Bu Blogda Ara

18 Haziran 2019 Salı




Neolitik Çağ nedir? Neolitik Çağ ne zaman yaşanadı? Neolitik çağ hangi yıllara denk gelir?


Neolitik Çağ
Neolitik çağ - Yeni Taş Çağı yaklaşık olarak İ.Ö. 9000-5500'lere tarihlenir. Cilalı Taş Çağı olarak da bilinir.
Genellikle insanoğlunun avcılık ve toplayıcılığa dayalı gezginci yaşam tarzından, yerleşik yaşama geçtiği kabul edilen kültür tarihinin en önemli aşamalarındandır.
Perdahlanmış ve cilalanmış etkisini uyandıran, taş aletlerin yoğun bir şekilde kullanıldığı yeni taş anlamına gelen prehistorik dönem. 
Tarih öncesi uygarlığın gelişme sürecind, Mezolitik ve Kalkolitik Çağ'lar arasındaki bu çağ, Anadolu'da  ve Ön Asya'da yaklaşık İ.Ö. 9000 yılından 5500 yılına kadar sürmüştür. 
Bugünkü iklim koşullarına geçin Neolitik Çağ'ın başlarında oluşmuştur ve dolayısıyla insanlar, daha önce soğuk iklim koşulları nedeniyle yaşadıkları mağaralardan çıkarak evler yapmaya, yerleşim yerleri kurmaya başlamışlardır. 
Bu çağda tarım ve hayvancılık hızla yayılmış, insanlar yiyeceklerini kendi üretmey, çakmaktaşı ve obsidyenden-obsidien alet ve silahlar yapmaya başlamışlardır. 
Neolitik dönemin diğer bir önemli özelliği de, çanak - çömlek yapımının başlamasıdır. 
Günlük kullanımlar için önceleri taşı oyarak yaptıkları kapların yerini toprak kaplar almaya başladı. 
Kilden yaptıkları kapları önceleri güneşte kuruturlarken, dayanıklılğı arttırmak için pişirmeye başladılar. 
Dinsel inançlara da bu çağda yönelmeye başladılar. 
Kadının doğurganlığının, doğumun bereket olduğuna inanarak üremeyle ilgili organların abartlılarak işlediği heykelcikler yapmaya başladılar.  Boğayı da üremeye katkı sağladğı inancı ile erkekliğin sembolü olarak kabul ettiler.
Ölüler gömme  geleneği de yine çağda görülmeye başlar. Ölüler intremural gömme olarak evlerin içine, taban döşemelerin altına gömmeye başlandı. 
Öbür dünyanın varlığına inanarak, ölüleri kullandıkları kap-kacak ve süs eşyası ile birlikte gömdüler. 
Anadolu'daki en önemli Neolitik merkezler; Konya'nın Çumra ilçesinde bulunan Çatalhöyük, Göller bölgesinde Hacılar ve Kuruçay Höyük ve Aksaray yakınlarındaki Aşıklıhöyük'tür. 
Çatalhöyük evlerindeki duvar resimleri ile ana tanrıça heykelcikleri bu çağın özgün örnekleridir.

Neolitik çağın evreleri


Cilalı Taş Devri, Yeni Taş Çağı olarak da adlandırılan devir arkeoloji literatüründe ise Neolitik olarak tanımlanır ve İ.Ö. 10.000 ile İ.Ö. 5.500 yılları arasına tarihlendirilir..
Bu çağ, besinlerin depolandığı, sunulduğu pişmiş topraktan kap kacağın yapımı ve kullanımı baz alınarak, iki ana dönemde değerlendirilmektedir:
Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ (M.Ö 10.000 - 7.000) Çanak Çömlekli Neolitik Çağ  (M.Ö 7.000-5.500)
Kabaca Neolitik Çağ’ın Evreleri:
Çanak Çömlek Öncesi Neolitik A (PPNA) yaklaşık M.Ö 10.000-8.000
Çanak Çömlek Öncesi Neolitik B (PPNB) yaklaşık M.Ö 8.000-7.000
Çanak Çömlekli Neolitik yaklaşık M.Ö 7.000-5.500
ÇATALHÖYÜK'ÜN KEŞFİ

       Höyük 1958 de James Mellaart David French ve arkadaşları tarafından bulundu. İlk kazı 1961–1965 yılları arasında Anakaradaki İngiliz arkeoloji enstitüsü nün katkılarıyla James Mellaart tarafından gerekleştirildi. Mellaart çalışmalarını neolitik çağa ait olan doğu höyüğünde yoğunlaştırmıştı. Bu höyüğün yalnızca %4 ünün kazılması bile alanın büyük öneminin anlaşılmasını yetmişti. Mellaart ın kazıları boyunca doğu höyüğünün güney batısında on altı katmanda yüzlerce bina incelediği araştırmaların yayınlanması ile höyüğün uluslar arası önemi de gözler önüne serilmiş oldu.
        1993 de Lan Hodder’ın önderliğinde Cambridge ve Stanford üniversiteleri tarafından Höyükteki çalışmalarda yeni bir dönem başlatıldı. Yaklaşık 25 yıl sürmesi planlanan yeni proje modern bilimsel teknikleri kullanarak neolitik çağda sanatın rolü, Çatalhöyük insanının yeme alışkanlıkları, sağlık koşulları ne şekilde yaşadığı gibi soruları yanıtlamayı amaçlamaktadır. Diğer kazılardan farklı olarak bu kazının çok gelişmiş bilimsel tanımlama ve koruma yolları kullanılarak bir örnek oluşturması düşünülmektedir.
Proje; İngiltere, Amerika, Yugoslavya, Polonya, İsrail, Yunanistan, Almanya, Danimarka, İsveç, Kanada’dan ve Türkiye’den ODTÜ, İstanbul Ankara Ege Anadolu Çukurova ve Selçuk Üniversitelerinden çok sayıda araştırmacı ve öğrencinin katılımıyla oluşan uluslar arası bir niteliğe sahiptir.
         Çatalhöyük neolitik çağ boyunca yerleşmek için en uygun yerlerden biri idi.Zengin bataklıkların kıyılarına kadar uzanan dağ ormanlarını çevrelediği Çatalhöyük sanki tarım ve havyarcılık yapmak için yaratılmıştı.Buluntular bu bölgenin 9000 yıl önce bereketli bir bitki ve hayvan kaynağı olduğunu göstermektedir.Çatalhöyük evcil hayvan ve bitkilerin yerleştirildiği ilk yer olmasa da sığır ın ilk olarak burada evcilleştirildiği bilinmektedir.Çatalhöyük insanların avcı toplayıcı bir toplumdan tarım toplumuna geçtikleri o kökten dönüşümden sonra kurulmuş en ileri yerleşimlerinden biridir.
          Tarihin en eski şehirlerinden biri olan Çatalhöyükte 3000 ila 8000 arası insan yaşıyordu. Şehrin fazlası ile düzenli bir yapısı olmasına rağmen bu kadar çok insanın bir arada tutan merkezi bir sistemin ya da yönetimin varlığı bilinmemektedir. Aileler yoğun bir şehir dokusu içinde konumlanmış küçük kerpiç evelerde yaşıyorlardı. Bir evdeki yaşam süresi bittikten sonra(evin yapılışından yaklaşık 80yıl sonra)özenle bu evi toprakla doldurup tam üzerine bir yenisini yapıyorlardı. Yeni evler eskilerin üzerine yapıla yapıla bugünkü on altı bina katmanını içeren 21 metre yüksekliğindeki höyük oluştu.


Çatalhöyük Neolitik Kenti

















Neolitik Dönem’e ait en eski yerleşimlerden bir tanesi olarak tanımlanan Çatalhöyük,  ilk ev mimarisi, ilk manzara resmi, ana tanrıça kültü gibi özgün buluntuları ve inanç eserleri ile insanlık tarihine ışık tutmaktadır.
Konya ilinin Çumra ilçesinde yer alan Çatalhöyük, 1958 tarihinde keşfedilmiştir. Çeşitli aralıklarla yapılan bilimsel kazılar günümüzde de kapsamlı olarak devam etmektedir. Olağan dışı sanatıyla hayranlık uyandıran Neolitik Kent Çatalhöyük’te ilk buluntular MÖ 7400 yıllarına tarihlenmektedir. Kent, medeniyetin ve ziraatin temellerini anlamamızda uluslararası anahtar olarak tanımlanmaktadır. Çatalhöyük’ün Neolitik yerleşim tarzı ve kent planının eşitlik ideallerini yansıttığına inanılmaktadır.

Çatalhöyük 2012 yılı itibarı ile UNESCO Dünya Miras Listesi’ne dahil edilmiştir.
Yaklaşık 9400 yıllık geçmişi olan höyüğün mimarisi ilgi çekicidir. Bir ailenin evdeki yaşam süresi bittiğinde ev toprakla doldurulmuş, üzerine yenisi yapılmıştır. Yeni evlerin sürekli yapılması ile günümüzde 21 metre yüksekliğe sahip höyük oluşmuştur. Höyük’te 18 yapı katı açığa çıkarılmıştır. Bina yapımında kullanılan malzeme kerpiç, ağaç ve kamıştır. Tavan üst örtüsü kamış üzerine sıkıştırılmış kil topraktır. Evler tek katlı olup, eve giriş damda açılan bir delikten, merdivenle olmaktadır. Her ev bir oda ve bir depodan oluşur. Odaların içinde dörtgen ocaklar bulunmaktadır. Duvarlar sıvalıdır, sıva üzeri beyaza boyandıktan sonra sarı, kırmızı ve siyah tonlarda resimler yapılmıştır. Orijinal boğa, koç ve geyik başlarının sıkıştırılmış kil ile konserve edilerek duvarlara aplike edildiği anlaşılmaktadır. Bu temaların yanında rölyef halinde insan figürleri ile hayvan figürleri de görülmektedir. Çatalhöyük, madenciliğin Anadolu’daki başlangıç tarihini Neolitik Dönem’e kadar indirmekte; o dönem insanının toplayıcılık ve avcılığın yanı sıra çiftçilikle de uğraştığını gösteren zengin buluntularıyla dikkat çekmektedir. Çatalhöyük, duvar resimlerinde kent planına yer veren ilk yerleşim merkezidir. Günümüzdeki mülkiyet kavramının o devirde başladığı, pişmiş topraktan yapılmış damga mühürlerle belgelenmiştir.
Çatalhöyük’te bulunan en önemli objelerden bir tanesi de yüksek kabartma ana tanrıça motifleridir. Bunlar, o dönemde dini inançların güçlü bir tanrıça etrafında şekillendirildiğini, eserlerin de tanrısal dişiliğe duyulan saygının izleri olduğunu göstermektedir.
UNESCO Dünya Miras Listesi’ne Alınma Tarihi: 2012
Liste Sıra No: 1405
Listeye Alınma Kriterleri: (II), (IV) 
Kategori: Kültürel 
Yeri: İç Anadolu Bölgesi, Konya İli, Çumra İlçesi

ÇATALHÖYÜK ANA TANRIÇA KÜLTÜ

 Çatalhöyük’te merkezi yönetimin, servet birikiminin çatışma ve savaşların olduğunu gösteren buluntular yoktur. Bu bulgularla Çatalhöyük’ün anaerkil, eşitlikçi ve barışçı bir toplum olduğu görüşü ortaya atılmış ve buradan hareketle, anaerkil topluluklarda, ataerkil toplumlarda var olan erk hegemonyası olmadığı, kadın ve erkeklerin uyum içinde yaşadıkları ileri sürülmüştür. Çatalhöyük ayrıca, kadının ve erkeğin eşit bir konuma sahip oldukları ve belki de farklı ama birbirini tamamlayan roller üstlendikleri, geçmişte var olan sosyal cinsiyet ilişkileri hakkında da ipuçları sunmaktadır. Son araştırmalar, erkek ve kadınların benzer bir diyet ile yaşam tarzına 
Çatalhöyük Ana Tanrıça Kültü

Çatalhöyük ana tanrıça kültü ile ilgili görsel sonucu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bozkurt

  Sivas Cer Atelyesi’nde 1939 - 1953 yılları arasında demiryolu araçlarının sadece bakım ve onarımları yapılır. Kuruluşundan tam 14 yıl sonr...