Bu Blogda Ara

7 Eylül 2019 Cumartesi

P'an-hou, köpek ata







Çin'in güneyinde yaşayan birçok yerli halkın, bir köpek olup
da P'an-hou adını taşıyan bir ataya ilişkin bir miti vardır. Bu
efsanenin birçok değişkesi vardır ama en tanınınışı Heou Han
chou'nun (Sonraki Hanların Tarihi) Güney Barbarları, Manlara
ilişkin bölümün başında yeralanıdır. Mitik hükümdar Kao-sin'in
(yani Ti K'ou) zamanında, Jong-Köpek Barbarlan karışıklık yaratmaktadır ve bu denetim altına alınamamaktadır. Hükümdar bir
haber salar: Düşman komutanının başına getirecek olana bol
bol altın, bin ocaklık bir tirnar ve gelin olarak da küçük kızını
verecektir. İmparatorun tüyleri beş farklı renkte olan bir köpeği
vardır; düşmanın başını getiren de P'an-hou adlı bu köpek olur.
Hükümdar sıkıntılıdır, ama genç prenses babasına sözünü tutmazlık edemeyeceğini hatırlatır. Kızını verir, bunun üzerine P'anhou kızı sırtlar, Güney Dağı'na gider, girmesi çok zor bir "taş
odaya" çekilir. İmparatorkızını bulsunlar diye elçiler, muhafızlar
çıkartır, hepsi de ilerlemelerine engel olan fırtınalarla karşılaşırlar.
Nihayet çiftin altı kız, altı oğlan çocuğu olur ve bunlar, P'anhou'nun ölümünden sonra kend.i aralarında evlenirler ve Man
kabilesi buradan doğar. İmparator onlara, P'an-hou'nun başarı­
ları ve bir Çinli prensesten geliyor olmaları nedeniyle vergi ve iş
muhafiyetibağışlar. Bu efsane, Çin'in güney kesimlerinde, Tcheukiang, Kouang-si, Kouei-tcheou, Yun-nan ve Tonkin dağlarında
yaşayan Hia-minlerde, Miaolarda ve Yaolarda canlı kalmıştır.
Köpek-atanın sunağı evlerde bulunmakla kalmaz, hatırası giyimkuşam ayrıntılarıyla da yadedilir, özellikle de kadınların saç biçimleriyle. Hia-min değişkesine göre P'an-hou, İmparator'un kızını
ona vermeye çekindiğini görünce, kendisini altın bir çan altına
koymalarını ve yedi gün yedi gece beklemelerini söyler, böylece
insana dönüşecektir. Ama altıncı gün, prenses dayanamaz çanı
kaldırır: P'an-hou'nun gövdesin insan gövdesine dönüşmüş
ancak başı köpek başı olarak kalmıştır. O zamanP'an-hou kıyafetlerini kuşanır, prenses de saçlarını köpek başı biçiminde yapar.
Evlenirler, dağa giderler, bir kız ve üç oğlan çocukları olur.
Heou Han chou'nun şerhinde zikredilen ve köpek-atanın
adını açıklamak isteyen oldukça yaygınbir değişkeye göre, Kao
sin sarayında kullaklarından rahatsız olan yaşlı birkadın vardır:
Kadının ağrıyan kulağından bir çeşit koza çıkarılmış ve bir su
kabağı
(hou) içine konmuş, kabağın üstü bir tepsi (p' an) ile
örtülmüştür; bu koza P'an-hou adı verilen
5 renkli bir köpeğe
dönüşmüştür.
Güneydeki yerli halkları arasında yaygın olan bu efsane,
bazı çözümlenınemiş soruları beraberinde getirmiştir:
a) P'an-hou ile P'an-kou arasında ne tür bir ilişki vardır?
P'an-ko u kozmik bir kişidir, ezeli Kaos'tan doğmuştur ve yer ile
gök birbirinden uzaklaştıkça, o giderek büyür. Son olarak vücudunun değişik parçalarından yıldızlar, dağ, nehir ve evreni oluş­
turan diğer unsurlar türer. Bu mit, P'an-hou mitinden oldukça
farklıdır; bununla birlikte P'an-hou ile P'an-kou adları arasında
belli bir benzerlik söz konusudur. Öte yandan sözünü ettiğimiz
bu iki mit, aynı bölge insanına aittir. Etnolojik araştırmaların
sonucuna bakılırsa P'an-kou'ya göre P ' an-hou'ya tapanların
sayısı daha fazladır; ancakbazen bu iki adın birbiriyle karıştınldı­
ğı görülmektedir. Birçok kabile P'an-hou efsanesinin aniatısını
resimler!e yaşatır. Bu kabile insanları için Çinli hükümdann, atalarını vergiden muaf tutması konusu oldukça önemlidir.
b) Heou Han chou anlatısında P'an-hou'nun karşısına çı­
kacak düşmanı, Jang-Köpekler'in komutanıdır. Bu topluluklar,
Chen-si ve Chan-si'de yaşarlarmış. Adından da belli olacağı
gibi Köpek'e karşı özel bir ilgileri vardır.
Chan hai king, JangKöpekler'in ülkesinden sözederken K'iuang-jong adında, insan
yüzlü ve hayvan vücutlu bir ruhun varolduğunu söyler. Yapıtın
başka bir yerinde (12. bölüm) bu ülkeden K'iuan-fong kouo
yani timarlı köpek ülkesi olarak sözedilir. Bu metne eşlik eden
resimde yeralan bölge sakini, köpeğe benzermiş; bu adamın
önünde diz çökmüş, yiyecek ve içecek ikram eden bir kadın
varmış. Buhikayenin P' an-hou 'ya gönderme yapıp yapmadığını
söylemek olanaksızdır. Kouo P'ou, yaptığı yorumda her iki efsaneyi, yani,
Heou Han chou ve diğer efsaneyi özetleyerek anlatır.
Bu ikinci efsaneye göre K'iuan-fong kouo, insanların beyaz bir
köpek çiftinden türediği Köpekler Ülkesi'dir. "Köpekler Ülkesi",
kuzeyde ve güneyde olduğu gibi batıda da vardır; bu ülkelerde
erkekler, birer köpektir; kadınlar ise Çinli kadınlar gibi beslenen
ve giyinen kadındırlar. Oysa köpekler (daha çok insan vücutlu
ve köpek kafalı yaratıklardır bunlar), elbise kullamazlar ve çiğ
etle beslenir!er. Her yerde gelenekler, köpeği, vahşiliğin, doğanın, kadının ve kültürün simgesi olarak göstermiştir. Bununla
birlikte P'an-hou'nun tamamen insana dönüşmesini engelleyen
bir kadındır. Bu bizi P 'an-hou ile P'an-kou mitlerinin arasında
bazı ortak noktaların olduğunu düşünmeye götürür (bkz. Eberhard,
Lokalkulturen II, s. 80). P'an-kou, Houen-touen'den yani
Kaos'tan varolur. Houen-touen ise kozmik yumurta ya da çanta
biçimindeki evrendir. Houen-touen'i tasvir eden ve benzetme
yoluyla anlatan eski yazılarda belirtildiği kadarıyla bu yaratık,
gözleri kör ve kulakları sağır bir köpeğe benzer. Ancak Man
kabilesinin insanları, P'an-hou öldüğü zaman, onun bir ağacın
içine iğnelerle tutturularak yerleştirildiğini anlatmışlardır. İlk bakıştabu eylemin anlamı pek açık değildir. Ayrıca, biranlıköfkeyle,
gökyüzünü simgeleyen içi kan dolu bir tulum astırarak oklarını
fırlatan Yin sülalesinin bir kralının eski efsanesini çağrıştırır.
Bununla beraber P 'an-kou'nun gökyüzü olduğuna İnanmak,
biraz zordur. Buna karşın, Kaos ile Houen-touen aynı şeyler ise,
okla delme eylemi ile Tchouangtseu'nun Houen-touen'i arasında
benzerlik kurmak gerekir. İki tanrı, Tchouang tseu'nun Houentouen'ine delikler(duyu organlarını simgeler) açmak istemişlerdir

Dolayısıyla ilk bakışta hiçbir ortak noktası bulunmayan P'ankou ile P'an-hou mitleri arasında bazı benzer yönler bulmak olanaksız değildir. Bununyanısıra köpeklerle ilgili mit ve efsanelerin
çok sayıda ve karmaşık olduğunu, ama bütün Uzakdoğu'da h§.l§.
korunduğunu, ayrıca da birbirinden uzak yaşayan topluluklarda
bu efsane ve mitlere rastlandığını eklemek gerek. Çin yazısı, bu
mit!erin yayılarak çoğalmasında önemli bir rol oynamış olsa gerek


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bozkurt

  Sivas Cer Atelyesi’nde 1939 - 1953 yılları arasında demiryolu araçlarının sadece bakım ve onarımları yapılır. Kuruluşundan tam 14 yıl sonr...