Bu Blogda Ara

17 Haziran 2019 Pazartesi

Hz. Süleyman İle Belkîs Arasında Geçenler


Biz, önce söze Bellds'm nesebi ve krallığı hakkında söylenenlerden başlıyoruz, sonra da ikisi
arasında geçen hadiselerden bahsedeceğiz. Alimler Belkîs'm atalarının isimleri konusunda farklı
görüşler ileri sürmüşlerdir. Bir görüşe göre, onun adı Beîkama, babasının adı ise Lîşarh (İlî-şarh)tır.
Nesep şeceresi ise : Lîşarh b. el-Hâris b. Kays b. Sayfî b. Se-be' b. Yeşcub b. Ya'rub b. Kahtân'dır.
Başka bir görüşe göre, onun adı Belkama, babasının adı Hâdid'dir. Babasının asıl adı Lîşarh olup
nesebi Yemen tübba'larına (Yemen hükümdarlarına "tübba' " adı verilir) dayanmaktadır. Nesep
şeceresi ise Lîşarh b. Abd (Zül'-Ez'âr) b. Ebrehe (Zü'l -Menâr) b. el-Hâris (er-Râyiş)'tir. Belkîs'in
nesebi konusunda daha başka rivayetler ve görüşler de vardır. Fakat onların burada zikredilmesine
ge​rek yoktur. Diğer taraftan âlimler, tübba'lar hakkında, onların öncelik ve sonra-lık konusunda, sayılarının azlığı ve çokluğu hususunda araştırıcılara fazla faydası olmayan bir takını farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Ayrıca âlimler Belkîs'm (anne tarafından) nesebi konusunda da bir çok görüşler ileri sürmüşlerdir. Bir çok râvî onun annesinin cinlerden Ravâha adında bir kadın olup babasının cinlerin kralı esSükker olduğunu söylemiştir. Bir rivayette ise Belkîs'm annesinin adı Belkama olup, babasının Amr b. Ümeyr el-Cinnî olduğu ve onun : «İnsanlar arasında benim dengini yoktur.» diyerek cinlerden bir kız istediği ve cinlerin kendilerinden bir kızla onu evlendirdikleri ileri sürülmektedir. İşte Belkîs'm annesi olan Belkama, Amr b. Umeyr'in cinlerden aldığı kadından dünyaya gelmiştir. Amr b. Umeyr'in cinlere hangi yolla ulaştığı ve onlardan evlenmek için kız istediği konusunda da âlimler ihtilaf etmişlerdir. Bir rivayete göre Amr b. Umeyr ava düşkündü. Hatta çoğu zaman ceylan suretindeki cinleri avlar, sonra da onların cin olduklarını anlayınca onları serbest bırakırdı. Bunun üzerine cinlerin kralı ona görünüp bundan dolayı teşekkür etmiş ve onunla dost olmuştu. Bu arada Amr b. Umeyr cinlerin kralından kızını İstemiş, o da Yebrîn ile Aden arasındaki sahil kısmı ken​disine vermesi şartıyla kızmı ona vermeyi kabul etmişti. Başka bir rivayete göre, bir gün Belkîs'm babası Amr b. Umeyr ava gitmişti. Biri siyah, diğeri beyaz kavga eden iki yılan gördü. Siyah yılan beyaz yılana üstün gelmişti. O da siyah yılanın öldürülmesini emretti; beyaz yılanı alıp üzerine su döktü, hemen sonra beyaz yılan ayıldı. Onu serbest bıraktıktan sonra evine döndü ve tek başına otururken yanıbaşında güzel bir genç hasıl oldu. Amr ondan çok korkmuştu. Bunun üzerine o Anır'a : «Sakın korkma, ben senin kurtarıp serbest bıraktığın yılanım. Öldürdüğün siyah yılan ise bizim uşağımızdı. Bize karşı koydu ve ailemden birkaç kişiyi de 
öldürdü.» dedi. Sonra Amr b. Umeyr'e mal vermek ve tıp ilmini öğretmek istedi. Fakat o : «Benim mala ve servete ihtiyacım yok, tıp ilmi ise krala yakışmaz. Eğer bir kızın varsa onu bana ver.» dedi. O da kızım, yaptıklarına karışmamak, karıştığı takdirde kendisinden ayrılmak şartıyla ona nikahladî. Amr b. Umeyr onun bu teklifini kabul etti. Nihayet kadın ondan hamile kaldı ve bir oğlan çocuğu doğurdu, sonra bu çocuğu ateşe attı. Amr b. Umeyr buna üzülmekle beraber, kabul ettiği şarttan dolayı sesini çıkarmadı.
Sonra kadın bir daha hamile kaîdı; bu sefer bir kız çocuğu doğurdu, onu da bir dişi köpeğin önüne attı. 
Köpek ise onu alıp gitti. Bu da onun çok ağırına gitti; fakat kabul ettiği şart dolayısıyla yine sesini çıkarmadı. Daha sonra Amr b. Umeyr'e karşı çıkarak adamlarından birisi baş kaldırmış, o da askerlerini toplayıp onunla savaşmak üzere yola çıkmıştı. Bu sırada hanımı da yanında bulunuyordu. Nihayet onlar bir ovaya gelip burasını ortaladıklarında Amr b. Umeyr yanlarında bulunan azıklarının tümünün toprağa karıştırdıldığmı ve suların da kırba ve kaplarından boşaltıldıklarını gördü. Artık onlar kesinlikle helak olacaklarım ve bunu kadının emriyle cinlerin yaptığını anladılar. Nihayet Amr b. Umeyr buna dayanamadı ve karısının yanma gelerek oturdu,sonra yere işaret edip : «Ey yer, oğlumu yaktın, sabrettim. Kızımı dişi bir köpeğe yedirdin, sabrettim.
Şimdi ise bizi, azığımızı ve suyumuzu yok etmek gibi bir facia ile karşı karşıya bırakıyorsun.
Nerdeyse mahvolacağız.» dedi. Bunun üzerine kadın : «Eğer sabretmiş olsaydın senin için daha iyi
olurdu. Şimdi sana işin içyüzünü anlatayım : Senin düşmanın vezirini al​datıp onun vasıtasıyla, seni ve askerlerini öldürmek için azığınıza ve su-yunuza zehir kattırdı. Vezirine emret de geriye kalan azıktan yesin ve sudan içsin.» dedi. Amr b. Umeyr, vezirine yiyip içmesini emretti; fakat o buna yaklaşmadı. Bunun üzerine vezirini öldürdü. Sonra kadın onlara yakında bulunan suyu ve saklanmış erzakı gösterdi ve ona : «Oğluna gelinçe : Ben onu büyütüp terbiye etmesi için bir dadıya verdim, fakat o öldü. Kızın ise hayattadır.» dedi. İşte hemen o anda bir kızcağız yerden çıkıverdi. Bu kızcağız ise Belkîs idi. 

Bundan sonra Amr b. Umeyr'den kadın ayrıldı, kendisi ise düşmanının üzerine yürüyüp onlara karşı zafer kazandı.
  Kaynak :Ibnu'l Esir - El Kamil Fit Tarih-1.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bozkurt

  Sivas Cer Atelyesi’nde 1939 - 1953 yılları arasında demiryolu araçlarının sadece bakım ve onarımları yapılır. Kuruluşundan tam 14 yıl sonr...