Bu Blogda Ara

20 Haziran 2019 Perşembe

GÖK TANRI

                          

                                   

                                GÖK  TANRI

Bilge Kağan yazıtı "Ben, Türklerin gökte doğmuş Tanrısal Bilge Kağanı, tahtıma oturdum" diye başlar. Bu söyleyiş bir inancı yansıtır. Çağların içinde süzülüp gelecek bir inancın öz toplumunca yazıya dökülmüş ilk tümceleri bunlar. Birçok inancı içinde yorumlayacaktır. Bozkır Türk topluluğunun gerçek dini Gök tanrı inancı sayılır. Bu inançta Gök tanrı tek yaratıcıdır. Tengri (gök) en yüksek varlıktır. İnanç düzeninin direğidir. Yaratıcıdır, tam güç sahibidir. Ona kurbanlar sunulur. Çok kez Gök tanrı diye anılır. Eliade'ye göre Orta ve Kuzey Asya topluluklarına özgü, özgün inanç anlayışı. Giraud için doğrudan "bütün Türklerin ana tapınımı" durumunda

Gök tanrı, genellikle kişilerin yaşamına aracısız karışır. Buyurduğu istemlerine uymayanı cezalandırır. Gök'ün istemine karşı gelinmez. And içme, şükür Göktanrı'ya yapılır.
Asya Hunlarının hanı Maotun İ.Ö. 176 yılında Çin imparatoruna yolladığı bir mektupta utkularını Gök tanrı'nın yardımıyla kazandığını bildiriyor. 4. yüzyıl başlarında Hun devletini kuran Liu Yüan, genç yeğeninin yiğitliğini överken Gök tanrı, bu kişiyi Hunluları düşünerek dünyaya getirdi" diyor. Asya'da tarih sahnesinde görülen halklarda Gök tanrı inancının izleri görülüyor. Hunlar, Tabgaçlar, Göktürkler, Uygurlar Gök tanrı'ya kurbanlar sunuyorlar

Eski Türk yazıtlarında Tanrı kimileyin, "Türk Tengrisi" biçiminde ulusal bir Tanrı olarak anlatılır. Göktürkler onun isteği ile Çinden ayrılıp ulusal bir devlet (680-682) kurmuşlardır. Türklere hakanı o vermiştir. Ancak topluluk hakanı bıraktığı için, "Tanrı" onları yıkıma sürüklemiştir. Tanrı Türk halkının bağımsızlığı ile ilgilenen bir "ulu varlık"tır. Tonyukuk'a başarı için gerekli bilgiyi o bağışlamıştır. Göktürk hanlığının kurucuları, Bumin ile İstemi'yi Türk töresini yürütmeleri için o tahta çıkarmıştır. "Türk ulusu yok olmasın... özgür ve bağımsız olsun" diye İlteriş hakan ile hanımı İl-Bilge Hatun'u o yüceltmiştir. Savaşlarda onun istemi ile utku kazanılır. Kısmet ve kutu o verir. Yaraşmayan kimselerden geri alır. Şafak söktürür, bitkiyi canlandırır. Ölüm de onun istemine bağlıdır. 

Kişi, Gök tanrı'ya diz çökerek yalvarır. Tanrı'dan kut ister. Bu istek onaylanırsa, atlar çoğalır, kişinin yaşamı uzun olur. Kuzgunun niyazı bile Tanrıya ulaşır. Doğru ve yalancı kişiyi Tanrı bilir. Orhun yazıtlarında "Yukarda mavi gök, aşağıda kara yer yaratıldığında ikisinin arasında insan oğlu yaratılmış." deniyor. Burda Tanrı düşüncesi, salt maddi gökyüzü değil; ulu bir varlık. Tanrı bengü, Tanrı, her şeye egemen, her yerde o var.

İlk ulusal Türk inancı sayılan Gök tanrı inancının özü budur. Ama Şamanlık eski Türk inancına damgasını vurur. Daha doğrusu adını verir. Türklerde inanç dağdan yuvarlanan bir kartopunu andırır. Bu kar parçası vadiye yaklaştığında kocaman bir çığ olmuştur. Gerçekte tüm dünya dinleri için de durum budur. Ancak Şamanlıkta eski ile yeninin bileşimi daha belirgindir. Yeni inanç, eskiyi ortadan kaldırma yoluna gitmez. Eskiye eklemeler yapar. Bu yüzden Şamanlık, Gök
tanrı anlayışına dokunmaz. Eliade, Ulu Tanrı söz konusu olduğu zaman Şamanlığın sırıttığını söyler. Müslümanlıkla Göktanrı dini arasında, ilginç kimi ortak noktalar bulunur. Göksel Tanrı, Allah'ı karşılar.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bozkurt

  Sivas Cer Atelyesi’nde 1939 - 1953 yılları arasında demiryolu araçlarının sadece bakım ve onarımları yapılır. Kuruluşundan tam 14 yıl sonr...