KUTSAL ATA
Şamanlık içinde erimiş eski Türk inançlarından biri de ataya tapınçtır. Ataya
tapınç olayı da evrensel inançlardandır. Ataya tapınç, insanın ölümün
kaçınılmazlığını bilen tek yaratık olmasından kaynaklanır. Ne ki bu gerçeği
bilmek yetmez. Kişi, bunu düşünmeyi her dönemde hem de dirençle yadsır.
Ata, kendisine tapacak soyu var olduğu sürece yaşayacağına inanıyor. Bu
yüzden kabile toplumlarında çocuktan yoksunluk korkunç bir yıkım
demektir.
Yunan mitolojisinde Toprak ana Gea öz çocuklarını öldürüp yer. Zeus'un
oğlu Dianisos'u Titanlar yerler. Zeus da onun yüreğini yiyip yeni bir
Dianisos yaratır. Bunlar insan kurbanının izleri olarak değerlendirilir.9
Tevrat'tan öğrendiğimize göre İsrailoğullarında da durum böyledir. Tevrat'ta
erkekleri, çocuk bırakmadan ölen kardeşlerinin dul karılarını eş olarak
almaya zorunlu kılan kesin buyruklar vardır. Böylece doğacak olan oğullar
ölen kardeşin soyunu oluşturacak, onun sürekliliğini sağlamış olacaktır.10
İnsan kurbanı geleneği Araplarda da vardır. Kenan illerinde (Kuzey
Arabistan) doğanın düzenini yöneten Tanrılara insan kurban edilir. Cahiliye
döneminde Araplar Tanrının öfkesini yatıştırmak için en değerli olan erkek
çocuğunu kurban ederler, insan kurbanı geleneğinin izleri göksel dinlerde
saptanır. İsa insanlığı kurtarmak için kendine kıymayı göze alır. İsa, Son
Yemek'inde ekmeği öz vücuduna, şarabı kanına banar. O kan insanlığın
kurtuluşu uğruna dökülecektir, İslamlıkta Kurban bayramı geleneği de aynı
içeriktedir. İbrahim'in oğlu İsmail'i kurban etme girişiminden esinlenir
Ataya tapınç inancı ölen kimi güçlü kişileri kutsama ile başlar. Ata giderek
yarı Tanrı düzeyine gelir. Eski Yunanda Heraslar böyledir. Hint Avrupa
halklarında ölünün mezarına eşyası konur. Büyük ve saygıdeğer ölülerin
akrabaları öldürülüp yanına gömülür. Bu insan kurbanı geleneği özellikle
Keltlerde korkunçtur. Kuzey Avrupa halklarında Freyr için kurban da aynı
ürkütücülüktedir. Bu halklarda erkek domuz olan Freyr bolluk Tanrısıdır.
Törenlerle ona insan kurban edilir.
İnsan kurbanı geleneği uzak doğu halklarında da saptanır. Gerçekte,
insanlığın geçmişine koşut bu inanç Türklerde de vardır. Ata tapıncında,
baba/ata, öldükten sonra ruhları aracılığı ile, aile bireylerini korur. Bu
yüzden onlara saygı gerekir. Hunlar her yıl mayıs ayı ortalarında atalara
kurbanlar sunarlar. Tabgaçlar atalara kurbanlar keserler. Türklerde ata
anıları kutsal sayılır. Mezarlara karşı yapılan saygısızlıklara ağır cezalar
verilir. Ata mezarlarına silah, değerli eşya, mücevher konur. Kimileyin ölen
başbuğun altın gümüşle bezenmiş donatımlı atı, kadını birlikte gömülür.
Öbür dünyada ikinci bir yaşamın varlığına inanılır. Bu inançta ruhlar
bengüdür. Göktürkçede, "tin" sözcüğü ruh anlamındadır. Sözcük aynızamanda "soluk" anlamındadır. Ölüm, soluğun kesilmesi, ruhun bedenden
çıkıp uçması olarak düşünülür. Böylece öbür dünyada yaşamalarının
sağlandığı düşünülür.
Eski Türklerde en büyük kurban attır. Orta Asya ve Altay kurganlarında
birçok at iskeleti bulunur. Öbür hayvanlardan erkek hayvan kurbanı üstün
sayılır. Türk inancında insan kurbanı geleneğinin kimi izleri sezilir.
Sözgelimi, Hunlarda yakın akrabaların birlikte gömülmesi olayından
sözedilir. Göktürklerdeki geyik söylencesi benzer bir örnek sayılır. Söylence
şöyledir: Deniz Tanrıçası ile ilişkide bulunan Göktürk dedelerinden biri avda
bir geyik öldürür. Bundan dolayı o günden sonra, Göktürk boyu hep kurban
olarak insan yollamak zorunda kalır.
İsadan 1000 yıl önce Çinde yasayan Chao Türklerinde de kurban törenleri
yapılır. Chao hanı, kurban töreni olan av şöleni ok ile geyikler avlar.
Atalarının tapınağına kurban eder.
Geyik ve dağ keçisi türünden "Kilen-Kiyik" söylencesel tek boynuzlu bir
hayvan vardır. Bunun bir adı da ku-tu'dur. Söz konusu ad, Türkçe kutlu
(kutlu) sözünden gelir. Söylentiye göre Kutu, Kırgız illerinde bulunur.
Türkler geyik, dağ keçisi ve kilen kiyik gibi hayvanların, kutlu bir dağda
başka kutsal hayvanlarla brlikte yaşadığına inanırlar. Hanın köşkü ile birlikte
yer ve gök tapınaklarının o dağda bulunduğunu sanırlar. Kutu ile geyik, o
kutlu dağda biten ölümsüzlük otunu yiyerek ölümsüzleşirler.11
Çinde ağaç dibinde yapılan yer Tanrısına kurban verme töreni, değişik
biçimlerde Türk boylarında da görülür. Kagnılı Türk boyu bunlardan biridir.
Güz döneminde bir ağaç, dal ya da koru çevresinde yarış edilir. Ya da kötü
ruhlardan arınmak istenen bir yerde kurban verilir. Oraya ağaç orman
dikilir. Kurban olarak bir koyun gömülür. Üzeri, söğüt ve çiçekli saz dalları
ile örtülür. Üzerine kımız dökülür. Tabgaçlar ise törenle ağaç ya da orman
diker. Bu yeşillik Hakan soyunu simgeler.
Eski Türklerden Chou'lardaki (İ.Ö. 1050-249) kurban töreni ve ongun
dağıtımı ile ilgili av şölenleri Göktürklerde de sürer. Chou'larda, her yiğidin
vurduğu hayvan, onun ongunu olur. Chou hanı güz döneminde, ok ile
geyikler vurur, bunların kimi bölümlerini kurban olarak atalar tapınağına
yollar. Bunu izleyen törenlerde kurbanın kalan eti, Han soyundan kimselerce
yenir. Böylece ata ruhları ile bir bağlantı kurulmuş olur. Sözkonusu şölende
konumlarına göre kişilerin yerleri belirlenmiştir. Kadeh ile ant içilir.12
Göktürlerde yıl kış ile başlar. Yıl dönenceleri ve törenleri "yangı kün" (yeni
gün) adı ile anılan günde başlar. Hunlarda ve Göktürklerde yaz aylarında gök ve su Tanrısına, yer Tanrısına, kurbanlar verilir. Atalar için yapılan töre,
atalar mağarasında yapılır. Gök ve göğün simgesi ejder (Kökluu) töreni ise
Temir ırmağı kıyılarında gerçekleşir. Doğu Hunlar, göller ve suların
bulunduğu volkanlı dağlarda göğe ve ejdere taparlar. Bu dağlara gök dağı
anlamında adlar verirler. Göktürkler yer Tanrısı törenini, Ötüken'in
batısındaki çıplak dağlarda kutlarlar.
Göktürklerde, düğünlerden önce de av şölenleri düzenlenir. Ok, kargı gibi
araçlarla dağ keçisi türünden hayvanlar ve yaban atları vurulur. Oğuz avları
ve av törenlerinde bu olay canlı tablolarla betimlenir. Avlanan hayvanın
"Sünük" (kemik) denen kimi kesimleri geleneğe göre Oğuz beylerine
dağıtılır. Av, belli kurala göre bölüşülür. Tören sırasında beylerin katmanları
dağıtılır, ant içilir.
Türkçede "tapıg" ya da "yagışlıg tapıg" adlı kurban törenlerinde koç, koyun,
at, geyik ve dağ keçisi sunulur. Çin ile birlikte eski göçebeler, İskit ve
Hunlarda insan kurbanı olduğunu bildirilir. Bu gelenek 6-7. yüzyılda Çin'de
de Göktürklerde de görülmez. Göktürklerde insan kurbanı üzerine tek
Bizans elçisinin, Valentin'in gözlemidir. Valentin, İstemi Han'ın ölüm
törenini (yog) anlatırken şöyle der:
"Yas günlerinden birinde, dört bağlı Hun getirdiler. (Kağanın) babasının
atları ile birlikte bunları ortaya koydular. (Öbür dünyaya) gelip, (Kağanın)
babasının çevresine girmelerini buyurdular, 13 "
İnsan kurbanı üzerine, bunun dışındaki kaynaklar ise daha da belirsizdir. O
kaynaklarda tören, ölüm ile sonuçlanmaz. Sözgelimi, bir Çinli kadının ölen
bir Uygur hanına, kendini kurban etmesi istenir. Çinli kadın bunu yerine
getirmez. Bir başka kaynakta ise ölen bir Çin hanına, bir Türk yiğidi kendini
kurban etmek ister. Ancak başkalarınca durdurulur.
Hayvan kurbanı geleneği ise Göktürklerde görkemlidir. Göğe, yıldızlara,
göksel atalara ak donlu kurbanlar sunulur. Bir dağ tepesinde, ok ve kargı ile
avlar vurulup yakılır. Sıgun (dağ keçisi) ile kiyik (geyik) türünden
hayvanların gök tanrısı ile ilgisi bulunduğuna inanılır. İnanca göre, bunlar
hakanın ormanında yaşar. Hakan soyu üzerine anlatılan söylencelerde de bu
hayvanlar yer alır. Bunları ancak hakan avlayabilir. Bu yüzden İlteriş Han ve
Göktürk soyundan gelen başkanlarına Kutlug adı verilir. Yine Göktürklerde
geyik kurbanı bulunduğu sanılır. Büyük olasılıkla, geyiklerin hakan
ormanında yaşadığı inancı Göktürklerde de sürer. Kurbanların öbür
dünyaya hizmet edeceğine inanılır. Toprağa ve toprak ruhlarına sunular kurbanların çiğ eti, kanı yere gömülür. Ak donlu at göğe kurban edilir.
Koyun, koç ise gömülür. Bu, belki de toprağa verilen bir kurbandır. Göktürk
atalar tapınağındaki kurban çukuru, at koyun ve kuş kemikleri ile doludur.
Belki de Göktürklerden de eski olan Sibirya'daki kurban taşları üzerinde at
ve geyik çizimleri ile kan akıtma olukları bulunur.
Oysa Ak Hunlarda durum değişiktir. Kuşaklı yiğitler arasında bir birlik
yasası vardır. Bu yasaya göre, yiğitlerden biri ölünce, öbürleri kendini
kurban ederler. Çinlilerde ve Türklerde bu gelenek erken unutulur.
Moğollarda insan geleneği 13. yüzyıla dek sürer.
Batılı kaynaklar Atila'nın ölümünde, birçok kimsenin öldürülüp birlikte
gömüldüğünü bildirirler
Tüm bu verilere karşın, Eberhard, Türkler de böyle bir geleneğin
bulunmadığını vurgular. Eberhard'a göre, insan kurbanı geleneği, bozkır
kültürünün ürünü değildir. Tarım kültüründe vardır. Türkler, insan
kurbanını yasaklamışlardır.14
Kaynak :TÜRKLERİN DİNİ Prof.Dr.Fuat Bozkurt
Kurt Ata – Türk, Moğol ve Altay mitolojisinde Kurt Tanrı. Kort Ata olarak da bilinir. Börü Ata ve Moğolca Çına Ecege sözcükleri de eş anlamlı olarak kullanılır
Kurt Ata – Türk, Moğol ve Altay mitolojisinde Kurt Tanrı. Kort Ata olarak da bilinir. Börü Ata ve Moğolca Çına Ecege sözcükleri de eş anlamlı olarak kullanılır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder