz kalırken, pek çok batılı yazar aynı gerçeği değişik şekillerde ifade ederler.
Alain Hus: “Roma başlangıçta bir Etrüsk şehri idi!. Yüzyıldan fazla bir zaman içinde de bundan başka bir şey değildi!..”[9] diyor. Raymond Bloch ise: “Etrüskler’in Roma’sı, Güney Etruria’daki diğer Etrüsk şehirlerinden farksız idi,”[10] demekte.. Öte yandan H. H. Scullard: “ROMA BİR ETRÜSK ŞEHRİ SAYILABİLİR,”[11] diyor. Nihayet Christopher Hampton sözü bağlıyor: “ASLINDA 250 YILLIK İLK DÖNEMDE ROMA BİR ETRÜSK ŞEHRİ İDİ!..”[12] Bütün bunlardan, TRUVA’dan İtalya’ya göç edenlerin, ETRÜSKLER ile aynı ırktan olduğu sonucu çıkar.
Eski tarihçiler de, bugünkü Etrüskologlar da Roma’nın “ETRUSCO RİTU”, yani ETRÜSK TÖRESİ’ne göre kurulmuş olduğunu itiraf etmek zorunda kalmışlardır. (Kuruluş tarihi M.Ö.753, 21 Nisan’dır. Yani eski Türk Bahar Bayramı…  (Şimdi Kürt ayırımcıların sahip çıkmaya çalıştıkları Nevruz[13]) ROMÜLÜS, Roma’nın kuruluşunda kendisine yardımcı olanlara QUİRİS= KURUCULAR adını verdi, ve şehrin mutena bir semtinde onlara bir yer tahsis etti. Bu yere TUSCUS VICTUS denildi. Yani ETRÜSK BÖLGESİ… ETRÜSK kralları M.Ö.753-509 yılına kadar, yani 244 yıl Roma’da hüküm sürmüşlerdir. Bu kralların adları sonradan Latinler tarafından deforme edilmiş, sonlarına “US” takısı, bir de Latince ad eklenmiştir. Ayrıca Avrupalı tarihçiler, Roma hükümdarları arasında hangisi sönük, sevimsiz kral ise ETRÜSK saymışlar; hangi kral başarılı ise ona da Latin ve Sabin demişlerdir.
Roma krallarının adlarını aslına uygun ve “S”leri atarak yazarsak, sırası
ile şu isimleri elde ederiz: RUMULU(S), NUMA, TULLU(S), ANKU(S), TARKHUİN(US) (bundan daha TÜRKÇE bir ad olabilir mi: TARKAN!..), 2.TULLU(İUS), 2.TARKHAN…
  1. TARKAN’ın bir komplo ile M.Ö. 509’da sürgüne gönderilmesiyle Roma’da Latinlerin devri başlamıştır. Tarihçi Attilio Gaudio bu konuda şöyle: der: “509’da Grekler tarafından desteklenen nasyonalist Latin ayaklanması, ETRÜSKLER’e Roma’yı kaybettirdi!..”
O tarihe kadar Romalılar ETRÜSKÇE yazmış, ETRÜSKÇE okumuşlardı… Roma tapınaklarında ETRÜSK DİNİ hâkim olmuştu… ETRÜSK MÜZİĞİ Romalıların kulağını şenlendirmiş, onlara bugünkü müzik zevkini vermişti… AT YARIŞLARI Romalılara ETRÜSKLER’- den miras kalmıştı… Yazar Aldo Massa’ya göre ETRÜSK MİLLETİNDEN HAYATİYET FIŞKIRIYORDU!..
Bugün ROMA KURDU olarak sergilenen antik heykel, hiç te Roma kurdu değildir. Romalılar tarafından savaş ganimeti olarak bir ETRÜSK şehrinden alınıp getirilmiştir… Heykeli yapan ETRÜSK heykeltıraşın adı bile bilinmektedir!..
TUKYU EFSANESİ’ne göre bu halk önceleri BATI DENİZİ’nin veya HAZAR DENİZİ’nin BATI kenarlarında oturuyorlardı. (Bu yerin DOĞU ANADOLU olduğu ve ERGANİ’ye yakınlığı ortadadır.) Komşu bir kavim bunları yendi ve halkın tümünü yok etti. Yalnız kolunu bacağını yitirmiş bir tek delikanlı nasılsa sağ kaldı… Genci bulan bir kurt onu yiyeceğine [yemeyip] besledi, iyileştirdi ve ondan gebe kaldı. Bir mağaraya yerleştiler. Kurt orada on  oğlan doğurdu… Bunlardan ASENE ŞANE hepsinin lideri oldu. Kurdun iyiliğini unutmamak için de çadırın önüne KURT BAŞLI bir bayrak dikti.
HUN EFSANESİ’nde ise HİYANG-HU hükümdarı iki güzel kızını TANRI’ya sunmaya karar verir. Kızlarını kapattığı kulenin önüne bir kurt gelir ve bunu işaret sayan küçük kız kurttan hamile kalır. Çocuklar doğurur. HÜVEY-HÜLER (DOKUZ OĞUZLAR) bu çocukların soyundan gelir.
ERGENEKON DESTANI’ndaki dağ bize göre ERGANİ yakınlarındaki MADEN DAĞI’dır. Demircinin erittiği dağdan önlerine düşen BÖRTEÇİNE’nin (BOZKURT) yardımı ile kurtulurlar.[14]
Dünyada KURT efsaneleri olan, kurdu atası bilen ve kurdu bayrak yapan bir tek millet vardır: TÜRKLER!.. Latinlerin Roma şehrinin kuruluşu ile ilgili efsaneleri, TÜRK kökenli ETRÜSKLER’den alınma bir efsanedir!..
Bu kurdun altına sonradan Romus ve Romülüs’ün heykelleri eklenmişti. Bugün ikisi de kaldırılmıştır, dişi kurt heykeli tek başına sergilenmektedir.
Bugünün YAKUT TÜRKLERİ, milli destanlarının birinde şöyle bir olaydan söz ederler: Büyük yararlıklar göstermiş olan bir kahramanı mükâfatlandırmak için bir TANRIÇA KURT, ona emsin diye sağ memesini uzatır… Aynı olay 2500 yıl önce ETRÜSKLER tarafından aynaların arkasına resmedilmiştir!
EFSANE ve ŞEHİR EFSANESİ KARIŞIMLARI
Efsaneyi, önceki sayfalarımızda şöyle anlatmıştık:
“Bir olayı gerçekten olmuş gibi olağanüstüleştirerek yıllarca nesilden nesile anlatmaktır. Efsanede anlatılan olaylar bazen hayali olabilir. Ama efsaneler çoğunlukla gerçek olaylara ve gerçekten yaşamış kişilere dayanır. Ancak bir abartı söz konusudur. Bu öykülerin çoğu kahramanca işler yapmış kişilerle ilgilidir. Örneğin Kral Arthur ve şövalyeleriyle ilgili birçok öykünün kaynağı efsanelerdir. Gerçek bir kişinin yaşamına dayanan Köroğlu adlı halk öyküsü de çeşitli efsanelerle karışmıştır.”
Yukarıdaki cümlelerden alarak anlatacağımız konuyu irdeleyelim:
  • Olmuş gibi olağanüstüleştirilmiş.
  • Efsanede anlatılan olaylar bazen hayali olabilir.
  • Ancak bir abartı söz konusudur.
  • Gerçek bir kişinin [aşağıdaki anlatımda birden fazla kişinin… hatta bir milletin] yaşamına dayanan Köroğlu adlı halk öyküsü [gibi]  çeşitli efsanelerle karışmış
bir durum anlatılacaktır aşağıda:
Başlığı tekrar hatırlatarak konuyu özetleyelim:

“Efsane Ve Şehir Efsanesi Karışımları”
İtalyanlar’ın aslında türk
Olduğunun ispatı [olabilecek] 17 şey[15]
Yıllar önce İngiliz Guardian gazetesinin, Avrupa İnsan Genetiği Konferansı’nda sunulan Etrüsk uygarlığının kökenine yönelik araştırmaya yer ayırmasıyla ayyuka çıkan İtalyanların ataları Türk’tü haberi çok ilgi çekmişti.  Araştırmada Etrüsklerin atalarının ayak izlerine Anadolu topraklarında rastlandığı belirtildi.
Habere konu olan araştırmada, Etrüsk uygarlığının hüküm sürdüğü Volterra, Murlo ve Casentino kasabalarında 263 kişiden alınan DNA örnekleri İtalya, Balkanlar, Limni Adası ve Anadolu’daki 1200’ü aşkın kişinin DNA’larıyla karşılaştırıldı. Sonuçta Etrüsklerin genetik yapısının bir İtalyan’dan çok bir Türk’e benzediği ortaya çıktı. Uzmanlar, özellikle Etrüsklerin Murlo kasabasındaki torunlarının genetik yapısının, birebir Türklerin genetik yapısıyla örtüştüğünü vurguladı.
Biz de 2 ülkenin önce tarihsel sonra da davranışsal benzerliklerini bir araya toplayıp bir karara varmak istedik. İtalyanlar Türk mü yoksa değil mi?
1.Atalarını kurtların emzirdiği rivayet edilir
Türklerin Bozkurt ve Ergenekon Destanı ile İtalyanların Romulus ve Remus efsanesi benzerlikler gösterir. Türkler, Tengri tarafından gönderilen Asena adında bir dişi kurdun ilk hükümdarlarının annesi olduğuna inanmış ve kurdu kutsal saymışlardır. İtalyanların efsanesinde ise Romulus ve Remus bir ırmağa bırakılırlar ve dişi bir kurt onları sudan çıkararak bir mağarada emzirir. Daha sonra çiftçi bir aile tarafından bulunarak evlat edinilirler. Roma şehrini kurmak için de kurt tarafından emzirildikleri yeri seçerler.
2.İlk alfabeleri Ön Türk alfabesi olarak kabul edilir.
Günümüzden 2700 yıl önce yaratılan Etrüsk Alfabesi, Latin Alfabesinden önce var olan ve Avrupalılara yazıyı öğreten alfabedir. Günümüzün Anadolu Türkçesi’ne, özellikle Kazak Türkçesi’ne benzer. Ön Türk alfabesi olarak kabul edilir. 2004 yılında Etrüsk yazıtları Göktürk alfabesiyle okunabilmiştir.
 

[1] Türklerdeki KURT ve KURDUN EMZİRMESİ söylencesindeki benzer yanlar nedeniyle karşılaştırma yapılabilmesi açısından bu kısma alınmıştır.
[2] Vikipedi.
[3] Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt, Türkiye, 2011, (OTRS: CC BY-SA 3.0)
[4] Vikipedi.
[5] Fotoğraf:uludagsozluk.com
[6] Dipnotlarda ETRÜSKLER konusuna bakınız.
[7] Gli Etruschi, popolo segreto” (çeviri) 1959, sf. 137
[8]Etrüskler, İtalya’nın Tiber ile Arno nehirleri arasında yeralan Etruria bölgesinde yaşamış ve M.Ö. 6. yüzyıla dek varlığını sürdümüş bir halkın adı olup Eski Romalılar tarafından Etrusci veya Tusci adlarıyla tanımlanmışlardır[1] . Etrüsk halkı ve kültürü zamanla Roma İmparatorluğu içinde erimiştir. Etrüskler İtalya’daki diğer kavimlerden çok daha ileri bir uygarlık düzeyindeydiler. Roma uygarlığının, mitolojisindeki ilahlardan, hukukundan yol yapım tekniklerine kadar, kökünü hemen hemen tümüyle Etrüsk uygarlığından almış olduğu günümüzde saptanmış durumdadır.. Etrüskler’in dini, Çiçero’nun değindiği gibi, vahyedilmiş bir dindi ve 12’li sistemi baz alan bir inisiyatik örgütlenmeleri vardı.Etrükslerin en büyük Tanrısının ismi Turan’dı. Kendilerine ait özgün bir dile sahip olan Etrüskler, Yunanlılar tarafından Tyrrhenoi veya Tyrrsenoi adlarıyla bilinmişlerse de kendilerini Rasna veya Raśna olarak tanımlamışlardır. Roma kenti, Etrüsklerin hakimiyet bölgesinde kurulmuş olup Romalıların Veii kentini talan etmelerine dek (M.Ö. 396) kentin Etrüsklerin yönetiminde olduğu sanılmaktadır.
Yunan tarihçi Herodot’a göre Etrüskler Lidya’dan İtalya’ya göç etmişlerdir, bunun yanı sıra pek çok tarihçi de Etrüskler ile doğu uygarlıklarının adetleri arasında bağ kurmaktadır. Bu sebeplerden dolayı Etrüsklerin kökeninin Doğu uygarlıklarına dayandığını savunurlar.
Etrüsklerin kökeni hakkında yapılan en yeni çalışma, 2004 yılında çeşitli İtalyan üniversitelerinden gelen bir grup genetik bilimci tarafından yapılmıştır. Bu araştırma çerçevesinde MÖ 7-3 yüzyıllar arasında yaşamış Etrüsklere ait 80 iskeletten alınan DNA örnekleri alınarak çok titiz bir çalışma ile günümüzde yaşayan çeşitli milletlere ait DNA’lar ile karşılaştırılmıştır.
Sonuç olarak Etrüsklerin genetiğinin diğer milletlere göre en çok bugünkü Anadolu Türkleri ile yakınlık gösterdiği iddia edilmiştir. (Vernesi et al. 2004). Eski Yunan efsanelerinde de sıkça anlatıldığı gibi bu durum antik çağda Anadolu’dan İtalyan yarımadasına yapılan göçlerle açıklanmıştır.
(https://uqusturk.wordpress.com/2011/06/13/etruskler-turk-mu-roma-yunan-medeniyetinin-kullerinden-uygarlik-kurdugu-etruskler/)

[9] “Gli Etruschi, Popolo Segreto”, sf.149
[10] Origins of Rome, Milano 1961, sf.17
[11] “Prelydiens, Hittites, Acheens”, Paris, 1958
[12] The Etruscans and The Survival of Etruria
[13] Kürt ve İran mitolojisinde ise Demirci Kawa Efsanesi’ne dayandığına inanılır.
[14] Gökalp Ziya, TÜRK Töresi, Toker Yayınları, İstanbul, 1990,
http://tarihci1071.blogcu.com/kurdun-emzirdigi-cocuk/1388084

[15] https://onedio.com/haber/italyanlar-in-aslinda-turk-oldugunun-ispati-17-sey-516293




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bozkurt

  Sivas Cer Atelyesi’nde 1939 - 1953 yılları arasında demiryolu araçlarının sadece bakım ve onarımları yapılır. Kuruluşundan tam 14 yıl sonr...