Bu Blogda Ara

2 Şubat 2020 Pazar

BARAK ADI ve BARAKLARIN KÖKENİ








BARAK ADI ve BARAKLARIN KÖKENİ (araştırma)

           
BARAK ADI ve BARAKLARIN KÖKENİ
1.1.Barak Sözcüğünün Tanımı:
Ebulgazi Bahadır Han’a göre Yasef’in oğlu Türk’ün Tutuk, Çiğil, Barshan (Barsacar) ve Amlak isminde dört oğlu vardı. Çiğil, Keçi-koyun demek olup, Hunların atalarıdır. Amlak ise Kuşanların (Oğuzların) atalarıdır. Barsacar’a gelince Bars, pars (kaplan) car ise ağır gövdeli demektir. Aynı zamanda Bars; eski Türkler tarafından “kurt, aslan, kaplan, at ve it” gibi hayvanların genel adı olarak kullanılmıştır. Türk ili yukarıda belirtildiği gibi dört boydan oluşmuştur; kuzeyde Tunguzlar; totemleri domuzdur. Doğuda Çiğiller; totemleri koyundur. Güneyde Amlak; totemleri horoz-öküzdür. Batıda ise Baraklar, totemleri Bars’dır1.
1 Ziya Gökalp, Makaleler III, Ankara, 1977, s.41.
Barsın çevikliği, hızlı oluşu, yırtıcılığı, tüylerinin sıkı oluşu gibi özellikleri, zamanla bu kavramın; “kurt, at, it” gibi hayvanları da kapsar hale gelmesini sağlamıştır. Bar kökünden gelen eski şiveleşmenin izlerini taşıyan Barak, Barsak (Varsak) ve Subar (Suvar) gibi aynı aileden gelen kelimeler, Bar kökünden türeyen “çabukluk, hızlılık, sertlik, tüylü, kıllı” gibi kavramlarda bütünleşmiş ve yaygınlık kazanmıştır. Nitekim ilk insanların manevi dünyasında önemli role sahip olan totemler, korku ve hayranlık uyandırmış, totemle özdeşleşme çabaları yaşamlarını yönlendirmiştir. Bu bağlamda Bar kökü ve Barak özelinde yayılan kelimeleri şöyle örneklendirmek yerinde olacaktır:
Baru-Börü;Tursakalar’da savaş sembolü olan kurdun adı, Baru’dur. Hunlar’da ve Göktürkler’de de savaş sembolü olarak kurt başlı bayraklar ve tuğlar kullanılmıştır. Bilindiği gibi
Türkçedekurdun adı Börü, bozkurdun ise Gökbörü’dür2. Barakların mensup oldukları Karluklar; Sakalar ve Göktürklerin bir parçasıdır. Açina soyuna dayandığı bilinen bu milletler sembol olarak kurdu kullanmışlardır. Dolayısıyla “Baru, Börü, Gökbörü” gibi kelimeler, aynı ailenin; yani kurdun farklı ifade ediliş biçimleridir3.
2 Adile Ayda, Etrüskler (Tursakalar), Türk İdiler: İlmi Deliller, Ankara, 1992, s.101.
3 Varsak boyuna ait cemaatlerden birinin adı da Barı’dır. Yusuf Halaçoğlu, Anadolu’da Aşiretler, Cemaatler, Oymaklar (1453-1650), C.I, Ankara, 2009, s.246.
4İbn Batuta Seyahatnamesi’nden Seçmeler, Haz. İsmet Parmaksızoğlu, İstanbul, 1971, s.97.
5 Bu arada Kam+çı sözcüğünün kamla ilişkili olduğunu söyleyebiliriz.
6 Fuzuli Bayat, Ana Hatlarıyla Türk Şamanlığı, İstanbul, 2006, s.213.
Diğer yandan Rusya’da, Kafkaslarda, Balkanlarda ve Avrupa’da kullanılan; Baris,Baroş, Borz, Bors, Baron gibi isimler de barsla ilişkili isimlerdir.
Yine Türklerde, Han sofrasında eti parçalayarak dağıtan kişiyeBarucu denir4 ki, bu kelime barsın yırtıcı-parçalayıcı yönünü yansıtır. Bu özellik Türk illerinde kurda atfedilmiştir. Bunun yanı sıra çeviklik, vuruculuk, kurnazlık, atiklik gibi hasletler Türklerin yapmış olduğu savaşlarda “Turan taktiği-kurt kapanı”olarak ifadesini bulmuştur. Dolayısıyla Barak kelimesinin kökeni bu örneklerde kurtla örtüşmektedir ki, Barağın kurtla ilişkilendirilmesini de bu şekilde yapmak mümkündür.
Türklerdeki şamanik ayinlerin vazgeçilmez öğeleri, davul ve kamçıdır5. Kamlar, davullara çeşitli hayvan motifleri (at, ayı, geyik, kurt) çizer tören esnasında bu motiflerle adeta bütünleşir. Bazen ayı, bazen kurt ve bazen de at olur. Yerin altına iner ve gökyüzüne çıkar. Altay Türklerinde (Tülüetlerde) kamı, trans halindeyken göğe çıkartan atın adı; Barak’dır6. Bu at, çok hızlı ve uzun kıllıdır.
Aynı zamanda kutsal sayılır. Keza Yakutlar’da hızlı yürüyen mitolojik kişinin adı Barakçı’dır.
Atın bir adı da Güneydoğuanadolu’da günümüzde de kullanılan bargir (beygir)’dir7. Kır anlamına gelen gir kelimesi bar ile bütünleşerek bargire; “Kır at” anlamı yüklemiştir. Türk boy sisteminde Bargir Cemaati adıyla Yazır Boyu’na mensup bir oymak bulunmaktadır. Ayrıca Baran, kazaklarda bir at rengi ve cinsi olarak karşımıza çıkmaktadır8. Yine İran’da Barat adındaki oymak, hızlı at biçiminde anlamlandırılmış, Barak ile eşdeş bir kelimedir9. Barak sözcüğü hız ve kıllı anlamında kullanıldığından “midilli atına” da Barak denmiştir.
7 Bargir, önceleri koşu hayvanı anlamında günümüzde ise yük hayvanı olarak kullanılmaktadır.
8A. Zeki Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, İstanbul,1981, s.459.
9 İbrahim Ethem Endez, “Barak Türkmenleri”, Alleben, S.17, Gaziantep, Mayıs-Haziran-Temmuz 2001, s.14. (s.14-20).
10 Yusuf Ziya Yörükân, Anadolu’da Aleviler ve Tahtacılar, Ankara, 2002, s.476.
Subar; At süren, at binicisi demek olup, atla ilişkilidir10. Bunun yanı sıra Barak Baba’nın diğer adı da Barak Suvar’dır.
Bar oyunu;barsın hız özelliği ile ifadesini bulmuş olup, “sert, hızlı ve vahşi hareketi, ulaşmayı, varmayı” belirten bir anlam kazanmıştır.
Bar “sert adım, vakurlu yürüyüş” demektir. “Bar” sözcüğünün bir anlamı da kökeni kamın davuluna kadar inen, düğündür. “Bar bağlamak” düğün anlamında kullanılır. Örneğin bazı yörelerde halen (Güneydoğu-Doğu Anadolu) gençlere “hayr-bar” (düğün yüzü) görmeyesin diye beddua edilir.
Yine Bar sözcüğünün iki kez tekrar edilmesiyle oluşan Barbar,kelimesi sert, vahşi”ithamlarını ifadede kullanılmıştır.
 Öte yandan vahşi hayvanların sığındıkları yerler barınmaktan11 bark olarak adlandırılmış, aynı sözcük insanların oturdukları küçük yerlere de verilmiştir; bark ve baraka gibi. Keza, uçurum kenarlarına yapılan korunağa bariyer denir ki, bu sözcüğün esin kaynağı da vahşi yaşamdır.
11 Barınmak Başkurtça kaplanu, Tatar Türkçesinde yabınu kelimeleriyle ifade edilmektedir. Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü I, Ankara, 1991, s.50-51.
12 Sadece Memlûklerde Baybars adını taşıyan 25 hükümdar bulunmaktadır.
Arıların peteklerine sık yapısından dolayı bars denmesi yine örümcek ağlarının sık yapılı oluşu dolayısıyla bar kelimesiyle anılması barın sık ve tüylü anlamını yansıtması bakımından önemli örneklerdir. Bunun yanı sıra Fransızlar da kılı, Barbe (sakal) sözcüğü ile ifade etmektedirler.
Bar ve Barsdan türeyen bütün bu anlamlar doğrultusunda olacak ki, özellikle Baybars ve Aybars adları Türk illerinde sıklıkla kullanılmıştır12.
Mabudlar devrinde Barakların totemleri olan Barsın, özellikle kurt-at bağlamında açıklamaya çalıştığımız bütün bu özellikleri (hız ve çeviklik gibi) destanlarda, savaşlarda velhasıl bütün yaşamlarında itici güç olmuştur. Oğuz Destanı, Manas Destanı (Akboz), Yaratılış ve Türeyiş destanlarında yer alan temalar bu kavramlar üzerine oturtulmuştur.
Tüm bu açıklamaların ışığında ve doğrultusunda; Barak’a “Hızlı At, Soylu Kurt” demek yerinde olacaktır. Bu tanım çerçevesinde Barak kavramını oluşturan iki ana kavram at ve kurttur. Atın Türk illerinde önemli bir yer tuttuğu bilinmektedir. Türklerle özdeşleşen at, Barak özelinde şamanik törenlerde, kamı Ülgen’e ulaştıran kutsal varlık olarak algılanmıştır. İslam’dan önceki inanç sisteminde böylece yerini almıştır.
Kurt veya bozkurt ise Türk Sakalarda Hunlarda, Göktürklerde savaş sembolü olarak kullanılmış, Oğuz Destanı’nda ise yol gösterici rol oynamıştır. Barakların mensup olduğu Saka Türklerinin kahramanı Afrasiyap (Alpertunga) ecdadı ile Oğuzlar arasında çekişmelere farklı yönde sahiplemelerle, destanlara konu olmuştur.
Mesudi, Göktürk hanlarının asıllarının Karluklardan olduğunu söylemiştir13. Hükümdarlar iki zümreden gelmektedir. Birisi Çiğil, Yağma Karluk kabilelerine dayanan Afrasiyap oğulları ki, bunlar bir mağarada doğmuş kralın kurt tarafından beslenen bir prensin neslinden gelirler, dünyayı dörde bölerek yönetirler. Börü Tegin bu efsaneye aittir. Burada kurt doğrudan doğruya baba veya anadır; yani atadır. İkinci topluluk Uygurlar ve Oğuzlardır. Bunlar ağacın yarılmasından veya ışıktan (nur) çıkan kızdan türemişlerdir. Bunlarda ise kurt, bizim Oğuz Destanı’nda olduğu gibi seferlerde yol gösteren bir kılavuz totemdir. Burada kurdun ana olduğu zikredilmemiştir. Yol gösteren kurt yeleli bir erkek bozkurttur.
13 Z. Velidi Togan, Oğuz Destanı, İstanbul, 1982s.134.
14 Ahmet Vefik Paşa, Lehce-i Osmani,Hazırlayan: Recep Toparlı, Ankara, 2000.
15 Hüseyin Kasım Kadri, Büyük Türk Lügati, C.I, İstanbul, 1928.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bozkurt

  Sivas Cer Atelyesi’nde 1939 - 1953 yılları arasında demiryolu araçlarının sadece bakım ve onarımları yapılır. Kuruluşundan tam 14 yıl sonr...