Bu Blogda Ara

12 Ocak 2020 Pazar

Kuzey Liang Hun Devleti (397-439)


Kuzey Liang Hun Devleti (397-439) ile ilgili görsel sonucu


Kuzey Liang Hun Devleti (397-439)

Liang adı Çin'cedir. "İlk Liang" olarak andan bir devlet Çinliler tarafından kurulup 313-376 yıllan arasında yaşamıştır. Yine aynı isimde Çinliler tarafından kurulan Bati Liang Devleti var. (400-421) Güney Liang Devleti Siyenpderin (397-414), ve Kuzey Liang Devleti'de Hunların.

Bunların hiç birine tam teşekküllü büyük devlet denemez. Başa geçen şahıs kendini hükümdar ilan ediyor, bahar aylarında yerden mantar çıkması gibi devletler türüyordu. "Huang-ho (San Nehir) vadisinde 386'da sekiz, 400'de on, 415'de yedi, 425'de üç hükümdarlık vardı ve 440'a gelindiğinde Çin'i boydan boya ikiye bölen Kuzey ve Güney İmparatorlukları olmak üzere sadece iki imparatorluk kalmıştı." Bu kısa dönem içinde yer alanlardan biri de Kuzey Liang devletidir. Devletlerin çokluğu başka bir tarihçi tarafından şöyle takdim ediliyor "İmparator Gan-Ti (An-ti) Çin'in güney kısmında, Topalar (Tabgaç) İmparatoru (Kueyi) Ho-Am-Ho nehrinin kuzeyinde bulunan vilayetlere hakim bulunduğu esnada Çin İmparatorluğunda beş küçük hükümet daha vardı. Bunlardan biri Hea Leam (Liang), hükümdarı da Lyu Kam adında (biri) idi. Şensi'nin batı kısmında saltanat sürüyordu. Teb'ası arasında bazı aşiret reisleri vardı ki eski Hunlar'ın neslinden gelmişlerdi."

Devletin Kuruluşu (397)

Şensi'nin batısında küçük bir krallık olan Heu-Li-ang devletinin başında, adı Lyu-Kam yahut Lü Huang olan yaşlı bir general vardı. Bunun maiyetinde vazife yapanlardan biri de saygı değer bir Hunlu kumandan idi. Yaşlı general "Hun'lu kumandanın kellesini yok yere aldırmıştı. (397 senesi) Hunlar yakınlarının acısıyla ah vah edip oturacak insanlar değillerdi. İnfaz edilen kumandanın yeğeni Meng-Sun kabdedaşlarını toplayarak, mak-tûlün alnına çalınan kara lekenin intikamım almayı ve "Hun itibarım" yeniden kazandırmayı teklif etti. Böylece silaha sarılan Hunlar Meng Sun'u Kuzey Liang hükümdarı ilan ettiler"

Meng-Sun kuvvetli kişiliği, tesirli konuşması ve kardeşini istediği kıvama getirince asker tedarikine yöneldi. Yeterli sayıda silahlı adama sahip olunca harekete geçti.

Planlanmış değil; öfke de ainden ortaya atılmışlardı. Bazı şehirlerde tahribatlar yapıp, dağlara çekildiler. Meng-Sun üzerine gönderilen ordunun gücü karşısında zaafa düşmemek için, harabeye çevirdiği "Kien Kam ülkesinin valisi Tuan-Nie'yi kendi tarafına çekti."
Sığınmacı Valinin desteği de düşman ordusu bozuldu. 397'de vukû bulan bu savaştan soma Kuzey Liang Devleti kurulmuş sayılıyor. Lakin ortada bir garip durum var. Vali Tuan Nie nasıl ikna edilip, Hunlar tarafına kazandırıldıysa, Meng-Sun ona, efendisiymiş gibi davranıyor o da kendisini herkesin üstünde görüyordu. Askerin kumandası Valiye verilmiş, bu ordu Leam kralının ordusunu bozmuş kumandan Vali kendisine Kien-Kam (Kumi) unvanım almış, yani tam başına buyruk hareket ediyor. Devlet kurucusu görünümündeki Meng-Sun bir savaşa gidip başarıyla döndüğünde VaH Tuan Nie tarafından verden ünvanla mükafadandırıldı. Garip ama böyle anlatıyor tarihçiler.

Yavru devletin selameti adına kaprislere katlanılıyor olsa da, iki kişi arasında müthiş sürtüşmeler cereyan etmekteydi. Kah alenî kah gizli ikisi de birbirine diş bitiyor. Aslında şunu kabul edersek rahatlarız. Kuzey Liang Devleti dan edilmiş, fakat Vali'nin yardımı olmasa, batması an meselesiydi. Onun için Vali Tuan Nie'yi efendi olarak kabul etmişlerdi. Meng-Sun kral olma yarışına savaş meydanlarında devam etmektedir. Somaki Liang adıyla bilinen Tibetlilerin kurduğu devlete hücum edip, onların topraklarım ele geçirdi. İşte bundan sonra rekabet hız kazandı ve Meng-Sun'un parolası "Ya devlet başa ya kuzgun leşe" oldu. Ayaklanmalar, savaşlar, ölümüne tuzaklar derken Tuan Nie'nin kellesi vücudundan ayrıldı. Bundan soma Meng-Sun tam manasıyla Kuzey Liang Devletine hakim oldu.

(Sene 401)

401 senesi olaylarının anlatımında, "Somaki Liang topraklarım ele geçiren Hun kumandam Meng-Sun'da Ha-hsi'de bir Hun Devleti kurarak ülkesini Chü-chu ünvanıyla yönetti" denmektedir. Hunların ilme gösterdiği saygı, Meng-Sun'un "tarih ve astronomi konularında bıraktığı derin izler" ve aşın zekasından dolayı dahi lakabı aldığı anlatılıyor, daha soma da onun "Kuzey bölgesinin pırlantası" diye anıldığından bahsediliyor.

Meng-Sun 397'de halkı tarafından Kuzey Liang hükümdarı ilan edilmiş, ancak zarureller onu Tuan Nei'yi büyük tanımaya mecbûr etmişti. Bu şahıs ortadan kaldırılınca ayak bağlan çözülmüş, rahat harekete başlamıştır.
Bu asırlarda, devletlerin gıdası savaşlardı. İstikbal sivri okların ucunda, keskin kılıçların ışıltısında bina ediliyor. Madem böyle ve Meng-Sun bir Hım lideri, Hunlu demekte savaşın sihirbazı olduğuna göre gereği yapılacaktır.
Meng-Sun 402 senesinde kazandığı zaferle Kumi ünvanı aldı. 406'da başlayan akınlarla Batı Lianglan perişan edildi. Bir sene soma sıra Güney Lianglanndaydı ve onlar da aynı akibete uğradılar. Birkaç sene soma ise hedefte yine Güney Liang Devleti vardı. Bir çok şehirleri kuşatılan bu devletten 10 bin ade itaat altına alındı.

Sene 410-432

Devamlı kasırga gibiydi Meng-Sun. Düşmanlarının üzerine esiyor, kimini yerlere çalıyor, kimini ayada sallıyor, aklım başından alıyor. Güney Liang Kralı aldığı darbelerin arasını çıkarmak amacıyla 411'de Kuzey Lianglarına saldırdı. Başlangıçta şansı iyi gidiyordu, ama sonuç Meng-Sun'un galibiyetini dan etti. İki sene soma yine savaş yine zafer geldi peşinden. Durdurulamıyordu, durdurulması için savaş harici yollara başvuruldu. Elde edilen Haremağası tarafından, Meng-Sun uyurken öldürülecekti. Burada talih, kraliçenin eliyle yardıma uzandı, öldürmeye çalışan kişi öldürüldü.

Kuzey Liang Krallığı küçük bir devlet idi. Belki fazla gelişme şansı da yoktu; fakat girdikleri her büyük işin altından yüz akıyla çıkıyordular. Gerek Meng-Sun, gerekse komutanları zafere kesintisiz abone olmuştular. Topraklan biraz genişledi. Tsinler ve Hialarla münasebetler kurdular.

Pırıl pırıl zafer aynasında kendilerini seyretmeye alışmıştılar. Ama devran-ı felek hep aynı minval üzere dönmüyor, aynalar puslanıyor, görüntüler mallaşıyordu.

Bati Liang Devleti de 417'de girilen savaş, beklenmedik sonuçlar verdi; Meng-Sun altı-yedi bin askerini kaybetti. Bu olay üzerine moraller bozuldu, Çin imparatoru Anti'ye bağlılık arzedildi (sene 418). Anti Meng-Sun'a bir ünvan vererek teselli etti. Gerçi, bildirilen bağlılığında, alman ünvanında hayatta esaslı bir karşılığı yoktu; bunlar manevi tatminden başka bir şey değiller. Nitekim, daha soma gelişen olaylar bunu doğruluyor...

Batı Liang Devleti'nin Batışı

Küçük krallıkların başına gelen felaketler büyük oluyor. Güney Liang Krallığı topraklan Siyenpiler tarafından işgal edilmişti. Meng-Sun bundan kendine bir pay çıkarmak için harekete geçti ve Siyenpileri işgal ettikleri yerlerden söküp attı.

Etrafta birbirini yiyen krallıklar, Bati Liang hükümdarı Çinli Li Hsin'e savaş ilham ediyordu. Boşluktan istifade de, Kuzey Liang'a saldırmak, kahraman olmak istedi. Li Hsin'e annesi de vezirleri, hiçbir zararım görmedikleri insanın ülkesine tecavüzün doğru olmadığım söylemeleri işe yaramadı. Hırslı Çinli gitti, savaştı, ordusu mağlup oldu kendisi de savaş meydanında öldürüldü (Sene 418). Onun annesi serbest bırakıldı ve kız kardeşi Meng-Sun'un oğlu Mu-Nien'e nikahlandı."

Kuzey Liang -Hun- Devleti'nin ortaya çıkışı da derleyişi de normal ölçülerin dışındaydı. Meng-Sun'un siyaseti akıl üzerine bina edilmiş, dost kazanmayı ihmal etmiyor. Batı Liang Devletini mağlup ederken önemli bir jest yapıp yağma hareketlerine izin vermemişti. Bunun getirişi Tufan Vadisindeki Çinlilerin savaşsız boyun eğmeleri oldu. Küçük devlet Kuzey Liang, sınıfının en iyisi idi. Sağladığı önemli derleyişle, 421 senesinde bir çok küçük komşu devletierden vergi alıyordu.

Büyük Kaya'ya Toslamak

Bu zamana kadar kendi sıkletindeki devletlerle güreşip, hepsinin sırtım yere getirmişti. Tsinler bir Çin devletiydi ve Kuzey Lianglara göre bir kaç beden büyüktü. Artık "şartlar" diyeceğiz. Kuzey Lianglarla Tsinler karşı karşıya geldiler. Sırtı yaralanan Lianglar oldu. Gücü yetmeyince kardeşleri aklına geldi Meng-Sun'un Hia'lar'a haber gönderip destek ricasında bulundu. Tabgaçlarla irtibata geçti. Ne yaparsa yapsın Tsinlerle takışmanın yaran yoktu. Anlaşmazlıkların giderilmesi için gayrete gelip bir barış yaptılar; bunun ömrü kısa oldu. Liang-Tsin çatışması yeniden başladı. Veliahd oğlu, kumandan olarak girdiği çarpışmada Tsinler'e esir düştü. Ne kadar uğraşıldıysa da Tsinler esiri bırakmaya yanaş ma dd ar. "Bunun üzerine Meng-Sun veliahtlık ünvanını Him-Kue'nin dayısı olan Pu-Ti'ye verdi."

(Sene 429-430)

Her ne kadar, Meng-Sun'un kayınbiraderini veliaht seçtiği kaydedilse de, bunda bir yanlışlık olması lazım. Daha sonralan, aynı kaynak, ifadesini değiştirip, seçilen kişinin kayın değil evlat olduğunu söylüyor.

Tabgaçlar'a Yakınlaşma Yolları

Tabgaç Türkleri -Türklükten eser kalmamıştı ya- Çin'in en büyük İmparatorluğuna sahiptiler. Tsinlerle baş edemeyen Meng-Sun, onlara yakınlaşma ihtiyaandaydı. Oğullardan birini elçi olarak gönderip bağlılığım arz etti ve imparatordan Liang Kralı unvanım aldı.

(431. sene)

Bir İzdivacın Garip Hikayesi

Meng-Sun Budist idi. Tabgaç İmparatoru Topa Tao ise Tao-izm'e saygı duyuyor, Budizm'e oldukça soğuk bakıyor, aynca kendilerinin Hunlardan üstünlüğüne inanıyordu. Meng-Sun vaktiyle bir Budist rahip gönderip Topa Tao'nun kızkardeşinin izdivacına talip olduğunu bununla bildirmiş ve evlilik gerçekleşmişti. Somadan bu evlilik olayı Topa Tao'nun kafasını karıştırdı.

Topa Tao'ya göre, dünürlük yapan Budist rahip cinlerle teması olan bir büyücüydü, dolayısıyle kızkardeşinin gönlünü çelmiş, kendisini de ikna etmişti. Halbüki normal şartlarda prensesin bu evliliğe "evet" dememesi lazımdı. Hatta kızın gönlünde bir başkasının yatıyor olması da muhtemeldi. Topa Tao'nun beyni bu tür düşüncelerle kemiriliyordu. Dostiuğu, hısımlığı kafasından stidi. Bir elçi gönderip, kızkardeşinin iadesini istedi. "Talep hem küstahça idi, hem de yüzkızartıcı. Öfkeden çılgına dönen Meng-Sun gelen elçinin katledilmesini emrederek aradaki köprüleri attı ve belki de bir savaşa çanak tutmuş oldu. Zaten Topa Tao'nun istediği de buydu."

Savaş ortamı hazırlanmıştı; savaşın hazırlığı da başladı. Meng-Sun öfkeyle bazı yanlış hareketlere teşebbüs etti, ama bu arada epey zaman geçti ve Meng-Sun hastalandı. Kısa süre içinde de ölen (sene 433) Meng-Sun'un yerine, tahta oğlu Mu-Kien geçti. Tabgaçlar dan gelen "savaşa lüzum kalmadı" haberi yeni hükümdarı rahatlattı. Veliaht seçildiğini daha önce belirttiğimiz Pu-Ti'nin yaşının küçük oluşu'nun Tahtı Mu-Kien'e bırakmasını gerektirdiği söyleniyor.

Yeni Kuzey Liang Kralı Mu-Kien Bati Liang Kralının kızıyla evliydi. Birkaç sene soma Tabgaç İmparatorunun kız kardeşiyle evlendi; babasının son zamanlarında bozulan ilişkiler normale döndü. İki prensesin bir arada mutlu olmaları sağlanamadı. Aşırı kıskanç olan Bati Liang Kralının kızı Li-Şi bir gün kuması prensesi zehirledi. Kızkardeşinin acıklı durumunu öğrenen Topa Tao en iyi hekimlerim gönderip ölümü önlemeleri için etinden geleni yaptıysa da prenses zehirin tesirinden kurtulamadı. Bundan sonra katil durumundaki eski eş Li-Şi Tabgaç İmparatorunun hedefi olmuştu, kendisine testim edilmesini talep etti.

Onun meselesiydi, tabii olarak Mu-Kien Li-Şi'yi vermedi. Bu kadar gerilmeden soma ise iki ülke arasındaki ipler koptu.

Artık savaşı önleyecek sihirli değnek kırılmış sayılır. Tabgaç ordusu Kuzey Liang ülkesine girdi. Mertlik gösterisi askerlerinin gücüne yansımamıştı. Üstün kuvvet karşısında Mu-Kien'in ordusu aciz kalmış Topa-Tao'nun ordusu kuvvetinin meyvelerini devşiriyordu. Nihayet zayıf olan taraf dağıldı. Kuzey Liang hükümdarı Mu-Kien esir düştü. Bu tarihte bir devlet daha sahnedeki yerini boşaltmış oldu.

(Sene 439)

Her zaman görüldüğü gibi, yine bitişle başlangıç aynı çizgide buluştu. Mu-Kien kumandanları dalül beş bin kişi de Tabgaçlara teslim olmuştu. Bunlar esareti kabul etmişler, fakat birde direnmeye gayret edenler vardı. "Bunlardan biri de kendisine bağlı 500 adeyle birlikte müttefiki Ju-janlara sığınarak, onlardan Altay eteklerine çekilme iznini koparan Aşına (A-shih-na) idi ki, kadim Türklerde o ve silah arkadaşlarından türemişlerdir."

Kaynakça
Kitap: TANRININ ASKERLERİ
Yazar: NAZIM TEKTAŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bozkurt

  Sivas Cer Atelyesi’nde 1939 - 1953 yılları arasında demiryolu araçlarının sadece bakım ve onarımları yapılır. Kuruluşundan tam 14 yıl sonr...