HİTİT GÜNEŞİ
Otuz bini aşkın çivi yazılı tabletten ya da tablet parçasından oluşan ve günümüze kadar yuvarlak bir rakamla yüzün üzerinde cilt yayımlanmış olan Boğazköy Hitit arşivlerinin hiç bir yerinde “Hitit Güneşi” deyiminden söz edilmemektedir. Ayrıca Hititoloji ile ilgili bilimsel eserlerin herhangi birinde de “Hitit Güneşi” şeklinde bir kavram bulunmamaktadır. (S. 2)…Hitit kültüründe “Hitit Güneşi” var olmamakla birlikte Güneş Tanrısı çok önemli bir konumdadır. Hititler Güneş Tanrısını Hattilerden aldılar ve Hattice EŠTAN, Hititçe IŠTANU oldu. Hititlerin düşüncesine göre, bin tanrıdan oluşan Hitit pantheon’u tanrılar yurdunda, örneğin antlaşmalarda, anltlaşmaya tanık olarak gösterilen yemin tanrıları dizininde, Güneş Tanrısı’nın çok öemli bir yeri vardır. Hititlerin düşüncesine göre öldükleri zaman tanrı olan Hitit Kralları kendilerini Güneş Tanrısı’na bağlamaktaydılar. Hitit Krallarının öldükten sonra tanrı oldukları, büyük olasılıkla da Güneş Tanrısı oldukları II. MurŠulinin yıllıklarından çok iyi anlaşılmaktadır.…Öldüğü zaman Güneş Tanrısı olan Hitit Kralına sağlığındayken de “Güneşim” deniyordu. Kral yöneticilere gönderdiği mektuplarda kendinen “Güneşim” diye söz ediyordu. Yöneticilerde ona “Güneşim”, “Efendim” diyorlardı “Güneşim” sözünün Hititçesi DUTUŠI Akadçası ŠAMŠI idi. Bu söz günümüzdeki majeste kavramının karşılığı idi ve Hitit Krallarının armalarında hiyerogliflerle ad yazılışları hemen hemen her zaman kanatlı güneşin altındaydı.
(S. 16)…Hitit metinlerinde “Hitit Güneşi” diye bir kavram yoktur. Hititoloji ile ilgili bilimsel yapıtların hiçbirinde de bir “Hitit Güneşi” kavramına rastlanmıyor.Kaynak : Hitit Güneşi, Sedat Alp, Tübitak Popüler Bilim Kitapları, 1. Basım, Haziran 2003
Fotoğraflar: Anadolu Medeniyetleri Müzesi,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder