Bu Blogda Ara

13 Ekim 2019 Pazar

DEBBAĞLAR KÖPRÜSÜ Türkiye AKSARAY 12. Yüzyıl

DEBBAĞLAR KÖPRÜSÜ Türkiye AKSARAY 12. Yüzyıl ile ilgili görsel sonucu


DEBBAĞLAR KÖPRÜSÜ Türkiye AKSARAY 12. Yüzyıl


Ulu Irmak üzerinde yer alan üç gözlü kârgîr bir su yapısıdır; doğu-batı yönünde uzanan köprü, hâlihazırda Dere ve Küçük Bölcek mahallelerini birbirine bağlamaktadır.
Köprünün doğu yönündeki ilk iki gözü yuvarlak kemerli olup, batı ucundaki son gözü sivri kemerlidir; diğer iki göze göre daha yüksek ve kemer açıklığı da daha geniştir. Menba cephesinde ve su yatağı içinde kalan iki kemer ayağında üçgen prizmal gövdeli ve üçgen piramidal külâhlı birer selyaran bulunur. Kemer ayaklarının mansap cephesinde yer alan iki selyaran topuğu ise, yarım silindir gövdelidir; gövde üzerinde dört sıra halinde kademeli olarak daralan yarı silindirik taş kütlelerinin oluşturduğu basamaklı birer külâha sahi
Köprüde düzgün kesme taşlar kullanılmıştır.
Mansap cephesinin batı kanadındaki kemer ayağının üzerinde ve tempan duvarında yer alan beş satırlık mermer kitâbede, eski köprünün (cisr-i kadîm), Osmanlı Sultanı II.Abdülhâmid’in baş mabeyncisi (Ser-kârin-i Padişâhî) Ortaköy’lü Hacı Ali Paşa tarafından H.1311 (M.1893/94) yılında tâmir ettirildiği yazılıdır. Sözkonusu tâmiratta kullanılan taşların, anıtsal bir Selçuklu eseri olan Ağzıkara Han’ın üst bölümlerinden söktürülerek getirildiğine ilişkin iddiayı doğrulama imkânı yoktur.
Köprü, 2012 yılında yeniden tâmir edilmiştir.
İnşa kitâbesi bulunmayan bugünkü yapının sivri ve yuvarlak kemerlerinin profilleri ve tempan duvarlarındaki taş örgülerin durumu, kuşkusuz, 19. yüzyılın sonlarına doğru yapılan fizikî müdahalenin boyutlarını açıklamaktadır; buna karşılık, tâmir kitâbesinde geçen “eski köprü” ibaresiyle, inşa tarihi çok daha geriye giden bir yapıya atıfta bulunulduğuna şüphe duyulamaz.  Bu bağlamda, bugünkü yapının, mahallinde hâlâ “Debbağlar Köprüsü” olarak biliniyor olması, hafızalarda yaşatılagelmiş bu adın, vaktiyle köprü vasıtasıyla irtibat sağlanan şehrin kuzey-batı kesimindeki yerleşim alanında ve şimdiki Küçük Bölcek mahallesinde olduğu bilinen ve fakat yıkılarak zamanla ortadan kalkmış Debbağlar Mescidi ile ilişkili olduğunu düşündürür. Eğer bu doğrulanabilirse, köprünün, geçmişte, şehir merkezini, Ulu Irmak’ın doğal bir sınır oluşturduğu ve belli ki dericilikle uğraşan esnafın bulunduğu şehrin dış mahallesi konumundaki Debbağhâne (Tabakhâne) bölümüyle irtibatlandırdığı iddia edilebilir. Mescidin, Osmanlı çağında  ve 1476/77 tarihinde tanzim olunmuş Karaman Eyâleti Vakıfları arasında adı geçmekle birlikte, bu husus, sözkonusu yapının 15. yüzyılda inşa edilmiş olduğunu yine de açıklayamaz. Bu durumda, vaktiyle, şehrin kuzey-batı kesiminde yer aldığı bilinen ve Selçuklu Sultanı II.Kılıç Arslan’ın inşa ettirdiği bir şehir-içi hanının varlığı dikkate alınarak, köprünün, geçmişte şehrin bu kesimindeki ticaret merkezini, muhtemelen aynı tarih kesitinde sur dışında teşekkül etmiş dış mahallesi konumundaki Debbağhâne ile irtibatlandırmak üzere, 12. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilmiş olduğunu kabul etmemek için hiçbir sebep yoktur. Bugün takriben 30 metre uzunluğunda ve üç kemer gözünden ibaret köprünün, Selçuklu çağında, Ankara ve Kırşehir istikâmetinden gelen ana yol güzergâhının şehre ulaştığı son nokta üzerinde bulunmasına bakılarak, geçmişte, çok daha anıtsal bir su yapısı olarak inşa edilmiş olması beklenirdi. Bu bağlamda, köprünün her iki kanadındaki kemer gözlerinin, bu kesimdeki taşıt yolunun istinat duvarları tarafından kesilme biçimindeki anomali, Debbağhâne Köprüsü diye bilinen köprünün, geçmişte, çok daha fazla sayıda kemer gözüne sahip olduğunu düşündürmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bozkurt

  Sivas Cer Atelyesi’nde 1939 - 1953 yılları arasında demiryolu araçlarının sadece bakım ve onarımları yapılır. Kuruluşundan tam 14 yıl sonr...